Ekonomik Siyaset Araştırmaları Merkezi (ESPA), Meclis gündemindeki “Yurt Dışındaki İtibari Paraların Ekonomiye Kazandırılması Tasarısı”na ilişkin yaptığı açıklamada, düzenlemenin kamu yararına hizmet etmediğini ve kara parayla mücadele açısından ciddi açıklar barındırdığını vurguladı.

FATF İLKELERİNE AYKIRI, KARA PARA YASASINI DELİYOR
ESPA, söz konusu Tasarı’nın Mali Eylem Görev Gücü (FATF) tarafından belirlenen vergi affı ilkeleri dikkate alınmadan hazırlandığını, özellikle nakit işlemleri içermesi nedeniyle mevcut kara para aklama ve terör finansmanı yasalarına aykırı olduğunu belirtti. Açıklamada, ESPA’nın bu çerçevede Merkez Bankası ve Bankalar Birliği’ni ziyaret ederek istişarelerde bulunduğu bilgisi de paylaşıldı.

Yapılan değerlendirmede, “Tasarı’nın dış ticaret ve uluslararası finansal hareketlerin sorunsuz işlemesini zorlaştırabileceği” vurgulandı. Bu durumun ülke ekonomisine zarar vereceği ifade edilirken, Tasarı’nın yasalaşması halinde, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Uluslararası Uyuşturucu Kontrol Stratejisi Raporu’nda ülkeye ilişkin yeni olumsuz değerlendirmelerin yer alabileceği ve bunun da “ülkenin uluslararası itibarını olumsuz etkileyeceği” kaydedildi.

“YASAYA UYAN CEZALANDIRILIRKEN, YASAYI DELEN ÖDÜLLENDİRİLİYOR”
Açıklamada Tasarı’nın özünde bir vergi affı niteliği taşıdığı, bu yönüyle “yasalara uyan vatandaşları cezalandırdığı, yasaları ihlal edenleri ise ödüllendirdiği” ifade edildi. ESPA, hükümetin bu yasa ile “kara parayla mücadelede yeterince kararlı olmadığını ve uluslararası itibarı koruma konusunda gerekli özeni göstermediğini” savundu.

“SADECE İMTİYAZLILAR YARARLANACAK, ADALET DUYGUSU ZEDELENECEK”
ESPA, tanınmamışlığın getirdiği kırılganlığa dikkat çekerek hükümeti uyardı:

“Toplumun adalet duygusunu zedeleyecek ve sadece az sayıda imtiyazlının yararlanacağı söz konusu Tasarı geri çekilmelidir.”

Kuruluş, mevcut uyarıların daha önce kamuoyuyla paylaşıldığını ancak endişelerin hâlâ geçerli olduğunu belirtti. Açıklamanın sonunda ise açık bir çağrı yapıldı:

“Bu tasarı, ulusal ve uluslararası düzlemde güven inşa etmek yerine, kuşku yaratacaktır. Geri çekilmesi, hem mali sistemin sağlığı hem de toplumsal meşruiyet açısından zorunluluktur.”