Kıbrıs’ın kuzeyinde kalan Rum taşınmazlarının yasa dışı şekilde pazarlanmasına ilişkin açılan davalarda ilk karar çıktı. Lefkoşa Rum Ağır Ceza Mahkemesi, Macaristan vatandaşı iki kadını, bu mülklerin tanıtımı ve satışı faaliyetlerine katıldıkları gerekçesiyle hapis cezasına çarptırdı.

Sanıklardan Ilona Lesko’ya 2 yıl 6 ay, Melinda Ladanyi’ye ise 15 ay hapis cezası verildi. Karar, uzun süreden beridir tartışılan Rum mülkleri konusunda verilen ilk mahkûmiyet kararı olarak tarihe geçti.

63 SUÇLAMADAN BAZILARI KABUL EDİLDİ
Sanıklar toplamda 63 ayrı suçlamayla yargılandı. Ancak mahkeme sürecinde Ilona Lesko 21, Melinda Ladanyi ise 6 suçlamayı kabul etti. Kabul edilen suçlamalar arasında, Girne’ye bağlı Bahçeli (Kalogreas) ve Trahona-Aziz Ambrosios bölgelerinde bulunan ve “Cyprus Constructions” adlı bir şirket tarafından yasa dışı şekilde inşa edildiği belirtilen konutların, Facebook üzerinden tanıtımı ve satışı da yer aldı.

Sanıkların suçlarını kabul etmesi üzerine savcılık diğer suçlamaların kovuşturmasını durdurdu.

SOSYAL MEDYA ÜZERİNDEN PAZARLAMA YAPTILAR
Sanıklar, bu konut projelerini kendi sosyal medya hesapları üzerinden tanıtarak pazarladı. Lesko’nun emekli bir estetisyen, Ladanyi’nin ise kuaför olduğu, her ikisinin de Macaristan vatandaşı oldukları açıklandı. Mahkeme, bu eylemleri “organize ve bilinçli bir faaliyet” olarak nitelendirerek hapis cezası verdi.

EMSAL TEŞKİL EDECEK BİR KARAR
Bu karar, Kıbrıs’ın kuzeyindeki Rum mallarının pazarlanmasına dair açılan davalarda verilen ilk mahkûmiyet olması nedeniyle büyük önem taşıyor. Bundan sonraki tüm benzer davalara emsal teşkil etmesi bekleniyor. Kıbrıs Cumhuriyeti, bu tür faaliyetleri mülkiyet hakkı ihlali ve uluslararası hukuka aykırı bir durum olarak değerlendiriyor.

“DÖKÜN BETONU DA GORKMAYIN” DİYENLER BU KARAR SONRASINDA NE YAPACAK?
Aylardır hukuk çevrelerinde, siyasette ve basında “Rum mülkleri konusu kapıda” uyarıları yapılırken, kuzeydeki yöneticiler bu tehlikeyi görmezden gelmişti. Özellikle “dökün betonu da korkmayın” mantığıyla hareket eden siyasiler, inşaat ve mülkiyet üzerinden kurulan sistemin bağışıklığı olduğuna inanmıştı.

Ancak bu mahkeme kararıyla birlikte artık hukuki bağışıklığın sona erdiği bir sürecin başlangıcı olabilir. Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olmayan yabancıların yargılanabilmesi ve cezalandırılabilmesi, gelecekte vatandaşlar ve şirketler için de benzer davaların önünü açabilir.

BUNDAN SONRASI NE OLACAK?
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin benzer şekilde yabancı yatırımcıları ya da taşınmaz ticaretine aracılık eden kişileri hedef alan başka davaları da gündeme getirmesi bekleniyor. Bu bağlamda, kuzeyde Rum malları üzerinde kurulan inşaat ve satış ekonomisinin ciddi bir hukuk riskiyle karşı karşıya olduğu açıkça görülüyor.