DAÜ-SEN’den yükseköğretim sistemi ve yönetime sert eleştiriler: Kaliteyi değil, acenteleri ödüllendiren bir yapı oluştu!
DAÜ-SEN Başkanı Ercan Hoşkara, yükseköğretimdeki nitelik sorunlarına ve DAÜ’de uygulanan burs politikasına dikkat çekti: “Bugün KKTC vatandaşı öğrenciler, yabancı öğrencilerden daha fazla harç öder hale geldi. Kamu ve üniversite kaybediyor, sadece acenteler kazanıyor.”
DAÜ-SEN’den yükseköğretim sistemi ve yönetime sert eleştiriler: Kaliteyi değil, acenteleri ödüllendiren bir yapı oluştu!
DAÜ-SEN Başkanı Ercan Hoşkara, yükseköğretimdeki nitelik sorunlarına ve DAÜ’de uygulanan burs politikasına dikkat çekti: “Bugün KKTC vatandaşı öğrenciler, yabancı öğrencilerden daha fazla harç öder hale geldi. Kamu ve üniversite kaybediyor, sadece acenteler kazanıyor.”
Bugün Kıbrıs
DAÜ-SEN, bu sabah Lefkoşa’da düzenlediği basın toplantısında, yükseköğretim alanındaki kalite erozyonunu ve Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde (DAÜ) sürdürülebilir mali yapının nasıl tehdit altında olduğunu kapsamlı verilerle ortaya koydu. DAÜ-SEN Başkanı Ercan Hoşkara ve sendika yönetim kurulu üyesi Hamit Caner’in açıklamaları, özellikle hükümetin ilgisizliği ve Vakıf Yöneticiler Kurulu’nun kararlarıyla derinleşen mali kriz üzerine yoğunlaştı.
Hoşkara, Kuzey Kıbrıs’ta YÖDAK onaylı 23 üniversite bulunduğunu, ancak bu kurumların niteliğinin ciddi şekilde sorgulanır hale geldiğini ifade etti. “Sahte diploma, kolay diploma, değersizleşen eğitim ve kaçak öğrenciler gibi sorunlar tüm yükseköğretim alanını tehdit eder hale gelmiştir” diyen Hoşkara, bu tablonun yıllardır süren strateji eksikliğinin ve kötü yönetimin sonucu olduğunu söyledi.
“RAFTA KALAN PLAN, DERİNLEŞEN SORUNLAR”
Hoşkara, 2018’de başlatılan ve 2021’de Bakanlar Kurulu tarafından onaylanan Yükseköğretim Strateji Belgesi’nin uygulanmadığını ve kamuoyuyla paylaşılmadığını vurguladı. “Bu planın en temel amacı, üniversiteleri uluslararası kalite standartlarına taşımaktı ancak atılması gereken adımların yüzde 90’ı atılmadı” dedi.
“DAÜ LİDER, AMA SAHİPSİZ”
DAÜ’nün Kuzey Kıbrıs’tan Times Higher Education ve QS sıralamalarına giren ilk üniversite olduğuna dikkat çeken Hoşkara, “Bugün Times listesinde adanın kuzeyinden sadece üç üniversite, QS listesinde ise yalnızca iki üniversite yer alıyor. Bunlardan biri DAÜ ve hem akademik yayın hem de uluslararası akreditasyon anlamında DAÜ lider konumda” diye konuştu.
Hoşkara, DAÜ’nün bu başarıya rağmen yıllardır mali açıdan çöküşe sürüklendiğini ve 2019’daki 30 milyon dolarlık mevduat birikiminden 2023’te maaş ödeyemeyen bir tabloya geldiğini anlattı.
DAÜ’nün 2017’den itibaren dahil olduğu Times Higher Education sıralamalarında yıllar içerisindeki yeri, güneydeki üniversitelerle birlikte aşağıdaki grafikte görülebilir:
Benzer şekilde, QS sıralama listelerinde de DAÜ’nün Kuzey Kıbrıs’tan giren ilk üniversite oluşu aşağıdaki verilerle belgelenmektedir:
Year | University | Rankhigh | Ranklow |
2016 | University of Cyprus | 351 | 400 |
2017 | University of Cyprus | 351 | 400 |
2017 | Cyprus University of Technology | 401 | 500 |
2017 | Eastern Mediterranean University | 601 | 800 |
2018 | University of Cyprus | 351 | 400 |
2018 | Cyprus University of Technology | 401 | 500 |
2018 | Eastern Mediterranean University | 601 | 800 |
2019 | University of Cyprus | 301 | 350 |
2019 | Cyprus University of Technology | 351 | 400 |
2019 | Eastern Mediterranean University | 601 | 800 |
2020 | University of Cyprus | 301 | 350 |
2020 | Cyprus University of Technology | 401 | 500 |
2020 | Eastern Mediterranean University | 801 | 1000 |
2021 | University of Cyprus | 301 | 350 |
2021 | Cyprus University of Technology | 501 | 600 |
2021 | Eastern Mediterranean University | 801 | 1000 |
2021 | University of Nicosia | 801 | 1000 |
2022 | University of Cyprus | 401 | 500 |
2022 | Cyprus University of Technology | 501 | 600 |
2022 | Eastern Mediterranean University | 501 | 600 |
2022 | University of Nicosia | 601 | 800 |
2022 | Near East University | 801 | 1000 |
2023 | University of Cyprus | 401 | 500 |
2023 | Cyprus University of Technology | 601 | 800 |
2023 | Eastern Mediterranean University | 501 | 600 |
2023 | University of Nicosia | 501 | 600 |
2023 | Near East University | 601 | 800 |
2024 | University of Cyprus | 501 | 600 |
2024 | Cyprus University of Technology | 601 | 800 |
2024 | Eastern Mediterranean University | 601 | 800 |
2024 | University of Nicosia | 501 | 600 |
2024 | Near East University | 601 | 800 |
2025 | University of Cyprus | 401 | 500 |
2025 | Cyprus University of Technology | 601 | 800 |
2025 | Eastern Mediterranean University | 601 | 800 |
2025 | University of Nicosia | 501 | 600 |
2025 | Near East University | 601 | 800 |
2025 | Cyprus International University | 601 | 800 |
2025 | European University of Cyprus | 801 | 1000 |
“BURS POLİTİKASIYLA BATIŞA HIZ VERİLDİ”
DAÜ’de 2024’te hükümet, üniversite yönetimi ve sendikalar arasında dört yıllık bir mali protokol imzalandığını ve giderlerin %90’ının kısılması sayesinde 2025 yılında 900 milyon TL tasarruf sağlandığını ifade eden Hoşkara, buna rağmen gelirlerde iyileşme olmadığını belirtti.
En büyük sorunlardan birinin, hiçbir başarı ya da ihtiyaç kriteri aranmadan yabancı öğrencilere %80 burs verilmesiyle birlikte, yıllık harçların maliyetin altına düşürülmesi olduğunu söyledi:
“Türkiye’de devlet üniversitelerinde öğrenci başına düşen maliyet 10 bin dolar, Güney Kıbrıs’ta ise Kıbrıs Üniversitesi’nde bu rakam 32 bin eurodur. DAÜ’de ise öğrenci başına sadece 6 bin 500 dolar harcanıyor. Hatta KKTC’de ilkokuldaki bir öğrencinin devlete yıllık maliyeti 6 bin dolara ulaşmışken, üniversite öğrencisi için ayrılan kaynak daha düşük kalıyor.”
DAÜ’ye yapılan kamu katkısı ile Türkiye ve Güney Kıbrıs’taki üniversitelerin öğrenci başına kamu harcamaları karşılaştırıldığında tablo daha da netleşmektedir:
“GELİRİ AZALTAN BİR YÖNETİM BAŞARILI SAYILAMAZ”
Basın toplantısında konuşan Hamit Caner de, DAÜ’nün içine itildiği mali krizin sorumluluğunun, yalnızca ekonomik değil aynı zamanda yönetsel olduğunun altını çizdi. “Bir yöneticinin en büyük görevi bütçe olanakları içinde kaliteyi yönetmektir. Eğer alınan tüm tedbirlere rağmen bütçe açığını büyütecek kararlar alınıyorsa, bu başarısızlıktır” dedi.
“DENETİM YOK, NİYET SORULAMAZ MI?”
Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Hoşkara, bazı üniversitelerin sahte diploma ve kaçak iş gücü ithali yoluyla sistem dışı gelir elde ettiğine dikkat çekti. Öğrenci vizesiyle gelen ancak eğitim almadan çalışan kişilerin, hatta insan kaçakçıları tarafından güneye geçirildiğine dair iddiaların olduğunu söyledi.
“Bu kadar açık veriler ortadayken hükümetin hâlâ harekete geçmemesi sorunu daha da derinleştiriyor. Bu yapılanlar kasıtlı mı, bilinçsizlik mi bilmiyoruz ama sonuç değişmiyor” dedi.
“HÜKÜMETE AÇIK ÇAĞRI: SORUMLULUK ALIN”
Hoşkara, Eğitim Bakanı, Maliye Bakanı ve Başbakan’a hem yazılı olarak hem de kamuoyu önünde açıkça uyarıda bulunduklarını yineledi:
“Eğer bu konu masaya yatırılmazsa, sürdürülebilir mali yapıya ulaşma çabaları gelir ayağında büyük darbe alacak. Ya devlet bu yükü üstlenecek, ya da DAÜ bu yükün altında faaliyet yürütemeyecek.”
“GREV SON SEÇENEK, AMA HAZIRIZ”
Hoşkara, sendika olarak DAÜ’ye zarar vermek istemediklerini, grevin son çare olduğunu ve şu an için çözüm arayışlarını diyalog ve veri paylaşımıyla sürdürdüklerini dile getirdi. Ancak gerektiğinde grev dahil her türlü eylem biçimine hazır olduklarını da açıkça belirtti:
“Bu kurumun geleceğini düşünen, maaşından feragat eden çalışanlar olarak, grev bizim için son noktadır ama bir seçenek olarak masadadır.”
“DEVLET ÜNİVERSİTESİ OLMADAN KAMU YÜKSEKÖĞRETİMİ OLMAZ”
Basın toplantısının sonunda Hoşkara, özelleştirme niyeti varsa bunun sadece DAÜ’yü değil tüm yükseköğretim sistemini çökerteceğini söyledi:
“Dünyada tüm yükseköğretim sistemlerinin omurgasını devlet üniversiteleri oluşturur. Eğer bunu kaybedersek, yükseköğretimi tamamen ticarileştirmiş oluruz ve bu alanda yasaklı bölgeye dönüşmemiz kaçınılmaz olur.”
HAMİT CANER: “BÜTÇE RAKAMLARI YALAN SÖYLEMEZ, YÖNETİM BAŞARISIZDIR”
DAÜ-SEN Yönetim Kurulu Üyesi Hamit Caner de, üniversitenin kötü yönetildiğini ve alınan tüm önlemlere rağmen bütçe açığını büyütecek kararlar üretildiğini vurguladı. “Bir yöneticinin en temel görevi, bütçe olanakları içinde kaliteyi koruyarak kurumu yönetmektir. Siz bütçeyi daha da açığa düşürecek kararlar alıyorsanız, buna başarı diyemezsiniz” dedi.
Caner, sendikanın elini taşın altına koyarak maaş kesintilerine dahi razı olduğunu ancak buna rağmen üniversitenin yöneticileri tarafından mali intihara sürüklendiğini belirtti. “Bu kadar açık veriye rağmen ters kararlar alınıyorsa niyeti de sorgularız. DAÜ’ye göz dikildiği, özelleştirileceği konuşuluyor. Biz bunu bilimsel veriyle ortaya koyuyoruz ve kamuoyunu uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.
“DENETİM YOK, DİPLOMALI MESLEKSİZLER YETİŞİYOR”
Caner, üniversitelerde kolay diploma sisteminin, kayıt dışı çalıştırılan öğretim elemanlarının ve öğrenci vizesiyle getirilen kaçak iş gücünün yaygınlaştığını da dile getirdi. “Diplomalı ama mesleksiz bireyler yetişiyor. Bu yalnızca üniversitelerin değil, ülkenin geleceği açısından da tehlike” dedi.
Özellikle sendikal örgütlenmenin yalnızca DAÜ ile sınırlı kalmaması gerektiğini belirten Caner, özel üniversitelerdeki öğretim görevlileri için de sendikal güvence getirecek bir yasal düzenleme yapılması çağrısında bulundu.
“GREV SON ÇARE, AMA MASADA”
Basın mensuplarından gelen soruları da yanıtlayan Hoşkara ve Caner, DAÜ’deki çok başlı yönetim yapısının, sorumlulukların üstlenilmemesine neden olduğunu belirtti. “Rektörlük karar alıyor, Vakıf Yöneticiler Kurulu onaylıyor, hükümet izliyor. Bu yapıda sorumluluk kimseye ait değil” dediler.
Sendika olarak eylemden yana olmadıklarını ancak çalışanların özverisiyle bu noktaya kadar geldiklerini belirten Caner, “Üniversiteye zarar verecek bir grevi son çare olarak görüyoruz ama gerektiğinde bu adımı atmaktan da çekinmeyiz. Bunu hükümet de bilsin” diye konuştu.
“DEVLET ÜNİVERSİTESİ YIKILIRSA YÜKSEKÖĞRETİM ÇÖKER”
Toplantının sonunda Hoşkara, devlet üniversitelerinin her ülkede yükseköğretimin omurgası olduğunu, eğer DAÜ gözden çıkarılırsa tüm yükseköğretim sisteminin çökeceğini ifade etti:
“Güney Kıbrıs, Türkiye, Yunanistan, Avrupa ve ABD’de devlet üniversiteleri bu sistemin temelidir. Eğer biz DAÜ’yü bu yükün altında bırakır, özel sektörle aynılaştırırsak, yükseköğretimi tümden çökertmiş oluruz.”