61 yıldır kayıp I TMT mensubu Ali Hüseyin Genç’in ailesi umutla sesleniyor: “Babamızı bulmamıza yardım edin”
61 yıldır kayıp olan Ali Hüseyin Genç için adalet, insanlık ve vicdan çağrısı yeniden yükseliyor. Belki de birinin hatırladığı bir ayrıntı, birinin sessizliğini bozması, bir gömü yerini göstermesi artık bu hikayeyi sonuca ulaştıracak… Bilen, duyan, hatırlayan varsa… Sessiz kalmayın.
61 yıldır kayıp I TMT mensubu Ali Hüseyin Genç’in ailesi umutla sesleniyor: “Babamızı bulmamıza yardım edin”
61 yıldır kayıp olan Ali Hüseyin Genç için adalet, insanlık ve vicdan çağrısı yeniden yükseliyor. Belki de birinin hatırladığı bir ayrıntı, birinin sessizliğini bozması, bir gömü yerini göstermesi artık bu hikayeyi sonuca ulaştıracak… Bilen, duyan, hatırlayan varsa… Sessiz kalmayın.
Bugün Kıbrıs
1964 yılının Mayıs ayında Vadili’den Lefkoşa’ya doğru yola çıktı ve bir daha kendisinden haber alınamadı. TMT’ye mensup olduğu bilinen Ali Hüseyin Genç’in kayboluşunun üzerinden 61 yıl geçti, ancak ailesi hala ondan bir iz arıyor. İngiltere’de yaşayan büyük oğlu Hüseyin Genç, Bugün Kıbrıs aracılığıyla hem Kıbrıslı Türk hem de Kıbrıslı Rum toplumlarına çağrıda bulunarak babasının akıbetinin ortaya çıkarılmasını istedi:
“Babamızı bulmamıza yardım edin.”
“O PLAKA HİÇ UNUTULMADI: AV 165”
1957 doğumlu olan Hüseyin Genç, babası kaybolduğunda henüz 7 yaşındaydı. Anılarını şu sözlerle aktarıyor:
“Babam iri yarı, sinirli bir adamdı. O günlerde herkes gergindi. TMT mensubuydu, geceleri yastığının altında silahla yatardı. Lefkoşa’da yem dükkanımız vardı. Bana işi öğretmek için sık sık işe götürürdü. Amcamla birlikte Pegout marka, AV 165 plakalı bir arabamız vardı. Plakayı hala unutmuyorum.”
1963’te Selimiye Camii’nin arkasında iki dükkan kiralayarak hayvan yemi ticaretine başlayan baba Ali Hüseyin Genç, Rum kesiminden arpa ve buğday temin edip dükkanında satıyordu. Hüseyin, o yıllarda küçük yaşına rağmen dükkan işlerinde babasına yardım ettiğini söylüyor.
RUM POLİSİNİN ŞİDDETİNE TANIKLIK
Vadili’den Lefkoşa’ya giden yolda, Paşaköy’ün (Aşşa) içinden geçerken Rum polisinin araçlarını sık sık durdurduğunu anlatan Hüseyin Genç, şahit olduğu sahneleri unutamıyor:
“Bizi durdurduklarında babamı ve amcamı duvara dayarlardı, silah dipçiğiyle vururlardı. Ağızlarından, burunlarından kan gelirdi. Ben kenarda izlerdim. Çocuk yaşta bunlara tanık oldum.”
BİR TRAFİK KAZASINDAN KAYIP DOSYASINA
Ali Hüseyin Genç’in kaybına giden olay zinciri bir trafik kazasıyla başladı. Genç bir Rum kızının su almak için yola çıktığı sırada Pegout marka aracın çarpmasıyla her şey değişti. Hüseyin Genç’in aktardığına göre, aracı süren amcasıydı: “Kızı hemen hastaneye götürmüşler. 15 gün sonra ölüm haberi geldi. Ardından ‘Ali Hüseyin’i öldürecekler’ dediler. Babamı uyardılar ama o kimseyi dinlemedi. Sanki sıradan bir günmüş gibi evinden çıkıp Lefkoşa’ya gitmek üzere yola çıktı. Ondan bir daha haber alınamadı.”
Paşaköy’de yıllar içinde birkaç kez yer gösterme yapıldı, kazılar yapıldı ancak sonuç alınamadı. Son yıllarda ise tüm çalışmalar durdu.
1974’TE ESİR KAMPINDA BİR DERS
1974’te henüz 17 yaşındayken Paşaköy’de Rum esir kampında yaşadıklarını da aktaran Hüseyin Genç, vicdanıyla yüzleştiği o anı şöyle anlatıyor:
“Askerler beni severdi, onlara ekmek, su, sigara götürürdüm. Bir gün elime silah verip ‘bir Rum esir öldür’ dediler. ‘Yapamam’ dedim. Hiç silah kullanmadım. Bana altın ve yüzüklerini alabileceğimi söylediler ama kabul etmedim. Savaş çok kötü bir şey, kimse yaşamasın.”
“DİPLOMATİK BELGELERDE GİZLİ BİLGİLER VAR”
Hüseyin Genç’in çabaları yalnızca sahada değil, diplomatik belgelerde de sürüyor. 2013 yılında gazeteci Sevgül Uludağ’ın aracılığıyla Kayıp Şahıslar Komitesi’nin üyesi Rum bir yetkiliyle görüştü. Yetkili, Makarios’un 1979’da Denktaş’a Ali Hüseyin Genç’in gömüldüğü yerin koordinatlarını verdiğini söyledi.
Bugün bu çağrı yeniden yükseliyor:
“Güneydeki cumhurbaşkanlığı arşivlerinde bu koordinatların yeniden bulunup paylaşılmasını istiyorum. Lütfen Denktaş-Makarios görüşme tutanakları incelensin. Babamı bulmak istiyoruz.”
(“Vadili köyünün 2 kayıp kişisi. Sağda babam solda köyün destebanı Hasan Dayı. Yıl 1958 Ankara Gençlik Parkı, askeri eğitim ve istihbarat çalışmaları için oradaydılar.“)