Tayyip Erdoğan’dan ‘İran-İsrail’ yorumu: “Geri dönülemez bir noktaya gidiliyor”
Erdoğan, “Bugün hastanelerinin zarar görmesinden şikayet eden İsrail, uluslararası kuruluşların verilerine göre yalnızca Gazze’de, şimdiye kadar sağlık birimlerine 700’den fazla saldırı düzenledi.” dedi.
Tayyip Erdoğan’dan ‘İran-İsrail’ yorumu: “Geri dönülemez bir noktaya gidiliyor”
Erdoğan, “Bugün hastanelerinin zarar görmesinden şikayet eden İsrail, uluslararası kuruluşların verilerine göre yalnızca Gazze’de, şimdiye kadar sağlık birimlerine 700’den fazla saldırı düzenledi.” dedi.
Türkiye’nin AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ‘İslam İşbirliği Teşkilatı Gençlik Forumu’nda konuştu. İran-İsrail çatışmasına değindi. Erdoğan, konuşmasında, “Hem Gazze’deki soykırım hem de İran’la olan çatışmalar, süratle geri dönülmez noktaya doğru gitmektedir. Artık bu haydutluk ve cinnet halinin bir an önce son bulması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
Tayyip Erdoğan, Afrika’dan Asya’ya, Arap Yarımadası’ndan Latin Amerika’ya uzanan geniş bir coğrafyada 500 milyon gencin ekonomik, sosyal ve kültürel gelişimine katkılar sunması dolayısıyla forumun başkan ve üyelerini tebrik etti.
“Bilhassa son 2 yıldır yüzümüzü nereye çevirsek bir yıkımla, bir dramla, yüreklerimizi sızlatan savaş ve insanlık suçlarıyla karşılaşıyoruz. Gazze’de 21 aydır modern zamanların en utanç verici barbarlıklarından biri yaşanıyor. Siyonist İsrail hükümeti tüm dünyanın gözleri önünde ahlaksız ve arsız bir şekilde sivilleri, kadın ve masum çocukları acımasızca katlediyor.” diyen Erdoğan, İsrail’in, yüzde 80’i enkaz haline gelen işgal altındaki topraklarda yasa dışı yerleşim ve işgal politikasını hiçbir kural, kaide, norm, ilke tanımadan günden güne yaygınlaştırdığını, her türlü insani yardım girişine engel olmak suretiyle açlığı bir silah olarak kullandığını hatırlattı. Erdoğan, “Gazze’de bir parça ekmek için, bir tas çorba almak için yemek kuyruğuna giren insanlar vahşi bir şekilde hedef alınıyor.” dedi.
Erdoğan, Gazze’de sivil yerleşim alanları, okullar, ibadethaneler, hastanelerin bombalandığının altını çizdi. Şu ifadeleri kullandı:
“Vurulan hastanelerde ilaç ve tıbbi ekipman eksikliği had safhaya erişti. Gazzeli kardeşlerimiz çoğu zaman anestezi imkanından yoksun bir şekilde ameliyat edilmeye çalışılıyor. Bugün hastanelerinin zarar görmesinden şikayet eden İsrail, uluslararası kuruluşların verilerine göre yalnızca Gazze’de, şimdiye kadar sağlık birimlerine 700’den fazla saldırı düzenledi.
Gazze’de bombaladığı ve saldırdığı hastane sayısı 35’i buluyor. İsrail’in saldırıları sonucunda 1000’e yakın sağlık çalışanı şehit oldu. Gazze’deki sağlık altyapısının yüzde 94’ü zarar gördü. Hasta taşıyan ambulanslar dahi İsrail teröründen maalesef kurtulamadı. Yüzlerce sağlık çalışanı İsrail tarafından hapishanelerde esir tutuluyor.
Karşımızda, çeşitli bahaneler altında düzenlediği saldırılarla Gazze’nin sağlık altyapısını tamamen çökerten, insanlık düşmanı bir zihniyet var.” diyen Erdoğan, “Gazze’yi, dünyanın en büyük toplama kampına çevirenlerin bugün kalkıp da insanlıktan, savaş hukukundan, savaş suçundan bahsetmesi sadece tutarsızlık değil aynı zamanda büyük bir utanmazlık ve pişkinliktir.
Biliyorum birileri çok ama çok rahatsız olacak fakat ben burada şu gerçeği açık açık ifade etmek durumundayım. Elbette Gazze’deki soykırımın birincil sorumlusu Netanyahu hükümetidir. Ancak Netanyahu ve cinayet şebekesinin katliamlarına tam 21 aydır ses çıkarmayanlar da kabul edelim ki bu suçlara ortak olmuşlardır.
Beyaz kefenlere sarılı olarak soğuk betonlara sıra sıra dizilen o masum yavruların kanı, İsrail’in şımarıklığına destek verenlerin veya susanların da ellerine, yüzlerine, alınlarına bulaşmıştır. Netanyahu ve hükümeti hiçbir kural, hukuk, ahlak, sınır tanımadan aylardır şımarıkça işledikleri zulümler sebebiyle şimdiden adlarını Hitler gibi, Pol Pot gibi çağımızın zalimlerinin yanına utançla yazdırmışlardır. Bir başka gerçek şudur; hem Gazze’deki soykırım hem de İran ile olan çatışmalar maalesef süratle geri dönülmez noktaya doğru gitmektedir.
Daha fazla yıkım, kan, sivil kayıplar olmadan, bölgemizle birlikte Avrupa ve Asya’yı yıllarca etkileyebilecek korkunç bir felaket yaşanmadan ellerin tetiklerden ve düğmelerden çekilmesi şarttır. İsrail üzerinde tesir sahibi güçler, Netanyahu’nun oyununa gelmemeli ve nüfuzlarını savaşın derinleşmesinden değil, tüm bölgemizde ateşkes ve sükunetin tesisinden yana kullanmalıdır.”