Tatar: “Rum Yönetimi kapıları açmıyor, krizin sorumlusu onlar!”
Cumhurbaşkanlığındaki Ersin Tatar, “Haspolat ve Akıncılar kapılarının açılması için dört buçuk yıldır uğraşıyoruz ama Rum tarafı uzlaşmaz tutumunu sürdürüyor, Metehan’daki çilenin sorumlusu onlar” diyerek New York’ta yapılacak toplantıda bu konuyu masaya taşıyacağını açıkladı.
Tatar: “Rum Yönetimi kapıları açmıyor, krizin sorumlusu onlar!”
Cumhurbaşkanlığındaki Ersin Tatar, “Haspolat ve Akıncılar kapılarının açılması için dört buçuk yıldır uğraşıyoruz ama Rum tarafı uzlaşmaz tutumunu sürdürüyor, Metehan’daki çilenin sorumlusu onlar” diyerek New York’ta yapılacak toplantıda bu konuyu masaya taşıyacağını açıkladı.
TAK
Cumhurbaşkanlığındaki Ersin Tatar, 16-17 Temmuz tarihlerinde New York’ta yapılacak 5+1 formatındaki kritik toplantı öncesi değerlendirmelerde bulunarak yeni geçiş kapılarının açılması konusunda uzlaşmaz tutum sergilediğini ileri sürdüğü Kıbrıslı Rum lider Nikos Hristodulidis’i eleştirdi. Son günlerde Metehan kapısında Güney Kıbrıs kaynaklı yaşanan sıkıntıların Haspolat kapısının açılması taleplerinde ne kadar haklı olduklarını gösterdiğini vurgulayan Tatar, New York’ta Haspolat ve Akıncılar kapılarının açılması konusunu masaya yatıracağını ifade etti.
Araçla geçişlerin rahatlaması için dört buçuk yıldır Haspolat kapısının açılması yönünde girişimlerde bulunduğunu savunan Tatar, trafikte yaşanan sorunların önceki akşam bir kez daha kendisini gösterdiğini belirtti.
“RUM TARAFI YAPICI TUTUM SERGİLEMİYOR”
Kapılar konusundaki hassasiyetini her platformda dile getirdiğini söyleyen Tatar, bu konuyu Cenevre’de de gündeme getirdiğini ancak Hristodulidis’in Mart ayından bu yana yapıcı bir tutum sergilemediğini kaydetti. Türk tarafının her zaman yapıcı olduğunu ileri süren Tatar, mevcut dokuz geçiş kapısının çoğunun Rum tarafına hizmet ettiğini, Yeşilırmak ve Bostancı kapılarında Kıbrıslı Türklerin kullanım oranının yüzde 10’un bile altında olduğunu iddia etti.
Buna karşın araçlı geçişlerin yüzde 65’inin Metehan kapısından yapıldığını ve burada ciddi bir tıkanıklık yaşandığını belirten Tatar, Kıbrıs Türk tarafının Metehan kapısındaki yolu genişletmesine rağmen Rum tarafının bu konuda adım atmadığını kaydetti. Rum kapılarındaki personel sayısının artırılması ve yolların genişletilmesi gerektiğini vurgulayan Tatar, Rum tarafının çözüm üretmek istemediğini söyledi. 2024 yılında sekiz milyon muhaceret işlemi yapıldığını, bunun yarısının Kıbrıslı Türkler, yarısının ise Kıbrıslı Rumlar tarafından gerçekleştirildiğini aktaran Tatar, Rum halkının da yaşanan tıkanıklıklardan rahatsız olduğunu ifade etti.
“YENİ KAPILAR TRAFİĞİ VE TİCARETİ RAHATLATACAK”
Haspolat ve Akıncılar kapılarının açılması halinde Metehan’daki yoğunluğun büyük ölçüde azalacağını belirten Tatar, bu kapıların açılmasıyla Yeşil Hat Tüzüğü kapsamındaki ticaretin artacağını, kamyon geçişlerinin bu kapılara kaydırılmasıyla Metehan kapısının rahatlayacağını kaydetti. Daha önceki New York toplantılarında da bu konuyu gündeme getirdiğini, Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’den bakanların da buna şahit olduğunu söyleyen Tatar, Hristodulidis’e Haspolat ve Akıncılar kapılarının açılması önerisini ilettiğini, ancak Rum liderin Cenevre’de açılmasını istediği kapıları dahi ısrarlara rağmen gündeme getirmediğini ifade etti.
BM Genel Sekreterinin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin ile de bu konuyu görüştüğünü aktaran Tatar, Rum tarafının halen “Güney’den Güney’e koridor” açma ısrarını sürdürdüğünü ve bunun kabul edilemez olduğunu vurguladı.
“ORTAK ZEMİN OLUŞMADAN MÜZAKERE MASASI KURULMAZ”
New York toplantısının önemine dikkat çeken Tatar, görüşmelere iki devletin iş birliği temelinde yaklaştıklarını belirtti. Ancak ortak zemin oluşmadan resmi müzakere masasına oturulmayacağını ifade eden Tatar, iki taraf arasındaki yapıcı ilişkilerin sürdürülmesinin önemli olduğunu dile getirdi. Cumhurbaşkanı olduğu günden bu yana teknik komitelerin çalışması için çaba gösterdiklerini belirten Tatar, Rum tarafının zaman zaman Kıbrıs Türk makamlarını muhatap almaktan kaçındığını söyledi.
Rum tarafının KKTC makamlarını muhatap almasının statülerini yükselteceği düşüncesiyle hareket ettiğini dile getiren Tatar, buna rağmen deprem komitesi ve gençlik komitesi gibi konularda başarı sağlandığını belirtti. Ara bölgede solar enerji yatırımlarının tıkandığını ifade eden Tatar, Rum tarafının üretilen tüm enerjinin Güney’e verilmesini ve daha sonra KKTC’ye aktarılmasını istediğini, bunun kabul edilemez olduğunu vurguladı. “Olması gereken ara bölgeden herkesin payını almasıdır” diyen Tatar, Rum tarafının kendisini Kıbrıs Cumhuriyeti’nin sahibi, Kıbrıslı Türkleri ise cemaat olarak gördüğünü, asıl kavganın kaynağının bu zihniyet olduğunu belirtti.
“RUM TARAFI SİYASİ EŞİTLİĞİ KABUL ETMEDİ, MASAYI NETANYAHU’NUN BASKISIYLA DEVRİRDİ”
Rum tarafının Kıbrıslı Türklerin siyasi eşitliğini hiçbir zaman kabul etmediğini vurgulayan Tatar, bunun çözüm süreçlerini tıkayan en önemli unsur olduğunu belirtti. Bu noktada eski Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın kısa süre önce yaptığı açıklamayı hatırlatan Tatar, Talat’ın Crans Montana sürecine ilişkin olarak şu ifadelerini anımsattı:
“Crans Montana’da Anastasiadis’in masayı devirmesinin sebebi Netanyahu’nun ‘Deli misiniz? Kıbrıslı Türkleri niye hükümete alacaksınız, niye onları ortak edeceksiniz? Şimdi Kıbrıs’ı siz idare ederken, bütün Kıbrıs’ı dünyada siz temsil ederken Kıbrıslı Türklerin orada işi ne?’ demesi olmuştur.”
Tatar, bu örneğin Rum liderliğinin siyasi eşitliği neden kabul etmediğinin açık bir göstergesi olduğunu ifade ederek, iki devletli siyasetin ne kadar yerinde olduğunu bir kez daha ortaya koyduğunu vurguladı.
“İKİ DEVLETLİ SİYASET DEVAM EDECEK”
Tatar, Türkiye’nin de desteklediği iki devletli siyasetin devam edeceğini, egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü kabul edilmeden resmi müzakere sürecine geçilmeyeceğini ifade etti. Temel taleplerinin “direkt uçuş, direkt ticaret, direkt temas ve izolasyonların kaldırılması” olduğunu belirten Tatar, Birleşmiş Milletler’in bu talepleri hayata geçirmeyi denediğini ancak Rum tarafının kabul etmediğini kaydetti. Holguin’in de ortak zemin oluşmadan federasyon görüşmelerinin mümkün olmadığını ifade ettiğini aktaran Tatar, New York toplantısının iş birliği odaklı geçeceğini ve altı başlık dışında gündeme gelecek konuları dönüşte değerlendireceklerini söyledi.
“RUM TARAFININ MAL MÜLK POLİTİKASI SİLAHSIZ SALDIRIDIR”
Kıbrıslı Rumların mal mülk konusundaki uygulamalarını “meydan okuma” ve “silahsız saldırı” olarak nitelendiren Tatar, bu adımların zeminsiz ve dayanıksız olduğunu belirterek Rum tarafının bu tutumdan vazgeçmesi gerektiğini vurguladı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına göre Taşınmaz Mal Komisyonu’nun yetkili olduğunu belirten Tatar, Rum tarafının KKTC’de hiçbir yetkisi olmamasına rağmen iyi niyetli yatırımcı ve KKTC vatandaşlarını tutuklamasının kabul edilemez olduğunu kaydetti.
Bu konuyu New York toplantısında BM Genel Sekreteri’ne aktaracağını ifade eden Tatar, “2017’den sonra iyi bir atmosfer oluşmuşken bu atmosfer şimdi tutuklamalarla baltalanıyor” diyeceğini belirtti.
Avrupa Parlamentosu Rum Milletvekili Fidias Panayiotou’nun kendisiyle yaptığı röportajın ardından Panayiotou ve partnerinin saldırıya uğramasına ilişkin değerlendirmede bulunan Tatar, Fidias ve partnerine geçmiş olsun dileklerini iletti ve saldırıyı kınadığını açıkladı. “Rum tarafında ortalığı ayağa kaldırdılar. Kıbrıslı Türk’ün görüşünü anlatmasından mı korkuyorlar?” diye soran Tatar, Fidias’a gösterdiği cesaret için teşekkür ettiğini belirterek, “Gerçeklerin duyurulmasından mı korkuyorlar bunlar?” dedi.