Akansoy: “Ayrı devlet siyaseti Kıbrıslı Türkleri çıkmaz sokakta yalnızlaştırdı”
CTP Parti Sözcüsü ve Mağusa Milletvekili Asım Akansoy, mülkiyet krizine karşı hükümetin izlediği siyaseti sert sözlerle eleştirdi: “Dış dünyayla tüm kanalları kapattılar, Kıbrıslı Türkleri yalnızlık ve belirsizlik içinde bıraktılar.”
Akansoy: “Ayrı devlet siyaseti Kıbrıslı Türkleri çıkmaz sokakta yalnızlaştırdı”
CTP Parti Sözcüsü ve Mağusa Milletvekili Asım Akansoy, mülkiyet krizine karşı hükümetin izlediği siyaseti sert sözlerle eleştirdi: “Dış dünyayla tüm kanalları kapattılar, Kıbrıslı Türkleri yalnızlık ve belirsizlik içinde bıraktılar.”
Bugün Kıbrıs
CTP Parti Sözcüsü ve Mağusa Milletvekili Asım Akansoy, mülkiyet krizinin derinleştiği bu süreçte hükümetin izlediği siyasetin Kıbrıslı Türkleri uluslararası sistemden kopardığını vurguladı: “Dış dünyayla bağ kopuyor, dünyaya anlatacak kanal bırakılmıyor.”
Crans Montana sürecinden sonra başlatılan “iki ayrı devlet” siyasetinin yalnızca bir zaman kaybı değil, aynı zamanda Kıbrıslı Türkler için büyük zararların nedeni olduğunu vurgulayan Asım Akansoy, “ayrılıkçı zihniyet”in meseleyi uluslararası hukuk ekseninde ele almak yerine “hayal dünyasında savrularak” halkı çıkmaza sürüklediğini belirtti.
“Sorunu çözmek yerine, bölgesel savaşları fırsat bilip statü kazanma hayaline kapıldılar. Tanınma olmadı, statü artışı da olmadı. Elde kalan ise yalnızlaşma, güvensizlik ve krizdir” dedi.
“MÜLKİYET, SİYASİ RANTA DÖNÜŞTÜRÜLDÜ”
Akansoy, inşaat ve emlakta yaşanan patlamanın bir kalkınma stratejisi değil, “yeni bir siyasi zemin yaratma çabası” olduğunu belirtti:
“Yürüyün da korkmayın” sloganı, aslında ‘biz artık bu topraklarda ne istersek yaparız’ mantığının özetiydi. Ama bu mantık Kıbrıslı Türkleri uluslararası hukuka aykırı bir pozisyona itti.”
“GÜNEY KIBRIS’IN YASAL HAMLELERİ UZUN SÜREDİR BELLİYDİ”
Kıbrıs Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı’na bağlı Tapu Müdürlüğü’nün 2023’te yabancı yatırımcılara gönderdiği uyarıları ve Rum Meclisi’nin 2013’te Ceza Yasası’na eklediği 303A maddesini hatırlatan Akansoy, bu yasal zeminle kuzeydeki taşınmazlar üzerinden işlem yapan birçok kişinin suçlu duruma düşürüldüğünü söyledi.
“Yedi yıla kadar hapis cezası öngören bu yasa ile emlak sektörü, yatırımcı ve vatandaş büyük bir tehlikenin içine itildi. Gafil avlanmak yok; bu süreç adım adım örüldü” dedi.
“BU POLİTİKALARI DÜNYA CİDDİYE ALMIYOR”
Taşınmaz Mal Komisyonu’nun uluslararası kabul görmüş tek mekanizma olduğunu hatırlatan Akansoy, bu kurumu görmezden gelen ve kuzeydeki mülkiyet sorununu “benimdir, dilediğimi yaparım” anlayışıyla yöneten zihniyetin dünyada ciddiye alınmadığını belirtti.
“Ayrı devlet siyaseti sürdüğü sürece günlük sorunlarımızı dünyaya anlatabilecek bir kanal da bulamayacağız. Bu izolasyon kendi elimizle kurduğumuz bir duvar hâline geldi” dedi.
“DIŞ POLİTİKADA DİPLOMASİ YERİNE KAVGACI YAKLAŞIM VAR”
Akansoy, Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu’nun “Kıbrıslı Rumlar bizi osmoza uğratmak istiyor” yönündeki sözlerini de eleştirdi:
“Bu açıklamalar gerçekle bağdaşmıyor. Aynı zamanda özgüven eksikliğini de açığa çıkarıyor. Sorunu analiz etmek yerine savaşa hazırlanıyormuş gibi davranan bu zihniyet, Kıbrıslı Türkleri daha da yalnızlaştırıyor” dedi.
“YENİ BİR FEDERAL DÜZEN MÜMKÜNDÜR”
Tüm bu tabloya rağmen çıkış yolunun hâlâ mevcut olduğunu vurgulayan Akansoy, CTP’nin yüksek özgüven ve toplumsal kapasiteyle eşit ortaklık temelinde çözümden yana olduğunu belirtti:
“Türk Devletleri Teşkilatı’nda yaşanan hayal kırıklığı ortadayken, hâlâ ‘üniter devlet’ ya da ‘osmoz’ söylemleri çaresizliğin ifadesidir. Ancak bu zihniyet değişecek. Kıbrıslı Türkler, Kıbrıslı Rumlarla eşit ortak olacakları yeni bir federal düzeni mutlaka kuracaktır.”