Bugün Kıbrıs

Bağımsız Milletvekili Jale Refik Rogers, Meclis Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada tıpta uzmanlık eğitiminin denetimsizliği ve liyakatten uzak yapısıyla halk sağlığını doğrudan tehdit ettiğini söyledi. Hükümetin sağlıkta da diğer alanlarda olduğu gibi plansız hareket ettiğini belirten Rogers, Tıpta Uzmanlık Kurulu’nun oluşturulması için hazırlanan yasanın hiçbir açıklama yapılmadan geri çekilmesini eleştirdi.

“Bilimin, liyakatın, şeffaflığın olmadığı bir sağlık sistemi hepimizi hasta eder. Ulusal Birlik Partililer de bundan muaf olmayacak. Bir kaza olduğunda acile gittiğinizde, yetersiz eğitim almış bir hekimin elleri altında ölen sizlerin çocukları da olabilir. Bu şaka değildir” diyen Rogers, sağlık gibi hayati bir alanda siyasi çıkar uğruna kriterlerin ortadan kaldırılmasına karşı uyarıda bulundu.

“SAĞLIKTA YAPILAN HATALAR DİZLERİMİZİ DÖVEREK TELAFİ EDİLEMEZ”
Rogers, YÖDAK ve Eğitim Bakanlığı’nın bugüne kadar tıp eğitimi sürecini iyi yönetemediğini, 3 tanesi YÖK onayı dahi almamış 8 tıp fakültesinde eğitim verilmeye çalışıldığını kaydetti. Uzmanlık eğitimine dair standart getirecek Tıpta Uzmanlık Kurulu’nun kurulmasının ise bazı grupların müdahalesiyle engellendiğini savundu.

Hazırlanan yasanın aylardır komitede çalışıldığını ve Sağlık Bakanlığı ile Tabipler Birliği’nin ortak emeğiyle şekillendirildiğini hatırlatan Rogers, bu sürecin “bir anda, herhangi bir gerekçe açıklanmadan durdurulmasını” kabul edilemez olarak nitelendirdi. “Bodoslama ilerleyip yıllar sonra dizlerimizi dövüp ‘bu yanlıştı’ dememek için şimdiden önlem almalıyız” dedi.

“UZMANLIK, İNGİLİZCE BİLİYORUM DİYİP OKUYAMAMAYA BENZEMEZ”
Rogers, konuşmasında mevcut sistemin adam kayırmacılığına dayandığını, uzmanlık pozisyonlarının keyfi biçimde dağıtıldığını belirtti. Merkezi sınav sistemi olmadan bu alanda adalet ve bilimsel denetimden söz edilemeyeceğini söyledi. “Tıpta uzmanlık almak, ‘İngilizce biliyorum’ deyip kürsüde İngilizce konuşamamak gibi değildir. İnsan sağlığından bahsediyoruz” diyerek mevcut gidişata tepki gösterdi.

Rogers konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Bu yasa çok geç kalınmış bir adımdı ama hâlâ geç değil. En azından hızlı ve kontrolsüz şekilde büyüyen bu alanı biraz olsun kontrol altına alabiliriz. Bu Meclis’in, hükümetin ve tüm toplumun sorumluluğudur.”