Lapta Hesap İşi’nin Ustası Sıdıka Ruso: “Yetmiş üç yıldır kültürümüzü yaşatıyorum”

83 yaşındaki Sıdıka Ruso, Lapta Hesap İşi’ni genç yaşta öğrenip bugünlere taşıdı. Nakışın hikâyesini anlatan Ruso, “Kültürümüze sahip çıkın, bir milleti ayakta tutan şey kültürdür” dedi.

Kıbrıs, tarih boyunca coğrafi konumu nedeniyle birçok medeniyetin gözdesi oldu. Bu zengin geçmiş adanın kültürel yapısına da yansıdı.

Kıbrıslı Türkler, geçmişten gelen bu kültürel mirasları yanında aynı zamanda kendi üretim ve yaratıcılıklarıyla ortaya koydukları değerlerle de bu topraklardaki kimliklerini güçlendirmeye devam ediyorlar.

Özellikle geleneksel el sanatlarından biri olan Lapta Hesap İşi, bu özgün kültürel zenginliğin en önemli örneklerinden biri…

Lapta Hesap İşi’ni günümüzde doğduğu topraklarda yani Lapta’da üreten ve aynı zamanda genç nesillere de aktaran Sıdıka Ruso, Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) hem bu nakışı hem de bu nakışla şekillenen kendi yaşam hikayesini anlattı.

Lapta’da 1942 yılında doğan ve bugün 83 yaşında olan Sıdıka Ruso bu nakışın günümüzde en önemli ustalarından biri olarak biliniyor.

Lapta Hesap İşi aynı zamanda Sıdıka Ruso’nun öncülüğünde, Kıbrıs Türk Girişimci Kadınlar Derneği’nin (GİKAK) başvurusu ve Lapta Kültür Sanat Derneği ile Lapta Alsancak Çamlıbel Belediyesi’nin iş birliğinde tescillenen KKTC’nin ilk el sanatı olma özelliğini de taşıyor.

LAPTA HESAP İŞİ’NİN DOĞUŞU: LAPTA’YA TAYİN OLAN FİKRİYE ÖĞRETMEN
Sıdıka Ruso, bu nakışın bir asrı aşan bir süredir Lapta’da işlendiğini ve herşeyin Lapta’ya Lefkoşa’dan tayin olan Fikriye Öğretmenle başladığını anlattı.

Fikriye Öğretmen’in Lapta’ya geldiği zaman buradaki insanların çoğunlukla beyaz ipek kumaştan kıyafetler giydiklerini farkettiğini söyleyen Ruso, “Lapta’da ipek böcekciliği yaygındı. Dolayısıyla Laptalılar da beyaz ipekten kıyafetler giyiyorlardı. Bu kıyafetlerin yakalarına da renkli iplikten iğne oyası işliyorlardı.” dedi.

Ruso, Fikriye Öğretmen’in Laptalı Kadınlar’a iğne oyasını kıyafetlerinin farklı kısımlarına da işleyerek, daha süslü bir giyisi elde etmeyi teklif ettiğini ve böylece de Lapta Hesap İşi’nin doğduğunu anlattı.

Fikriye Hanım’ın bir zaman sonra hayvan ve çiçek motiflerini sayarak yapmayı teklif ettiğini aktaran Ruso, bu sayede hem kadınların hesabının (matematik) iyileşeceğini hem de nakışların tümünün aynı şekilde yapılabileceğinin amaçlandığını kaydetti.

Ruso, Lapta İşi’nde kullanılan farklı motifler olduğunu da aktararak, şöyle devam etti:

“II. Elizabeth’in taç giymesi nedeniyle İngiliz Valisi okulları ziyarete geldi. Bu geziler kapsamında Lapta’daki okula da geldi. Vali’ye bu ziyarette Lapta Hesap İşi’ni gösterdiler. Bu işi beğenmiş olacak ki bir müddet sonra okulumuza geri geldi. Laptalı kadınlara kazlı bir motif gösterdi ve bu motifin yapılmasını istedi. O kazlı motif şimdi bizim en eski motiflerimizdendir.”

Lapta işinde kazlı motif yanı sıra pek çok örnek olduğunu da söyleyen Ruso, bunlar arasında yıldızlı, canavarlı, kuğulu, altın yapraklı, bardaklı, muhabbet kuşlu, güvercinli, aslanlı, kartallı gibi motiflerin sayılabileceğini ifade etti.

Ruso, özellikle kartallı motifin önemini işaret ederek, şöyle konuştu:

“Osmanlı Dönemi’nde adada kartalların öldürülmesi yasaklanmıştı. Bu nedenle de Lapta’da çok fazla kartal vardı. Hatta büyüklerimiz kartalın Lapta’nın sembolü olduğunu söylerler. Tabi zamanla kartallar çok fazla çoğaldı ve insanlara zarar vermeye başladı. İngilizler de kartalların öldürülmesi kararı aldılar. Tabii böyle olunca da günümüzde artık Lapta’da pek kartal kalmadı.”

LAPTA HESAP İŞİ’NDE TOPLUMLAR ARASI ÇATIŞMALAR NEDENİYLE SIKINTILI GÜNLER
Lapta Hesap İşi’nin ipek kumaş üzerine işlendiğini vurgulayan Ruso, 1960’lara hatta 70’lere kadar hep ipek kumaş kullandıklarını ancak o dönemde ipek kumaşın dokunmasının azalmasıyla kumaş bulma konusunda çok sıkıntı yaşadıklarını ifade etti.

Sıdıka Ruso bir yerlerden kumaş bulmaya çalıştığını ancak adada iki toplum arasında yaşanan çatışmalar nedeniyle bunu korka korka yaptığını da anlatarak, “Çok zor günlerdi. Parasızlık, yoksulluk, dört tane çocuk vardı. Kocam cephede, nerede olduğunu da bilmiyordum” dedi.

Girne’ye göçmen olduklarını ve oradan da Lefkoşa’ya sonrasında yine Girne’ye geldiklerini dile getiren Ruso, tek tük buldukları kumaşlarla nakışları işleyip, Girne’de sattığını ve bu sayede o dönemde zar zor geçinebildiğini anlattı.

Ruso, bir gün yine Girne’de iken yaşlıca bir Kıbrıslı Rum’un yanına geldiğini, Lefkoşa’da olan mağazası için kendisine Lapta Hesap İşi işleyip, satmasını teklif ettiğini de anlatarak, “Tam dilini de anlamıyordum, yarım yamalak anlaştık. Ben kocama sorayım dedim. Ama kocam nerde onu bile bilmezdim. Korkudan bir komutana gittim. Durumu anlattım. Komutan ferah etti. Sana da kazanç olur, çocuklarına süt alırsın” dedi.

Bu sayede Kıbrıslı Rum’la çalışmaya başladıklarını, Kıbrıslı Rum’un kendisine kumaş tedarik ettiğini ve iplik alabilmesi için 70 Kıbrıs lirası verdiğini de kaydeden Ruso, zamanla işlerin tekrardan arttığını söyledi.

Ruso, Kıbrıslı Rum’la çok güzel çalıştıklarını vurgulayarak, talebin artmasıyla birlikte kız kardeşlerinin de nakış işlemeye başladıklarını ve bu sayede ekonomik olarak rahatladıklarının altını çizdi.

Savaştan sonra kumaş bulmak için Türkiye’ye gittiğini ancak ipek kumaş bulamadıklarını söyleyen Ruso, “Bilin, biz Kıbrıslılar biraz yüksek sesle konuşuruz. Gitmeden önce konuşurken, yan masa oturan adam yanımıza geldi. Konuştuklarımızı duymuş, pamuk ipliğinden kumaş dokuduklarını ve istersem satabileceğini söyledi. Anlaştık, parayı da peşin verdim. Ailem tanımadığı bir adama para verdiğim için beni çok eleştirdi. Ama ben hislerime çok güvenirim. Bu adam dürüst birine benziyordu. Dediğim oldu, adam sözünü tutu ve tam 22 gün sonra telefon açıp, malı postayla yolladığını haber verdi.” ifadesini kullandı.

Sıdıka Ruso, bugün hala aynı adamla çalıştığını da vurgulayarak, “Bugün oldu, aynı adam, aynı aile, 25 senedir. Gözlerini unuttum, ailesini bilmem. Sadece geçen sene adam hasta oldu. Bir ay kumaşı göndermeye gecikti. Beni aradı, özür diledi.” şeklinde konuştu.

Lapta Hesap İşi’nde sadece kumaşın değil, ipliklerin de çok önemli olduğunu işaret eden Ruso, kullandıkları ipliğin Fransız malı DMC olduğunu ve onları da Adana’dan getirttiğini söyledi.

Bazı ipliklerin boya çıkarttıklarına da dikkat çeken Ruso, “Müşteriden beddua almak istemem, o nedenle nakıştan önce mutlaka her ipliği ıslatırım, boya çıkarıp çıkarmadığına bakarım.” dedi.

SIDIKA RUSO, LAPTA İŞİ’NE HENÜZ 10 YAŞINDA İKEN BAŞLADI
Ruso, tüm bunları tecrübe ederek öğrendiğini de aktararak, kendisinin bu işe henüz 10 yaşında iken başladığının altını çizdi.

Lapta’da sadece annesi ve teyzesi değil, hemen hemen tüm komşuların Lapta işini işlediğini söyleyen Ruso, iki yıl boyunca annesine yardım ettiğini ama daha sonra tek başına bu nakışı işlemeye başladığını belirtti.

Sıdıka Ruso, kendisinin ilk çalışmasının bardaklı motifi içeren bir bluz olduğunu ve bluz için o günün parasıyla 1.5 İngiliz Lirası’na anlaştığını dile getirerek, “Bluzu bitirdim ancak kız kardeşim bluzun üzerine ceviz suyu akıttı. Tabi cevizin lekesi çıkmaz. Bizim para gitti.” dedi.

O yaştan bu güne kadar hiç durmadan çalıştığına dikkat çeken Ruso, “Evet Hesap İşi olduğu için hem gözü yorardı hem de çok sabır gerektirirdi ama çok da güzel para kazandık.” şeklinde belirtti.

Ruso, Kıbrıslı Rum mağaza sahibiyle iş yaptığı dönemde toplam 200 kişi birlikte çalışmaya başladıklarını söyleyerek, şöyle devam etti:

“Çok fazla teklif almaya başladığımız için genç, yaşlı birçok kadınla bu işi yapmaya başladık. Çünkü o günlerde paraya ihtiyacımız vardı. Ayrıca evde üç tane, dört tane çocuğu olan kadınlar bu işi hem evlerinden yapabiliyorlar hem de çocuklarına bakabiliyorlardı. Ayrıca ben çok acı çektim. Harp gördüm. Ölüm gördüm. Önümde ölenler oldu. Eğer bu iş olmasaydı, beni meşgul etmeseydi, hergün bunları düşünmekten tımarhanelik olurdum.”

Bu işi yapmak isteyenlere tavsiyelerde de bulunan Ruso, Lapta işinin hesap kitap işi olduğunu, dolayısıyla sabırlı ve matematiği kuvvetli insanların bu nakışı yapabileceklerini söyledi.

Ruso, eskiden ülkede çok fazla turist olduğunu bu nedenle de daha fazla satış yaptıklarını belirterek, Lapta İşi satın alan Alman ve İngiliz müşterileri olduğunu kaydetti.

LAPTA HESAP İŞİ’NİN KKTC’DE İLK EL SANATI OLARAK TESCİLLENMESİ
GİKAK Başkanı İçim Çağıner Kavuklu’nun kendisi ile iletişime geçerek, birlikte çalışma başlattıklarını anlatan Ruso, Lapta Hesap İşi’nin tescillenmesi sırasında ünlü moda tasarımcısı Dilek Hanif’in de çok büyük katkısı olduğunu söyledi.

Sıdıka Ruso, konuşmasında son olarak gençlere de seslenerek, bu işi öğrenmek isteyenlere kapısının her zaman açık olduğunu ifade etti.

“Kültürümüze sahip çıksınlar. Yüzyılların kültürüdür. Bugüne kadar ben getirdim. Yetmiş üç senedir bu kültürü yürüttüm. Ne aç kaldım ne açıkta kaldım.” diyen Ruso, bir milleti ayakta tutan şeyin kültür olduğunu belirterek, gençlerin de kendi kültürlerini öğrenmelerini temennisinde bulundu.

TAK / Gülden Hacımevlüt Alyaz – Süleyman Önal

DAUSEN

Girne Belediyesi

Girne Belediyesi

Gönyeli Alayköy Belediyesi

array(4) { ["reklam_linki"]=> string(31) "https://guvensigortakibris.com/" ["reklam_gorseli"]=> string(63) "https://bugunkibris.com/wp-content/uploads/2024/11/mavi-gif.gif" ["hangi_pragraflar_arasina_geldin"]=> string(1) "3" ["reklami_yayinla"]=> bool(true) }