İsrail’in Katar saldırısının ayrıntıları ortaya çıkıyor

İsrail, 9 Eylül Salı günü Katar’ın başkenti Doha’ya savaş uçaklarıyla saldırdı. Saldırı, Hamas Siyasi Büro üyeleri ve diğer yetkililerinin toplantı yaptığı bir binayı hedef aldı. Trump saldırıyı kınadı, ama haberdar olduklarını itiraf etti. Kaynaklar, ABD tankerlerinin İsrail uçaklarına yakıt ikmali yaptığına işaret ediyor. Hamas liderleri saldırıdan kurtuldu.

Doha’daki saldırının hedefinde, Hamas’ın müzakere heyeti vardı. Baş müzakereci Halil el Hayya’nın başkanlığında toplanan grup, ABD’nin son ateşkes önerisini görüşecekti.

İsrail, önceki saldırılardan farklı olarak, Katar saldırısını kendilerinin yaptığını açıklamakta çok hızlı davrandı. Saldırının üzerinden bir saat geçmeden İsrail hükümeti, Hamas liderliğini hedef aldığını duyurdukları saldırıyı gururla “zafer” olarak niteledi.

Fakat saldırının, somut hedef açısından pek de zafer olmadığı ortaya çıktı. Saldırıda Hamas Siyasi Büro Üyesi Halil Hayye’nin ofis müdürü Cihad Lebed, Halil Hayye’nin oğlu Hemmam Hayye, Hamas üyeleri Abdullah Abdulvahid, Mümin Hassune, Ahmed el-Memluk ve Katarlı polis Bedir Saad Muhammed el-Hamidi yaşamını yitirdi.

Dün yaşananlar, kısa süre önce Katar’ın saldırıdan haberdar olduğu ve Hamas liderlerinin binadan apar topar tahliye edildiklerine işaret ediyor.

Katar’a bu istihbaratın nereden geldiği henüz bilinmiyor.

Ibana24 isimli, Fas’tan yayın yapan bir site, istihbaratın MİT’ten gittiğine dair bir haber girdi. Ortadoğu’ya yönelik yayıncılık yapan ve MİT’e yakınlığıyla bilinen kimi Türk sosyal medya hesapları da söz konusu haberi hızla paylaşmaya başladı.

Ancak henüz hiçbir güvenilir haber kaynağından benzer yönde bir bilgi gelmiş değil.

NETANYAHU’NUN BAHANESİ: PAZARTESİ GÜNKÜ SALDIRI
Netanyahu, saldırının ardından yaptığı açıklamada, gerekçelerini Pazartesi günü Kudüs’te yapılan saldırı olarak duyurdu.

İki şüphelinin Kudüs yakınlarındaki bir otobüs durağına ateş açtığı olayda altı kişi yaşamını yitirmişti. Hamas’ın silahlı gücü Kassam Tugayları, saldırıyı üstlenmişti.

Netanyahu, müzakere toplantısını kastederek, “Salı günü, önümüzde operasyonel bir pencere açıldı” dedi, “İsrail Ordusu ve Şin Bet’e derhal eyleme geçme emri verildi”.

İsrail Başbakanı, saldırıdan birkaç saat sonra Kudüs’teki ABD Büyükelçiliği’nde bir etkinlikteydi. İsrail medyasının aktardığına göre, burada yaptığı konuşmada, “Katar saldırısı tüm dünya için çok etkileyici oldu” diye hava attı.

Netanyahu ABD Büyükelçiliği’nde olduğu sırada Yemen’in attığı füzeler nedeniyle sirenler çaldı. Füzeler İsrail tarafından havada engellendi.

Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, basın mensuplarına yaptığı açıklamada saldırıyı “devlet terörü” olarak niteledi ve “Katar’ın egemenliğinin ihlal edilmesine müsamaha göstermeyeceğini ve bu açık saldırıya yanıt verme hakkını saklı tuttuğunu vurguluyoruz” dedi.

TRUMP ‘BİR DAHA OLMAYACAK’ DEDİ, VAKİTLERİNİN YETMEDİĞİNİ İDDİA ETTİ
Katarlı Al Sani, ABD’nin kendilerine saldırıdan 10 dakika sonra bilgi verdiğini açıkladı.

Ancak ABD’nin, saldırıdan önce bilgisi vardı.

ABD Başkanı Donald Trump, sosyal medyadan yaptığı açıklamada “Barışı sağlamak için bizimle birlikte çok çaba sarf eden ve cesurca riskler alan, egemen bir ülke ve ABD’nin yakın müttefiki olan Katar’ı tek taraflı olarak bombalamak, İsrail’in veya Amerika’nın hedeflerine hizmet etmez” dedi.

“Bu karar Başbakan Netanyahu tarafından alınmış bir karardı, benim tarafımdan alınmış bir karar değildi” yorumunu yapan Trump, kendilerinin saldırıdan kısa bir süre önce ABD ordusu aracılığıyla bilgilendirildiklerini ifade etti.

ABD SALDIRIYA FİİLEN DE KATILMIŞ OLABİLİR
ABD Başkanı, saldırıya ilişkin bilgi alır almaz Özel Temsilcisi Steve Witkoff’a Katarlıları “yaklaşan saldırı” hakkında bilgilendirmesini istediğini belirterek, “O da bunu yaptı ancak ne yazık ki saldırıyı durdurmak için çok geç kalınmıştı” ifadesini kullandı.

Bu ifade, soru işaretleri yarattı. Daha önce ABD, İran’a yönelik bir hava saldırısını durdurması için İsrail’e son anda baskı yapmış ve İsrail uçakları havada geri dönmüştü. Önce Witkoff’un, sonra Katar’ın arandığı sürede İsrail’e benzer bir talimat verilebilirdi.

Ancak dün bölgedeki uçuş hareketlerine dair açık kaynak verileri, ABD’nin İsrail’e yalnızca yeşil ışık yakmakla kalmamış, saldırıya bilfiil katılmış olabileceği şüpheleri uyandırıyor.

İsrail kaynakları, Ürdün ve Suudi Arabistan hava sahasından geçerek Katar’ı vuran İsrail uçaklarının havada ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı’na bağlı tankerlerden yakıt ikmali aldığını iddia etti.

Açık kaynak uçuş verileri, ABD komutasındaki RAF KC3 Voyager ve USAF KC-46A Pegasus tanker uçaklarının saldırı saatlerinde Katar’ın doğusunda havalandıklarına işaret ediyor.

İSRAİL SÜREKLİ BAŞKA DEVLETLERE SALDIRIYOR AMA KATAR YENİ BİR SEVİYE
İsrail son dönemde, doğrudan sınır paylaşmadığı ülkeler olarak önce İran’a, ardından -yakın tarihin gördüğü en büyük uluslararası terör eylemlerinden birinde- hükümet üyelerinin ölümüyle sonuçlanacak şekilde Yemen’e saldırdı.

Fakat Katar, hukuken olmasa da, siyasi olarak İran ve Yemen’den farklı: Sünni Körfez Arap ülkeleri grubunun bir parçası ve ABD’nin müttefiki. O kadar ki, ABD’nin Ortadoğu’daki en büyük askeri üssü Katar’da bulunuyor. Dünkü saldırı, bu üsse 44 kilometre uzaklıkta yapıldı.

Bu arada, İsrail’in İran, Yemen ve Katar’a saldırıları, doğrudan hükümetin duyurduğu ve füzelerle yapılan saldırılar. İsrail’in, topraklarında terör eylemleri düzenlediği ülkelerin listesi bunun ötesinde.

Gazze’ye yardım götürmek için yola çıkmış olan Küresel Sumud Filosu’ndaki teknelere, Tunus karasularında, daha doğrusu, Sidi Ebu Seyd limanında demirlemiş oldukları sırada dün gece ikinci kez İHA saldırısı düzenlendi.

AKÇELİ İLİŞKİLER VE HEDİYELERE BOĞMALAR DA KATAR’I KURTARAMADI
Katar’ın ABD’yle ilişkisi yalnızca siyasi ittifaktan ve Katar’daki ABD askeri varlığından ibaret değil.

Körfez’in bu Arap krallığı, mevcut Amerikan yönetiminin en kilit isimleriyle, para üzerinden de yakınlığa sahip.

Trump, başkan seçilmesinin ardından geçtiğimiz Mayıs ayında Katar’ı ziyaret etti. Bu ziyarette 1.2 trilyon dolar gibi astronomik bir miktara ulaşan yatırım anlaşmaları yapıldı.

Trump’ın Ortadoğu’ya yönelik planının, ABD-İsrail çizgisini eleştiren tüm aktörler saf dışı bırakıldıktan sonra Körfez Arap ülkelerinden akıtılacak parayla bölgenin bir sermaye cennetine çevrilmesi olduğu biliniyor. Trump’ın Gazze’yi “Las Vegas” yapma planı, bu yaklaşımın parçası. Katar, bu plandaki önemli oyunculardan biri.

Ama Mayıs ayındaki ziyarette Katarlıların Trump’a yönelik kuru, yatırım anlaşmaları ve siyasi işbirliğinden ibaret kalmadı. Arap şeyhleri, parayı çok sevdiği bilinen Trump’a 400 milyon dolar değerinde bir özel jet hediye ettiler.

“Uçan Saray” denilen uçak, halihazırda Trump’ın ilk sırada gelen başkanlık uçağı olarak kullanılıyor.

Katar’ın ABD yönetimiyle akçeli ilişkileri, Trump’la sınırlı değil. ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff da on yıllardır Katar’la ticari ilişkileri üzerinden zengin olmuş bir iş adamı.

DAUSEN

Girne Belediyesi

Girne Belediyesi

Gönyeli Alayköy Belediyesi

array(4) { ["reklam_linki"]=> string(31) "https://guvensigortakibris.com/" ["reklam_gorseli"]=> string(63) "https://bugunkibris.com/wp-content/uploads/2024/11/mavi-gif.gif" ["hangi_pragraflar_arasina_geldin"]=> string(1) "3" ["reklami_yayinla"]=> bool(true) }