Erhürman: “Kıbrıs Türk halkı mafya cennetinde güvende değil!”
CTP lideri ve Cumhurbaşkanı adayı Tufan Erhürman: “Kıbrıs Türk halkı kendini güvende hissetmiyor. Ülke, kara para ve suç örgütlerinin cennetine dönüştü!”
Erhürman: “Kıbrıs Türk halkı mafya cennetinde güvende değil!”
CTP lideri ve Cumhurbaşkanı adayı Tufan Erhürman: “Kıbrıs Türk halkı kendini güvende hissetmiyor. Ülke, kara para ve suç örgütlerinin cennetine dönüştü!”
Bugün Kıbrıs
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Tufan Erhürman, ülkedeki gerçek gündeme dikkat çeken çarpıcı bir açıklama yaptı. Erhürman, ülkenin hızla hukuk dışılığın hakim olduğu, kara para aklama ve mafya faaliyetlerinin kol gezdiği bir alana dönüştüğünü vurguladı.
Erhürman, “Bu ülke dünyada, hatta Türkiye’de bile, hukuksuzluk, kara para ve mafya cenneti olarak algılanıyor” diyerek, son dönemde uluslararası raporlarda ve medyada yer alan değerlendirmelere atıfta bulundu. Ülkenin imajının her geçen gün daha da kötüleştiğine dikkat çeken CTP lideri, “Yalnızca dışarıdan bakıldığında değil, içeride de halk kendini güvende hissetmiyor. İnsanların güvenlik endişeleri her gün biraz daha artıyor” ifadelerini kullandı.
“BU DÜZEN SÜRDÜRÜLEMEZ”
Erhürman’a göre, halkın devlet kurumlarına olan güveni erozyona uğradı. “Kıbrıs Türk halkının büyük bir kesimi, bu ülkeyi kendi iradesiyle yönettiğine dair inancını kaybetti” diyen Erhürman, mevcut durumu “yaşanamaz bir ülke” olarak tanımladı. Erhürman, ülkede hukukun üstünlüğünün yeniden tesis edilmesi ve halkın güvenliğinin sağlanması gerektiğini, aksi takdirde ülkenin daha büyük bir kaosa sürükleneceğini kaydetti.
“ÇOCUKLARIMIZA YAŞANILIR BİR ÜLKE BIRAKMAK BOYNUMUZUN BORCU”
Tufan Erhürman açıklamasında, yönetim krizinin çözümü için demokrasi, liyakat ve hukuk devleti ilkelerine sıkı sıkıya bağlı bir reform süreci gerektiğini belirtti. “Bu ülke, yönetenler tarafından yaşanılmaz hale getirildi” diyen Erhürman, Kıbrıs Türk halkının yeniden görünür, güvenli ve yaşanabilir bir ülkeye kavuşması için çalışacaklarını söyledi.
Erhürman, “Çocuklarımıza mafya cennetine dönüşmüş bir ada değil, özgürce nefes alabildikleri, geleceğe umutla bakabildikleri bir ülke bırakmak zorundayız” dedi.
Erhürman ‘gerçek gündemi’ şöyle sıraladı:
1. Mülkiyet konusu ile ilgili davalar, tutuklamalar, mahkumiyetler havada uçuşuyor.
2. Bu halkın uluslararası alandaki en büyük başarılarından biri olan Taşınmaz Mal Komisyonu’nun etkili bir iç hukuk yolu olup olmadığı uluslararası alanda ciddi bir tartışma konusu haline getirildi.
3. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden, kısa bir süre içerisinde Taşınmaz Mal Komisyonu bağlamında Maraş ile ilgili kritik bir karar bekleniyor.
4. “Kıbrıslı Rum Liderliği siyasi eşitlik/federasyon istemiyor” saptamasından hareketle (sanki bizim tezlerimiz Kıbrıs Rum Liderliği’nin istediklerine/istemediklerine bağlı olmalıymış gibi), dünyada “çözümsüzlük çözümdür” diye yorumlanan, kabul görmeyen, dünyayı bırakın, savunanların bile gerçekleşeceğine inanmadığı bir “çözüm formülü” ortaya atıldı.
5. Kıbrıs Türk halkı dünyadan yalıtıldı, yalnızlaştırıldı. Uluslararası alanda her gün biraz daha görünmez hale gelme ve elde ettiği kazanımları dahi kaybetme riskiyle karşı karşıya bırakıldı.
6. Bu ülke, dünyada, hatta Türkiye’de bile, hukuk dışı işlerin, kara paranın, mafyanın cenneti olarak algılanmaya başlandı.
7. Halk kendini güvende hissetmiyor. Güvenlikle ilgili endişeler her gün daha da artıyor.
8. Kıbrıs Türk halkının çok geniş kesimleri bu ülkeyi kendi iradesiyle yönettiğine dair inancını kaybetti.
9. Nüfus bilinmiyor, nüfus politikası yok. Bu sebeplerle, sağlığı, eğitimi, trafiği, alt yapıyı, herhangi bir alanı planlamak mümkün değil.
10. Ülkede “casino turizmi” dışındaki turizm ciddi sıkıntılarla karşı karşıya.
11. Yükseköğretim alanında yaşatılanlar bu alanın sürdürülebilirliğini tehdit ediyor.
12. Gelir miktar olarak artsa da alım gücü düştü. İnsanlarımız özellikle eğitim ve sağlık gibi kamu hizmetlerini özelden almak zorunda bırakıldı ve bu alanlarda pahalılık arttı.
13. Güneye geçebilenler açısından alış verişin önemli bir kısmı güneye kaydı. Güneye geçebilenlerle geçemeyeneler arasında, aynı gelire sahip olsalar da alım gücü açısından fark oluştu.
14. “Karma evlilikler”den doğan çocuklarımızın insan hakları ihlal ediliyor. Çocuklarımızın gelecek planları, annelerinin babalarının, hatta onların ebveynlerinin doğum yerlerine, kiminle, nerede evlendiklerine bağlı hale getirildi.
15. İnsanlarımızın bir kısmı Türkiye’ye, bir kısmı güneye, bir kısmı hiçbir yere gidemez hale getirildi.
16. Kamusal eğitim ve sağlık hizmetlerinden şikayet her gün daha da artıyor. Trafik her alanıyla tam bir keşmekeş. Cana da, mala da, halkın psikolojisine de zarar veriyor.
17. Sanayide, başta enerji ve personel giderleri olmak üzere maliyetler ciddi biçimde arttı. Hellim gibi önemli bir alanda ihracat olanakları daraldı. Yeşil Hat Tüzüğü çerçevesindeki ihracatta da düşüş eğilimi var.