Egemenlik tartışmasında Erhürman’dan net çıkış: “Kıbrıs Türk halkının iradesi hiçbir masada yok”
Başbakan Ünal Üstel, AİHM kararını “KKTC’nin egemenliği” çerçevesinde yorumladı, iki devletli çözüm tezini yineledi. CTP lideri Tufan Erhürman ise bu tezlerin hukuki dayanaklardan yoksun olduğunu belirterek, “İki devlet derseniz, Türkiye’nin garantörlüğünü bile daraltırsınız” uyarısında bulundu.
Egemenlik tartışmasında Erhürman’dan net çıkış: “Kıbrıs Türk halkının iradesi hiçbir masada yok”
Başbakan Ünal Üstel, AİHM kararını “KKTC’nin egemenliği” çerçevesinde yorumladı, iki devletli çözüm tezini yineledi. CTP lideri Tufan Erhürman ise bu tezlerin hukuki dayanaklardan yoksun olduğunu belirterek, “İki devlet derseniz, Türkiye’nin garantörlüğünü bile daraltırsınız” uyarısında bulundu.
Bugün Kıbrıs
Başbakan Ünal Üstel, Meclis’te yaptığı konuşmada son AİHM kararına ve Kıbrıs sorununa ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Ortadoğu’da tırmanan İsrail–İran savaşına ve uluslararası sistemin yetersizliğine dikkat çeken Üstel, bu gelişmelerin “egemenliğin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdiğini” söyledi.
Üstel, “BM Güvenlik Konseyi kararlarının etkisizliği ortadadır. Bu yüzden biz de iki egemen ve eşit uluslararası statü tanınmadan müzakere masasına dönmeyeceğimizi söylüyoruz” dedi.
AİHM’in K.V. Mediterranean Tours davasında verdiği kararı da değerlendiren Üstel, “Bu karar, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun iç hukuk yolu olduğunu bir kez daha teyit etmiştir. Komisyon etkinliğini artırmak için biz göreve geldiğimizden beri fon oluşturarak 106 milyon 374 bin sterlin ödeme yaptık, 230 dosyayı sonuçlandırdık” ifadelerini kullandı.
“RUM VESAYETİYLE BİZİM EGEMENLİĞİMİZ YOK SAYILAMAZ”
Üstel, Rum Yönetimi’nin “vasilik sistemiyle” Kuzey’deki tüm taşınmazlar üzerinde hak iddiasında bulunduğunu savunarak, “1974 sonrası bırakılan Rum malları KKTC’nin egemenliği altındadır. Rumlar yasalarla bunları geri almaya çalışıyor, ama bu tutuklamalar gayri yasaldır” dedi.
Başbakan, Rum tarafının ekonomik ve hukuki hamlelerle KKTC’yi “çökertmeye çalıştığını” iddia ederek, “Dünyadan adalet istiyoruz. Adaleti ne Gazze’de ne İran’da gördük. Ancak Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğü altında egemen bir devlet olursak bu huzura ulaşabiliriz” ifadelerini kullandı.
ERHÜRMAN: “BU KAVRAMLARIN TUTARLILIĞI YOK”
CTP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Tufan Erhürman ise Üstel’in açıklamalarına yanıt verdi. Konuşmasında kavramsal netliğin altını çizen Erhürman, “Ukrayna ve Rusya da iki egemen devlettir ama savaş var. Demek ki egemen eşitlik savaşı önlemiyor. Aynı şekilde Pakistan–Hindistan örneği ortada. Dolayısıyla kavramlar karıştırılıyor ve içi boşaltılıyor” dedi.
Erhürman, AİHM kararının “güneye değil, kuzeye uyarı niteliğinde” olduğunu vurgulayarak, “Bu hukuki bir uyarıdır ve TMK’nın etkinliğinin yalnızca bir iç hukuk etiketiyle değil, uygulama kapasitesiyle değerlendirileceğini gösteriyor” dedi.
“İKİ DEVLET DERSENİZ, GARANTÖRLÜĞÜNÜZ DE KUZEYLE SINIRLI KALIR”
Erhürman, UBP’nin “iki devletli çözüm” tezinin, Türkiye’nin uluslararası hukukta garantörlük hakkını zayıflatacağını savundu. “Türkiye Cumhuriyeti garantör müdür? Evet. Neresi için? Kıbrıs Cumhuriyeti için. Yani coğrafi olarak adanın tamamı için. Siz iki ayrı devlet dediğinizde bu hakkı yalnızca kuzeye indirgemiş oluyorsunuz. Bu, Türkiye’nin garantörlük kapsamını daraltır” dedi.
“İKİ DEVLET DİYORSAN, GÜNEYDEKİ DOĞAL GAZI DA İSTEYEMEZSİN”
Çözüm modeliyle bağlantılı olarak enerji politikalarına da değinen Erhürman, “İki devletli çözüm istiyorum ama güneydeki hidrokarbonu da istiyorum’ diyemezsiniz. Ya da ‘İsrail, Yunanistan, Güney Kıbrıs enerji hattı yanlış, Türkiye üzerinden olmalı’ derseniz, bu da çelişki olur. Çünkü siz o devleti tanımadığınızı söylüyorsunuz” dedi.
“ANAYASA YOKSA DAVALARI DURDURAMAZSINIZ”
Erhürman, bireysel mal davalarının yalnızca ortak bir anayasa metniyle engellenebileceğini belirtti: “İki devletli çözümde bile bir Kıbrıslı Rum Kuzey’deki malı için dava açabilir. Çünkü ortak anayasa yok. Oysa federasyon anayasasında bu sorun planlı şekilde çözülüyordu. Demopoulos kararında da bu dayanak oluşturulmuştu (2010).”
“SURPRİZ YUMURTALARLA BU MESELE ÇÖZÜLMEZ”
Erhürman, hükümetin mülkiyet meselesinde yıllardır yapılan uyarılara kulak tıkadığını söyledi. “Bu mesele bizim neslimizin tamamını kapsayan bir meseledir. Orams davasını, Louizidou kararını, Hurmas’ı yaşadık. Ama siz hâlâ günü kurtarmaya yönelik ‘Maraş’ı açalım’, ‘kapıları kapatalım’ gibi hamlelerle mesele çözülecek sanıyorsunuz. Bu 50 yıllık mücadeleyi ciddiye almak zorundasınız” dedi.