Gazze’de KKTC vatandaşlarının dramı sürüyor: “İki yıldır çadırlarda ölümle yaşıyoruz”
Türkiye 58 vatandaşını tahliye etti ama tek bir KKTC vatandaşı listelerde yok. “Çocuklarımız ölüme terk edildi, sesimizi duyun!”
Gazze’de KKTC vatandaşlarının dramı sürüyor: “İki yıldır çadırlarda ölümle yaşıyoruz”
Türkiye 58 vatandaşını tahliye etti ama tek bir KKTC vatandaşı listelerde yok. “Çocuklarımız ölüme terk edildi, sesimizi duyun!”
Bugün Kıbrıs / Emine Yüksel
Gazze’de mahsur kalan yüzlerce KKTC vatandaşı, savaşın ortasında çadır hayatına mahkum edildi. Tahliyeler yalnızca TC vatandaşlarıyla sınırlı kalırken, KKTC vatandaşları sosyal medyada #TürkiyeSesimiziDuy etiketiyle yardım çağrısı yaptı.
Wafaa: “Neredeyse 17 kez yer değiştirdik. Çocuklarımız için okul yok, yemek yok, ilaç yok. Biz Türk kanı taşıyoruz ama sesimizi duyan yok.”
Zehriye Şerab: “Bir anne iki yıl çocuklarından ayrı yaşayamaz. Oğlum beyin felci hastası, beslenme yok, tedavi yok. Çocuklarımı kurtarın.”
Enas El-Şami: “Çocuklarım çadırlarda hastalıklarla boğuşuyor. Yardım edin.”
Reema Alashı: “Babam, kız kardeşim ve yeğenim sokakta çadırda yaşıyor. Kendi masraflarımızı karşılamaya razıyız. Yeter ki sesimizi duyun.”
TAHLİYELER SADECE TC VATANDAŞLARI İÇİN BAŞLADI
Öte yandan önceki gün 58 Türkiye Cumhuriyeti (TC) vatandaşı tahliye edilerek Türkiye’ye ulaştı. Mayıs 2024’te Refah Kapısı kapanmadan önce listelerde yer alan birçok isim, aradan geçen iki yıla rağmen hâlâ Gazze’de ölümle burun buruna yaşam mücadelesi veriyor.
Tahliye edilen TC vatandaşları İstanbul Havalimanı’nda AFAD tarafından karşılandı. Ailelerin çoğu kendi imkânlarıyla Türkiye’ye yerleşirken, yardıma ihtiyaç duyan üç aile Adana’daki bir kampa yerleştirildi. Bu gelişme, tahliye sürecinin yeniden başladığını gösterse de, sürecin yalnızca TC vatandaşlarıyla sınırlı kalması KKTC vatandaşlarını belirsizlik içinde bıraktı.
Türkiye’nin Kudüs Büyükelçiliğine başvuran KKTC vatandaşları, taleplerine yalnızca otomatik e-postalarla yanıt verildiğini anlattı. Söz konusu yanıtlarda şu ifadeler yer alıyor: “Gazze’den tahliye operasyonlarımız için girişimlerimiz devam etmektedir. Ancak mevcut aşamada tahliye operasyonlarımız, halihazırda Gazze’de bulunan vatandaşlarımız ve Gazze’de bulunan vatandaşlarımızın birinci derecedeki aile yakınları ile sınırlı tutulmaktadır.”
Bu yanıt, Gazze’de mahsur kalan KKTC vatandaşlarının çaresizliğini daha da derinleştirirken, onlar da seslerini duyurmak için sosyal medyada #TürkiyeSesimiziDuy etiketiyle kampanya başlattı. Bu insanlık dramı, daha önce Bugün Kıbrıs’ın “Tahliye çağrıları yanıtsız kaldı: KKTC vatandaşları Gazze’de ölüme terk edildi!” ve “Tahliye belirsizliği sürüyor | KKTC vatandaşları Gazze’den seslendi: ‘Bu insanlık dramını görmezden gelmeyin'” başlıklı haberleriyle de gündeme getirilmişti.
Gazze’de yaşayan KKTC vatandaşları, gazetemize konuşarak yaşadıkları acıları ve taleplerini dile getirdi:
WAFAA SALİM SHURAB: “NEREDEYSE 17 KEZ YER DEĞİŞTİRDİK, AÇLIK VE ÖLÜMLE YÜZ YÜZEYİZ”
Gazze’nin Han Yunus kentinden KKTC vatandaşı Wafaa Salim Shurab, beş çocuğuyla yaşadığı dramı şöyle anlattı: “Savaş başlamadan önce ailemle birlikte Türkiye’ye gidip oradan da vatandaşlık almak üzereydik. Ancak savaşla birlikte her şey yıkıldı. Evimizi bırakıp kaçmak zorunda kaldık. Bir çadır aldık ve İsrail ordusunun ‘güvenli’ ilan ettiği bölgelerde yaşamaya çalıştık. Ne su, ne yemek, ne ilaç vardı. Neredeyse 17 kez yer değiştirdik. İki yıldır çocuklarımız için okul yok. Hayatın her alanında acıyı yaşadık. Biz Türk kanı taşıyoruz ama sesimizi duyan yok.”
- Wafaa Salim Shurab ve ailesi
Wafaa, çocuklarının hayatta kalabilmesi için dünyaya çağrıda bulundu: “Yazın güneşten kavruluyoruz, kışın yağmurdan sırılsıklam oluyoruz. Üzerimizde sadece bir kumaş parçası var, bizi ne soğuktan ne sıcaktan ne de roket şarapnellerinden koruyor. Hayallerimiz yok oldu, geçmişimiz ve geleceğimiz yandı. Lütfen bizi kurtarın, Türkiye’deki ailemizle buluşalım.”
ZEHRİYE ŞERAB: “BİR ANNE İKİ YIL ÇOCUĞUNDAN AYRI YAŞAYAMAZ”
Yaralı kızının tedavisi için Türkiye’ye gelen KKTC vatandaşı Zehriye Şerab, çocuklarının Gazze’de kaldığını belirtti: “Bir buçuk yıl önce Türkiye’ye geldim. Çocuklarım Han Yunus’un Mawasi bölgesinde çadırlarda yaşıyor. Büyük oğlum beyin felci hastası ve yetersiz beslenmeden çok kötü durumda. Tedavi kesildiği için sık sık nöbet geçiriyor. Bitkin düştü, ayağa kalkamıyor. Ben ise Konya’dayım. Bir anne nasıl iki yıl çocuklarından ayrı yaşayabilir? Çocuklarımdan ayrı yaşayamıyor, uyuyamıyorum. Onları yanımda istiyorum.”
ENAS EL-ŞAMİ: “ÇOCUKLARIMI MOLOZLARIN ARASINDAN SÜRÜKLEYEREK KAÇTIM”
Gazze’de beş çocuğuyla hayatta kalma mücadelesi veren Enas El-Şami, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Bombalama o kadar şiddetliydi ki güvenli bir yer kalmamıştı. Ailemin evine sığındım ama sokak şehitler ve yaralılarla doluydu. Evimin yanındaki bina vuruldu, etrafı sadece siyah toz kapladı. Çocuklarım korkudan çığlık atıyordu.
Sabahın üçünde uçaklar delice bombalıyordu. Çocuklarımı arkamdan sürükleyerek kaçıyordum. Molozların üzerine düştüm. Bir süre sonra ayağımın yaralandığını fark ettim ama hastaneler ağır yaralı insanlarla doluydu, bu yüzden kendi kendime kapatıp önemsemedim.”
Yaşadıklarının ardından eşinin Katar’a tedaviye giden yaralılarla birlikte ayrıldığını belirten El-Şami, çocuklarıyla tek başına kaldığını söyledi: “Ben ve çocuklarım savaşın ortasında açlık, bombardıman, defalarca yer değiştirme ve ilaçsızlıkla baş başa kaldık. Beş çocuğum suyu uzaklardan taşımak zorunda kalıyor, yiyecek bulmak için kendi başlarına mücadele ediyor. Babalarını çok özlüyorlar, ona daha çok ihtiyaç duyuyorlar.”
Savaşın psikolojik ve fiziksel etkilerini de dile getiren El-Şami, “Aşırı korkudan uykusuzluk çekiyorum. Savaştan önce 92 kiloydum, şimdi kıtlık ve korku nedeniyle 58 kiloya düştüm. Yazın sıcağından, kışın soğuğundan ve pazar gününe bile yetmeyecek kadar küçük çadırdan çok çektik” sözleriyle çaresizliğini ifade etti.
- Enas El-Şami’nin ailesi
- Enas El-Şami’nin ailesi
- Enas El-Şami’nin çocukları sıcaklık, kötü hijyen ve yetersiz beslenme nedeniyle cilt hastalıklarıyla boğuşuyor.
- Enas El-Şami’nin çocukları sıcaklık, kötü hijyen ve yetersiz beslenme nedeniyle cilt hastalıklarıyla boğuşuyor.
- Enas El-Şami’nin çocukları sıcaklık, kötü hijyen ve yetersiz beslenme nedeniyle cilt hastalıklarıyla boğuşuyor.
- Enas El-Şami’nin ailesi
- Enas El-Şami’nin ailesi
- Enas El-Şami’nin ailesi
- Enas El-Şami’nin ailesi
REEMA ALASHI: “BABAM VE KIZ KARDEŞİM ÇADIRDA YAŞIYOR”
Türkiye’de yaşayan ve hem KKTC hem Türkiye vatandaşlığı bulunan Reema Alashı ise Gazze’de mahsur kalan ailesi için çağrı yaptı: “Ben Türkiye’deyim ama babam Talal Alashı, kız kardeşim Lina Alashı ve onun kızı Sandy Alshawwa Gazze’de kötü koşullarda yaşıyor. Ne su, ne yiyecek, ne tedavi var. Sokakta bir çadırda yaşam mücadelesi veriyorlar. Biz vatandaşlık hakkına sahibiz. Onların kendi masraflarımızı karşılayarak Gazze’den çıkarılmasını talep ediyoruz.”
Gazze’deki KKTC vatandaşları, uluslararası topluma ve Türkiye’ye yeniden seslendi: “Bu insanlık dramını görmezden gelmeyin. Çocuklarımızın hayatı söz konusu.”