Maviş, Dünya Çocuk Günü’nde devletin sorumluluklarını hatırlattı
KTÖS Genel Sekreteri Burak Maviş, çocukların sağlık, eğitim ve adalet alanlarında ciddi ihmal ve hak ihlallerine maruz kaldığını vurguladı: “Çocukların hakkı yalnızca kutlanmaz, yaşatılır. Bu bizim insanlık, devletin ise anayasal sorumluluğudur” dedi.
Maviş, Dünya Çocuk Günü’nde devletin sorumluluklarını hatırlattı
KTÖS Genel Sekreteri Burak Maviş, çocukların sağlık, eğitim ve adalet alanlarında ciddi ihmal ve hak ihlallerine maruz kaldığını vurguladı: “Çocukların hakkı yalnızca kutlanmaz, yaşatılır. Bu bizim insanlık, devletin ise anayasal sorumluluğudur” dedi.
Bugün Kıbrıs
Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Burak Maviş, 1 Haziran Dünya Çocuk Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, ülkede çocukların maruz bırakıldığı ihmal ve eşitsizliklere dikkat çekerek, “Bu ülkede çocuklar sistematik olarak dışlanıyor, ihmal ediliyor ve hakları ihlal ediliyor” dedi. Maviş, sağlık, eğitim ve adalet alanlarında çocuklara yönelik hak ihlallerinin rakamlarla görünür olduğunu vurgulayarak, devletin yalnızca okul açmakla değil, nitelikli, eşit, kapsayıcı ve güvenli eğitim ortamları sunmakla yükümlü olduğunu ifade etti.
Maviş’in açıklaması şöyle:
“Bugün 1 Haziran Dünya Çocuk Günü. Ancak kutlamaktan çok, yüzleşmemiz gereken gerçeklerle karşı karşıyayız. Çünkü bu ülkede çocuklar ihmal ediliyor, dışlanıyor ve sistematik olarak hakları ihlal ediliyor.
ÇOCUKLARIN BEDEN VE RUH SAĞLIĞI TEHLİKEDE
Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği’ne göre 2023 yılında 61 kız çocuğu anne, 7 erkek çocuğu baba oldu. Bu, çocukluk hakkı ve beden bütünlüğünün açıkça ihlal edildiğini gösteriyor.
Evrensel Çocuk Hakları Derneği’nin verilerine göre, 2021-2023 arasında 111 çocuk istismarı dosyası mahkemeye sevk edildi. Görünmeyen vakalarla birlikte bu tablo daha da ürkütücü hale geliyor.
Kıbrıs Türk Barolar Birliği’nin verilerine göre 2023 yılında Mahkemeler tarafından tutulan istatistiklerden 16 yaşından küçük 71 çocuk aleyhine 88 dava neticelendi. 15 çocuk için hapislik, 8 çocuk için para, 30 çocuk için kefalet senedi, 3 çocuk için sınama kararları verildi. Çocuk istismarı ve ihmaliyle mücadelede, sadece cezalandırmaya değil, önleyici adımlara da odaklanılmalıdır.
2020 tarihli bir tez çalışmasında, ilkokul öğrencilerinde DEHB oranı %28.9 olarak tespit edildi. Bu, ruhsal sağlık alanında ciddi bir ihmalin igöstergesidir.
EĞİTİMDE EŞİTSİZLİK VE İHMALKÂRLIK
Milli Eğitim Bakanlığı’na göre, 294 sınıf binası boşaltıldı; yerine 218 konteyner sınıf kuruldu. Bugün öğrencilerin %12’si konteynerde eğitim görüyor. Ayrıca okulların %14’ü bina güvenliği nedeniyle kısmen boşaltılmış durumda. Eğitim hakkı, geçici yapılara mahkûm edilemez.
23.000 öğrenci, yaşları belirsiz 815 eski otobüsle taşınıyor. Ulaşım hakkı, “bir şekilde okula gitmek” değil; güvenli, sağlıklı ve onurlu koşullarda eğitime erişim hakkıdır.
KTÖS RAPORU: DERİNLEŞEN EŞİTSİZLİKLER
KTÖS’ün 2023 yılı “Eğitim Değerlendirmesi ve İhtiyaç Analizi” raporuna göre:
- Okulların %28’inde çocukların beslenme, barınma ve temel ihtiyaçları karşılanamıyor.
- Yeni başlayan öğrencilerin hazırbulunuşluğu düşük.
- Ev ortamları öğrenmeye elverişli değil.
- Müfredat öğrenci ihtiyaçlarına duyarsız.
- Bakanlığın maddi, akademik ve kültürel desteği yetersiz.
Bu tablo, eğitim hakkının sadece ihmal edilmediğini, aynı zamanda sistemli biçimde ihlal edildiğini ortaya koyuyor.
KAPSAYICILIK İLKESİNİN İHLALİ
Okulların %49’unda özel eğitim desteği yok.
Okullarımızın fiziksel yapısı ve eğitim ortamları özel gereksinimli öğrenci dostu ve kapsayıcı değil.
%61’inde psikolojik danışman bulunmuyor.
Yabancı öğrenciler için Türkçe destek programı sunulmuyor.
Öğretmenler, artan ihtiyaçlar karşısında yalnız bırakılmış durumda.
Oysa devletin görevi; özel gereksinimli, dil desteğine ihtiyaç duyan ya da psikolojik destek bekleyen her çocuğun eğitim hakkını eşit biçimde güvence altına almaktır.
Devletin görevi yalnızca okul açmak değil; nitelikli, eşit, kapsayıcı ve güvenli bir eğitim ortamı sunmaktır. Çocukların gelişimini destekleyecek sosyal politikalar ve koruma mekanizmalarıyla birlikte bütüncül bir çocuk politikası oluşturulmalıdır.
Çocukların hakkı yalnızca kutlanmaz. Yaşatılır.
Bu bizim insanlık, devletin ise anayasal sorumluluğudur.”