İsrail Başbakan Binyamin Netanyahu, önceki gün Aşkelon’daki Eilat-Aşkelon Boru Hattı Şirketi (EAPC) tesislerini ziyaretinde İsrail’in savaş hedefleri ve ekonomik arzuları hakkında açıklamalar yaptı.

Sol Haber’den Can Kuyumcuoğlu’nun haberine göre Netanyahu, buradaki açıklamalarında, Gazze’deki esas derdinin “güvenlik olmadığını”, bölgenin doğal kaynaklarına göz diktiğini açıkça ifade etti.

Enerji Bakanı Eli Cohen, Bölgesel İşbirliği Bakanı Dudi Amsalem ve Aşkelon Belediye Başkanı Tomer Glam’ın eşlik ettiği Netanyahu, EAPC CEO’su Amit Shaked’den kapsamlı bir bilgilendirme aldı.

İsrail’in enerji sektörünü İran’a karşı yapılan “Yükselen Aslan” Operasyonu sırasındaki performansından ötürü öven Netanyahu, ülkenin büyüyen enerji kapasitelerini anlattı: “İsrail’in enerji potansiyelini genişleteceğiz ve güçlendireceğiz. Muazzam kapasitelerimiz var”

Netanyahu, ayrıca İsrail’in gaz kaynaklarının kendileri için finansal önemine değindi:

“Sadece doğal gazdan gelecek tahmini gelir önümüzdeki on yılda 300 milyar şekele yakın. İsrail ekonomisini mahvedeceğini iddia eden eleştirmenler vardı. Mahvetmedi. İsrail ekonomisini inşa ediyor.”

‘ARTIK HAMAS OLMAYACAK’
Netanyahu ayrıca İsrail’in Gazze’deki askeri hedefini şöyle yineledi:

“Size söylüyorum: Artık Hamas olmayacak. Geri dönüşümüz yok. Bitti. Tüm rehinelerimizi serbest bırakacağız. Bazıları bunların çatışan hedefler olduğunu söylüyor, saçmalık. Her ikisini de başaracağız. Onları kökünden ortadan kaldıracağız.”

‘Ortadoğu’yu enerji yoluyla Batı’ya bağlayacağız’
Netanyahu ayrıca İsrail’in “Ortadoğu’dan Batı’ya enerji kaynaklarını bağlamadaki stratejik rolünden” bahsetti:

“Fırsatlarımız muazzam. Bunları kaçırmayacağız. Bir güç kayboluyor, diğeri yükseliyor. Yükselen güç İsrail Devleti. Asya’yı, Ortadoğu’yu ve Arap Yarımadası’nı enerji yoluyla Batı’ya bağlayacağız.”

İSRAİL’İN GAZZE’DE DOKUNMADIĞI TEK BÖLGE: DOĞAL GAZ YATAKLARI
İsrail’in Gazze’de iki yıldır sürdürdüğü savaş, şimdiye kadar 50 binden fazla Filistinlinin hayatına mal oldu. İsrail savaştaki tek hedefinin güvenlik meselesi olduğunu ve “Hamas tehdidini ortadan kaldırılması” gerektiğini ifade ediyordu. Ancak bu çatışmanın, İsrail’in bölgenin doğal kaynaklarına göz dikmesiyle de ilgili olduğu hep biliniyordu. Netanyahu, son açıklamalarıyla bu niyetini artık gizlemekten çekinmediğini gösterdi.

İsrail ordusu Gazze Şeridi’ni harabeye çevirmiş olsa da, evleri, hastaneleri, yolları ve temel altyapıyı yok etmiş olsa da, bir alan hiç dokunulmamış olarak kaldı: Gazze’nin kıyı kesiminde doğal gaz yatağının olduğu “Gazze Marine” olarak adlandırılan bölge.

BÖLGEDEKİ İLK DOĞALGAZ KEŞİFLERİ
İngiliz British Gas şirketi, 1999 yılında Gazze Marine rezervlerin 31,1 milyar metreküp doğal gaz barındırdığının tahmin edildiğini doğruladı. Aynı yıl Filistinli yetkililerin British Gas’a bu bölgedeki gaz sahasını işletmek için 25 yıllık bir sözleşme verdiğini ve Filistinlilerin şu ana kadar hiçbir fayda görmediğini hatırlattı.

Mevcut Başbakan Binyamin Netanyahu da dahil olmak üzere birkaç İsrail Başbakanı Filistinlilerin Gazze Marine kaynaklarını kullanmasını başta onaylasa da, gelirlerin İsrail’e karşı “terörizmi finanse edeceği” iddiasıyla bu konuda her zaman geri adım attı.

Bu bölgenin doğal kaynaklarını tartışırken, Levant Havzası’nın daha geniş bağlamını da dikkate almak gerekiyor. Açık denizde bulunan bu geniş petrol ve doğal gaz yatağı, İsrail, Gazze, Lübnan, Suriye ve Kıbrıs kıyılarını kapsayarak doğu Akdeniz boyunca uzanıyor. Çeşitli ülkelerin bu kaynakların işletmesini talep etmesiyle jeopolitik gerginlikler uzun zamandır tırmanış içerisinde.

ÖNEMLİ SAHALAR GAZZE MARİNE 1 VE 2 VE EMPERYALİZMİN YARATTIĞI ÇIKMAZLAR
Levant bölgesinin bir parçası olan ve Gazze Şeridi ile Mısır arasında nispeten dar bir deniz alanını temsil eden Gazze Marine, önemli deniz yollarının yakınında yer aldığı için önemli stratejik etkiye sahip. Yaklaşık 31 milyar metreküp doğal gaz içeriyor.

Gazze Marine 1 ve 2 adlı sahalar, bu açıdan Filistinlilere ekonomik bağımsızlık getirebilecek kadar kritik önemde.

1999’da verilen Gazze Marine lisansı, başlangıçta British Gas ve CC Oil & Gas şirketlerine verilmiş olup, Gazze’nin tüm deniz alanını kapsıyordu. Levantine Havzası’nda 3 boyutlu sismik teknoloji kullanılarak keşfedilen gaz sahası, Gazze kıyılarından yaklaşık 35 kilometre uzaklıkta yer alıyor. Gazze Marine-1’in 2000 yılında 603 metre derinlikte açtığı keşif kuyusu, ticari olarak uygulanabilir gaz rezervlerinin varlığını doğruladı. Daha sonra, Gazze Marine-2’nin 535 metre derinlikte 28 milyar metreküpün üzerinde rezerv tahmin etti. Shell, British Gas’ı devraldıktan sonra CC Oil & Gas ve Filistin Yatırım Fonu, Shell’in hissesini satın aldı. Her iki taraf da artık yüzde 50 hisseye sahip.

Oslo Anlaşmaları, Filistin Yönetimi’ne deniz yetki alanı vermiş olsa da, İsrail’in müdahaleleri ve Batı’nın ürettiği siyasi karmaşa bu gaz sahalarının geliştirilmesini engelledi. British Gas, Filistin Yönetimi ve İsrail hükümeti arasındaki müzakereler zorluklarla karşılaştı ve İsrail’e gaz tedarik etme girişimleri engellerle karşılaştı. Bugün, gaz keşfine rağmen, Gazze Marine sahası siyasi çıkmazlar nedeniyle faal durumda değil.

Bu arada, Gazze’nin doğal gazının ötesinde, İsrail’in işgal altındaki Batı Şeria’daki Meged petrol ve gaz sahasından Filistin doğal gazını, sahanın 1948 ateşkes hattının batısında yer aldığı bahanesiyle kullandığı da belirtilmeli.