Bugün Kıbrıs

Cumhuriyet Meclisi’nde bugün gerçekleşen oturumda, hükümetin iki ortağı arasında yükseköğretim politikaları üzerinden ciddi bir tartışma yaşandı. Demokrat Parti Milletvekili Serhat Akpınar, Meclis kürsüsünden yaptığı uzun konuşmada, hükümetin yükseköğretime dair stratejik bir vizyona sahip olmadığını belirterek “Bu alandaki dönüşümün parçası olmayacağım” dedi. Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu ise kürsüye çıkarak Akpınar’ın eleştirilerine doğrudan yanıt verdi ve üniversiteleri sorumluluk almamakla suçladı.

AKPINAR: “ÜNİVERSİTELER YOK SAYILIYOR, GÖRMEZDEN GELİNİYOR”
Serhat Akpınar, yükseköğretim alanındaki çöküşe dikkat çekerek, özellikle pandemi döneminde bile bu kadar gerilemeyen sektörün bugün tarihinin en ağır itibarsızlık döneminden geçtiğini söyledi. Meclise sunduğu yasa değişikliği teklifinin gündeme dahi alınmadığını hatırlatan Akpınar, “Milli Eğitim Bakanı yasa değişikliğini geri çekti, ama aradan geçen sürede tek bir adım atılmadı. Bu, vizyonsuzluktur” ifadelerini kullandı.

Hükümetin bazı birimlerinin yükseköğretimi sadece tali bir mesele olarak gördüğünü dile getiren Akpınar, şu sözlerle eleştirilerini sertleştirdi:

“Bu alan hak ettiği yeri kazanamayacaksa, hükümet yükseköğretimi ciddiye almayacaksa, ben bu vizyonsuzluğun parçası olmayacağım. Bu bir vazgeçiş değil, daha güçlü bir duruşun habercisidir.”

ÇAVUŞOĞLU: “SÜREKLİ HÜKÜMETİ SUÇLAMAK ADİL DEĞİL”
Eleştiriler üzerine söz alan Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, yükseköğretimi en çok önemseyen hükümetin bu hükümet olduğunu savundu. “40 binin altına düşen öğrenci sayısını 100 bine çıkaran stratejileri biz uyguladık. Kredi Yurtlar Kurumu’nu bu ülkeye biz getirdik” diyen Çavuşoğlu, eleştirilerin hedefinde olmaktan rahatsız olduğunu belirtti.

Çavuşoğlu, üniversitelerin kendi sorumluluklarını yerine getirmediğini, tanıtım faaliyetlerinde zafiyet yaşandığını ve yurt dışındaki saygınlığın bu yüzden azaldığını söyledi:

“Biz üniversiteleri defalarca uyardık. Tanıtım yapın dedik, uluslararası ölçütlere uyun dedik. Bazıları yaptı, bazıları ise sadece devletten daha fazla kaynak istemekle yetindi. Bu şekilde ilerleyemeyiz.”

“YÖDAK 10 YIL KAYBETTİ, ARTIK HATA KALDIRMAZ”
Çavuşoğlu, yükseköğretimde yaşanan dağınıklığın önemli sebeplerinden birinin Yükseköğretim Denetleme ve Akreditasyon Kurulu (YÖDAK) olduğunu da söyledi. Geçmişte YÖDAK’ın işlevsiz bırakıldığını ifade eden Çavuşoğlu, şimdi yeni yasa çalışmalarıyla bu yapının yeniden işlevsel hale getirileceğini belirtti. “En büyük hatamız, bu kuruma gerekli açılımları sağlayacak kadroları atayamamak oldu” dedi.

Çavuşoğlu ayrıca, Türkiye YÖK ile yapılacak yeni protokol sayesinde YÖKAS sisteminin yeniden devreye alınacağını, böylece ülkeye öğrenci girişlerinin daha denetimli hale getirileceğini vurguladı.

GERİLİM DİL TARTIŞMASINA DA YANSIDI
Serhat Akpınar, konuşmasında yalnızca yükseköğretim değil, Meclis’in genel siyasi diline de dikkat çekerek, “Siyaset bir kavga alanı değil, çözüm üretme alanıdır. Saldıran değil, anlayan siyasetçi saygı kazanır” dedi. Nazım Çavuşoğlu ise Akpınar’ın bu sözlerini eleştirerek, yükseköğretim meselesinde “mevcut çabanın görmezden gelinmesini” kabul etmediğini söyledi.

ORTAKLIKTA GERİLİM DERİNLEŞİYOR
Tartışma sonrası hem kamuoyunda hem Meclis kulislerinde koalisyon ortakları arasında yükseköğretim politikaları konusunda ciddi bir çatlağın bulunduğu değerlendirmeleri yapıldı. Özellikle Akpınar’ın “bu dönüşümün parçası olmayacağım” ifadesi, Demokrat Parti içinde de tartışma yarattı.

Görünüşe göre üniversitelerin geleceği sadece eğitim politikalarının değil, koalisyon dengelerinin de belirleyici başlıklarından biri haline gelmiş durumda.