Bugün Kıbrıs

Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği (KTGB) ve Basın Emekçileri Sendikası (Basın-Sen), gazeteci Ayşemden Akın’a yönelik ölüm tehditleri karşısında yeterli önlem alınmamasını protesto ederek, Polis Genel Müdürlüğü önünde açıklama yaptı.

“Meslektaşlarımızı polis korumayacaksa biz koruyacağız” diyen örgüt temsilcileri, devletin sorumluluktan kaçtığını vurguladı. Açıklamaların ardından 7/24 koruma talebiyle dördüncü kez resmi başvuru yapıldı.

“FALYALI DOSYASI SONRASI BAŞLAYAN TEHDİTLERE CEVAP YOK”
KTGB Başkanı Efdal Keser, Ayşemden Akın’ın, Hollanda’da Halil Falyalı’nın finans müdürü Cemil Önal ile gerçekleştirdiği 72 saatlik röportajın ardından yayımlanan ‘Halil Falyalı Yaşıyor’ yazı dizisinin yayımlanmasıyla birlikte polisle temasa geçtiğini kaydetti.

Keser, haberlerin derin bağlantılara işaret etmesi nedeniyle Akın’a saldırı olasılığına karşı ilk koruma talebinin o dönemde dile getirildiğini, sonrasında ise yaşanan suikast ve tehditlerin ardından Girne ve Genel Müdürlük düzeyinde resmi başvurular yapıldığını hatırlattı.

“Arkadaşımızın can güvenliğinden ciddi endişe duyuyoruz. Bu bir ilk adımdır; devamı gelecektir” diyen Keser, polisin adım atmaması durumunda Ayşemden Akın’ın evinin önünde nöbet tutacaklarını söyledi.

KİŞMİR: “BU ÜLKEDE GAZETECİLERİN HAYATI KORUNMUYOR”
Basın-Sen Başkanı Ali Kişmir, gazetecilere yönelik ölüm tehditlerinin mesleki faaliyetlerinden dolayı gerçekleştiğini ve bunun çağdaş bir ülkede kabul edilemez olduğunu belirtti.

“Ayşemden Akın ve Emine Yüksel, tarihimizin en önemli haberlerinden birine imza attı. Yasadışı bahis, uyuşturucu kaçakçılığı gibi ülkemizin karanlık yüzüne dair çok sayıda konuyu gündeme taşıdılar. Bu bir gazetecilik başarısıdır” diyen Kişmir, gazetecilerin sadece sosyal medya yorumlarından bile moral bozukluğu yaşadığını, haber kaynaklarının infaz edilmesinin yaratacağı travmanın büyüklüğüne dikkat çekti.

Kişmir, “Sayın Kasım Kuni, ‘bize başvuru yapılmadı’ diyerek doğru söylemiyor” dedi ve Basın-Sen’in Girne Polis Müdürlüğü’ne bir, Polis Genel Müdürlüğü’ne ise iki kez başvuruda bulunduğunu net şekilde ifade etti.

“Koruma için yasal zemin yok gibi ifadeleri kabul etmiyoruz. Bu devletin sorumluluğudur. Temenni değil, çözüm bekliyoruz. Başbakan da Cumhurbaşkanı da sessiz. Sadece Maliye Bakanı ‘polise sorun’ diyor. Peki sizin işiniz ne?”

NAZLI: “YASAL SORUMLULUK POLİSİN, SÜREÇ BAŞSAVCILIKTAN TAKİP EDİLECEK”
Basın-Sen avukatı Cansu Nazlı, 1 Mayıs’ta Cemil Önal’ın öldürülmesinin ardından 2 Mayıs’ta Ayşemden Akın için 7/24 koruma talebiyle Girne Polis Müdürlüğü’ne başvuru yapıldığını açıkladı.

Aynı gün gazeteci Emine Yüksel’in de siber saldırılar ve tehditler nedeniyle koruma talebinde bulunduğunu belirten Nazlı, saat 15.30’da verilen yanıtta, başvurunun Polis Genel Müdürlüğü’ne yapılması gerektiğinin bildirildiğini söyledi.

“Bu dilekçede belirtildiği gibi, Girne Polisi’nin koruma talebini Genel Müdürlüğe iletmesi gerekirdi. Bu açık bir idari sorumluluktur” diyen Nazlı, sürecin bundan sonra Başsavcılıkla yürütüleceğini ifade etti.

ORTAK AÇIKLAMA: “GAZETECİLİK SUÇ DEĞİLDİR!”
KTGB Örgütlenme Sekreteri Serap Şahin tarafından okunan ortak açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Kıbrıs Türk basını sistematik olarak susturulmaya çalışılıyor. Gazeteciler dışlanıyor, ayrımcılığa uğruyor, ölüm tehditleri sessizlikle geçiştiriliyor. Ama korkmayacağız, susmayacağız, vazgeçmeyeceğiz.

“Ayşemden Akın, karanlık ilişkilere ışık tuttuğu için tehdit ediliyor. Can güvenliğinden devletin yöneticileri ve polis sorumludur. Bu ülkede bir yazar katledildi, delilleri gizleyenler unutulmadı. Ayşemden Akın yalnız değildir.

Hollanda’da infaz edilen Cemil Önal ile yapılan röportaj sonrası, Ayşemden Akın ve Emine Yüksel’in yaşamı ev hapsine dönüştü. Etkin koruma istiyoruz. Gazeteciliğe, demokrasiye ve ülkemizin aydınlık geleceğine sahip çıkacağız.”

Açıklamanın ardından, örgütler avukat Cansu Nazlı eşliğinde dördüncü kez Polis Genel Müdürlüğü’ne başvuruda bulundu. Gün içinde Başsavcılıkla da görüşme yapılacağı ve sürecin bu noktadan itibaren oradan takip edileceği belirtildi.