Ersin Tatar, Türkiyeli gazetecileri kovmaktan beter etti: Diploma sorusu tansiyonu yükseltti, röportajı yarıda kesti, misafirleri şikayet etti
NEFES Gazetesi’nden Mahmut Aydın ve Tarık Işık’ın da aralarında olduğu Türkiyeli gazeteciler Lefkoşa’da Tatar’la röportaj yapmaya çalıştı. İmamoğlu’nun diploması ve başörtüsü-laiklik tartışmaları sorulunca ortam gerildi, Tatar röportajı yarıda bıraktı. Tatar, Türkiye’den gelen gazetecileri makam odasında bulunanlara şikayet etti: “Üstüme geliyorlar, başım ağrıyacak”
Ersin Tatar, Türkiyeli gazetecileri kovmaktan beter etti: Diploma sorusu tansiyonu yükseltti, röportajı yarıda kesti, misafirleri şikayet etti
NEFES Gazetesi’nden Mahmut Aydın ve Tarık Işık’ın da aralarında olduğu Türkiyeli gazeteciler Lefkoşa’da Tatar’la röportaj yapmaya çalıştı. İmamoğlu’nun diploması ve başörtüsü-laiklik tartışmaları sorulunca ortam gerildi, Tatar röportajı yarıda bıraktı. Tatar, Türkiye’den gelen gazetecileri makam odasında bulunanlara şikayet etti: “Üstüme geliyorlar, başım ağrıyacak”
Bugün Kıbrıs
KKTC, 19 Ekim’deki kritik Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yaklaşırken, Türkiye’den gelen gazeteciler Lefkoşa’da siyasi atmosferi yerinde gözlemlemek ve adaylarla görüşmek üzere temaslarda bulundu. NEFES Gazetesi’nden Mahmut Aydın ve Tarık Işık’ın da aralarında olduğu ekip, ‘Cumhurbaşkanlığındaki’ Ersin Tatar’la röportaj yapmak üzere Cumhurbaşkanlığı’na gitti. Ancak görüşme, gazetecilik tarihine geçecek tatsız bir şekilde sonuçlandı.
Röportajda gündeme gelen ilk konu, Tatar’ın daha önce “ihanet” olarak tanımladığı diploma meselesiydi. Gazeteciler, Ekrem İmamoğlu’nun 35 yıl önce KKTC’den aldığı denklik nedeniyle İstanbul Üniversitesi diplomasının iptal edilmesini sordu. Tatar’ın yanıtı ise kaçamak oldu: “Ben ne diyeyim şimdi… Türkiye’nin bileceği iş.”
Başörtüsü ve laiklik tartışmaları gündeme geldiğinde ise Cumhurbaşkanı’nın sabrı iyice taştı. Aynı konudaki ikinci soruya “Türkçe konuştum ya…” diyerek geçiştirdi. Sorular devam ederken makam odasına başka kişilerin alınması gazetecileri şaşırtırken, Tatar bir anda ayağa kalkarak “Ben yapamayacağım” dedi ve görüşmeyi yarıda kesti.
Gazetecilerin şaşkınlığı bununla da sınırlı kalmadı. Tatar, Türkiye’den gelen konuk gazetecileri makam odasındaki diğer kişilere şikayet etti: “İmamoğlu’nun diploması ile benim ne işim var Allah aşkına? Bilerek üstüme geliyorsunuz. Benim de başım ağrıyacak.”
Sorunun, Türkiye’de alınan bir kararla KKTC’den alınan diplomaların güvenilirliğinin tartışmaya açılması olduğu vurgulanmak istense de, Cumhurbaşkanı gazetecilere bu açıklamayı yapma fırsatı tanımadı. Röportaj kahvesiz, hatta bir bardak su dahi ikram edilmeden sona erdi.
Bu tavır, yalnızca gazeteciliğin değil, Türkiye’den gelen misafirlerin de itibarsızlaştırılması anlamına geliyor. Eleştiriye tahammülsüzlük, şeffaflık vaatleriyle çelişirken, Cumhurbaşkanı’nın halk adına hesap vermeye değil, gazetecileri hedef göstermeye meyilli olduğu izlenimini güçlendirdi.
İlgili yazının konuyla ilgili kısmı şöyle:
“KKTC’de 19 Ekim’de Cumhurbaşkanlığı seçiminin birinci turu yapılacak. Anketlere göre Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) lideri Tufan Erhürman, AKP’nin desteklediği mevcut Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın 6-8 puan önünde. AKP’nin Tatar’ın performansından memnun olmadığı Ankara’da artık bir sır değil.
Bu kritik süreçte Türkiye’den bir grup gazeteci Lefkoşa’da KKTC siyasetinin önde gelen isimleri ile görüştü. Aralarında NEFES’in de bulunduğu gazeteciler Ersin Tatar ile de röportaj yaptı. Daha doğrusu yapmaya çalıştı.
Anlatalım; Tatar, KKTC’de zaman zaman gündeme gelen diploma tartışmaları ile ilgili daha önce, “Sahte diploma dağıtıldığını söyleyenler hepimize ihanet, bu memlekete de kötülük ediyor.” demişti. Bu nedenle Tatar’a CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun KKTC’den aldığı denkliğin 35 yıl sonra usulsüz ilan edilerek İstanbul Üniversitesi diplomasının iptali soruldu.
Tatar yargıyı işaret ederken, “Ben ne diyeyim şimdi… Türkiye’nin bileceği iş; Denkliği vardır, yoktur.” dedi. Tatar’a bu defa ülkedeki başörtüsü ve laiklik tartışmaları soruldu. Sorudan pek hoşlanmamış olacak ki aynı konudaki ikinci soruya cevap verirken, “Türkçe konuştum ya…” cümlesi ağzından dökülüverdi. Ancak bu sırada “tuhaf bir şey” oldu. Tatar’ın makam odasına başka konuklar da alındı.
Eşi Sibel Tatar’ın Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesinin açılışına neden katılmadığı ve bazı Türk devletlerinin Rum tarafına elçi ataması konularının açılması Tatar’ı iyice rahatsız etmiş olacak ki birden ayağa kalkarak “Ben yapamayacağım” dedi ve röportajı yarım bıraktı.
Tatar’ın neden bu kadar gerildiğinin ortaya çıkması uzun sürmedi. Tatar, “Bana İmamoğlu’nun diplomasını soruyorsunuz. İmamoğlu’nun diploması ile benim ne işim var Allah aşkına? Bilerek üstüme geliyorsunuz. Benim de başım ağrıyacak.” dedi. Gazeteciler ikinci şoku Tatar’ın gazetecileri makam odasında bulunan kişilere şikayet etmesi ile yaşadı.
Tatar, “Türk basını gelmiş bana İmamoğlu’nun diplomasını soruyor. Beni neden karıştırıyorsunuz?” derken gazetecilerin İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesiyle KKTC’den alınan diplomaların daha da şaibeli hale geldiğini ve bu nedenle o sorunun sorulduğunu anlatma imkanları olmadı bile. “Bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı var” derler. Gazeteciler Ersin Tatar’ın yanından bir bardak su bile içemeden ayrıldılar.“