Bugün Kıbrıs

İskele’de “Mülke Tecavüz”, “Genel Rahatsızlık” ve “Askeri Yasak Bölgeyi Yasa Dışı İhlal” iddiasıyla tutuklanan beş Kıbrıslı Rum yurttaşın avukatı Murat Metin Hakkı, bugün çıkarıldığı İskele Kaza Mahkemesi’nde teminatla serbest bırakıldı. Dün Ercan Havalimanı’ndan adaya giriş yaparken gözaltına alınan avukat Murat Metin Hakkı, bu sabah mahkemeye elleri kelepçeli şekilde getirildi.

Hakkı’ya yöneltilen suçlamalar arasında, Rum müvekkillerine ait taşınmaz mallarla ilgili kişisel verilerin ihlali, 1974 öncesine ait tapu kayıtlarının izinsiz temini ve bu bilgilerle Güney Kıbrıs’ta dava açılmasına zemin hazırlamak yer aldı. Polis soruşturmasında ayrıca, Hakkı’nın müvekkillerinin taşınmaz mal komisyonuna yaptığı başvurulara dair belgeler ve listeler bulunduğu iddia edildi.

“BU DAVADA BİRÇOK GARABET GÖRÜYORUM”
Duruşma sonrası basına açıklama yapan Hakkı, yöneltilen suçlamaları reddederek şunları söyledi: “Aslında bu davayla ilgili olarak hukuki açıdan birçok garabet görüyorum. Bana ve sair kişiler yanında araştırma konusu taşınmaz mallarda hak sahibi olan Rum müvekkilime kişisel verileri ihlalle ilgili ithamlar ve suçlamalar yöneltilmiştir. Bunu kesinlikle, gayet açık ve net bir şekilde reddediyorum.”

“YASALAR MUĞLAK VE ÇELİŞKİLERLE DOLU”
Kişisel Veriler Yasası’nda ciddi belirsizlikler olduğunu dile getiren Hakkı, “Bugün biri benim saçlarımın beyazladığını yazsa bu da kişisel veri ihlali mi olacak? Yasada suç tanımı açık ve net yapılmamıştır” dedi.

“DEVLET KENDİ MALIYLA İLGİLİ ŞİKÂYETÇİ OLDU”
Hakkı, emarelerde yer aldığı belirtilen 14 taşınmaz malın önemli bir kısmının müvekkiline ait olduğunu belirterek, “Bu malların beş tanesi KKTC adına kayıtlıdır. Müvekkilim iadeye başvurmuştur ve bu mallar büyük ihtimalle iade edilecektir. Buna rağmen devletin şikâyetçiler arasında yer alması olgusal ve hukuksal bir garabettir” dedi.

“ŞİRKETLER MUKAYYİTLİĞiNDE ARAŞTIRMA SUÇ DEĞİL”
2021’de Şirketler Mukayyitliği’nde yapılan araştırmaların da suçlama konusu yapıldığını belirten Hakkı, “Şirket kayıtları kamuya açık bilgilerdir. Müvekkilimin talimatıyla bu bilgileri edinmek suç değildir” dedi.

“DEMİREL’İN SÖZÜYLE: DOLMAMIŞ ÇOCUĞA DON BİÇMEK”
Güney’de Türkler aleyhine dava açılacağı iddialarına değinen Hakkı, “Ortada açılmış dava yoktur. 2021 tarihli belgeler üzerinden böyle bir ihtimal üretmek, rahmetli Süleyman Demirel’in sözüyle ‘dolmamış çocuğa don biçmekle’ eşdeğerdir” ifadelerini kullandı.

“AİHM’DEKİ KAZANIMLARIMIZ TEHLİKEYE ATILABİLİR”
Hakkı, sürecin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşınması halinde, 2010’daki Demopoulos kararının gerisine düşülme riskine dikkat çekti:

“Bu hukuken çok tehlikeli bir noktadır. Uluslararası mahkemeler hak iddia edilen mala erişimin suç sayılmasına farklı yaklaşabilir.”

“KKTC YARGISINA GÜVENİYORUM”
Adaya geri dönmeden önce duyumlar aldığını söyleyen Hakkı, “Bunları bilerek adaya geri döndüm. Herkes eteğindeki taşı döksün, bu iş temizlensin. KKTC yargısı ülkemizin yüz akıdır. Anglo-Sakson hukuk sistemine dayalı mahkemelerimizi Mussolini mahkemelerine dönüştürmeye izin vermeyeceğiz” dedi.

“MÜCADELEDEN VAZGEÇMEYECEĞİM”
Avukatlık mesleğini yasalar çerçevesinde sürdürmeye devam edeceğini vurgulayan Hakkı, “Türk müvekkillerimin de, Rum müvekkillerimin de haklarını savunmaktan vazgeçmeyeceğim. Hukuk camiası olarak kenetlenmeliyiz. İri olmalıyız, diri olmalıyız, bir olmalıyız. Bu süreçten alnımız ak, başımız dik çıkacağız” diye konuştu.

Kelepçe uygulaması sorusu üzerine ise Hakkı şu yanıtı verdi:
“Benim özgüvenim tamdır, kelepçe ile getirilmeme rağmen ceketle örtmeye ihtiyaç duymadım. Bu hukuk camiasına yapılmış büyük bir harekettir. Baro’nun gerekli tepkiyi göstereceğine inanıyorum.”