Bugün Kıbrıs

Bağımsızlık Yolu Parti Meclisi Üyesi Cansu N. Nazlı, 5 Kıbrıslı Rum’un yargılanma sürecine ilişkin yaptığı açıklamada, yaşanan hukuksuzlukların yalnızca güncel bir siyasi misilleme olmadığını, sistematik hak ihlallerinin bir sonucu olduğunu vurguladı. Nazlı, “Bugün yaşananlar hukuki güvenliğimizin ne kadar uzun süredir tehdit altında olduğunun yeni bir göstergesidir” diyerek örgütlü mücadelenin önemine dikkat çekti.

Nazlı açıklamasında, İskele Mahkemesi’nde görülen teminat duruşmasında tahkikatın temel insan haklarıyla bağdaşmayan bir şekilde yürütüldüğüne dikkat çekerek, polisin delilden sanığa değil, sanıktan delile gitmeye çalıştığını ifade etti. Nazlı, mahkemeye sunulan şahadetle, sanıklar hakkında casusluğa dair hiçbir delil bulunmadığı açıkça ortaya konmuşken, polis yalnızca şüphe üzerinden tutuklama gerçekleştirmiş ve üç ay gibi orantısız bir tutukluluk süresi talep etmiştir dedi.

“KEYFİLİK TEAMÜL HALİNE GELDİ”
Nazlı, özellikle hükümsüz tutuklulukların aylarca sürdüğüne ve bunun artık yargılamadan çok cezasız infaza dönüştüğüne dikkat çekti. “Yabancı uyruklu kişiler için sıradanlaşan bu uygulamalara ses çıkarmayan kimi ilericilerin, aynı uygulama Kıbrıslı Elenlere yöneldiğinde rahatsız olması, ayrımcılığın bizzat kendisidir” dedi.

Mahkemelerin uzun süreli hükümsüz tutukluluk kararları ve polise verilen kolay arama izinlerinin, özel hayatın gizliliği ve haberleşme özgürlüğü gibi anayasal hakların sürekli ihlal edilmesine yol açtığını vurgulayan Nazlı, “Polisin, emare olarak aldığı cihazları tahkikatla sınırlı olmaksızın incelemesi yasal bir denetim mekanizması olmadığında tam bir suistimal alanına dönüşüyor” ifadelerini kullandı.

“HUKUKİ GÜVENLİĞİ ANCAK ÖRGÜTLÜ MÜCADELE KORUR”
Nazlı, yaşanan tüm bu hak ihlallerinin kaynağının yalnızca siyasi iktidarların tavırları olmadığını, aynı zamanda yapısal bir adaletsizlik olduğunu vurguladı. Nazlı, sıradan insanların, emekçilerin, eylemcilerin ve muhaliflerin her geçen gün hukuki güvenliklerini daha çok kaybettiğini söyledi. Nazlı, “Hukuki güvenliğimizi korumak için örgütlü mücadeleyi yükseltmekten başka çaremiz yok. KKTC’yi meşrulaştırmak korkusuyla geri durmak değil, tam aksine bu düzende yaşayan herkesin temel haklarını korumak için dayanışmayı büyütmeliyiz” dedi.