Ahmet Davutoğlu: “Kıbrıs’ın içine düştüğü batak sizlerin aynadaki aksidir”

“Rant hırsı yüzünden kirli ilişkiler çarkına bu derece batmış bir devlet, uluslararası arenada ne tür bir itibar kaybına uğrayacak?”

Yeni Yol Grubu’nun grup toplantısında gündemi değerlendiren Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Sırrı Süreyya Önder’i rahmetle andığını vurguladı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e yönelik yumruklu saldırıyı ise şiddetle kınadığını belirten Davutoğlu, şunları söyledi:

Sadece saldırgan değil azmettiriciler de ortaya çıkarılmalı ve hukukun öngördüğü en ağır şekilde cezalandırılmalıdırlar. 2 çocuğunu öldüren bir caninin ıslah edilmeden topluma salıverilmesi bir canlı bombayı sokağa göndermekten başka bir şey değildir. Bugün iktidarın sayılarını artırmakla övündüğü cezaevleri bir ıslah mekanından olmaktan çıkmış suç eğitim merkezleri ve suç örgütü oluşturma istasyonuna dönüşmüştür.

Hollanda’da öldürülen Cemil Önal’ın iddiaları üzerinden iktidara yönelik eleştirilerini sürdüren Davutoğlu, şunları ifade etti:

“Bilin ki Kıbrıs’ın içine düştüğü batak sizlerin aynadaki aksidir. İstihbaratıyla, bakanlarıyla, bürokratlarıyla, siyasetçilerin çocuklarıyla, tepeden tırnağa kadar devletin düşürüldüğü şu hallere bakar mısınız? Biz size bu tür adamlarla fotoğraf bile vermeyin, makamlarınıza kabul etmeyin dedikçe, sizler bırakın fotoğraf vermeyi, ortaklıklar bile kurmaktan geri durmamışsınız. Yazıklar olsun sizin devlet adamlığınıza, yazıklar olsun devleti içine soktuğunuz itibarsızlaşmaya. Belli ki ne kendinizi ne devleti ne de bu toplumu dert edinmişsiniz. Amerikanın kırmızı bültenle aradığı adamı kendinize ortak etmişsiniz. Ne uğruna? İktidarda kalmak için ihtiyaç duyduğunuz kirli rant kaynakları uğruna. Şu hale bakın ki, şehitlerin kanı üzerinde kurulmuş yavru vatan trilyonlarca liralık, milyarlarca dolarlık kara para adasına çevrilmiş, adam o çarka kimse çomak sokamasın diye kasetler kaydetmiş. O kasetler ve paylaşım savaşı adına öldürülmüş ama koca devlet peşine düştüğü o kasetleri bir türlü bulamamış.”

“BATAKLIĞIN MERKEZİNDE DEVLETİN ÜST DÜZEY BÜROKRASİSİNİN OLDUĞU AÇIĞA ÇIKMIŞ”
“O kasetlerde kimler kimler varmış! Hangi gizli çekimler, hangi şantajlar, kirli ilişkiler, o kasetlerin arşivine girmiş belli değil. Ama koca devlet, Türkiye Cumhuriyeti Devleti o kasetlerin peşine düşmüş. Hem de o mafya imparatoruyla ailevi ve ticari ilişkileri olan birilerini büyükelçi olarak atayarak bu operasyonu tamamlamaya çalışmış. Onu da yüzüne gözüne bulaştırmış. İddia o ki merkeze çekilen o elçi müsveddesi söz konusu 45 kasetten 5’ini iç etmiş. O mu, başkaları mı henüz belli değil ama bataklığın merkezinde devletin üst düzey bürokrasisinin olduğu açığa çıkmış. Üstelik öğreniyoruz ki; bu kara para imparatoru öldürüldüğü halde sistem aynıyla vaki devam etmekte. Bazı kadrolar değişmiş o kadar. Tüm yasa dışı bahis, kara para aklama, uyuşturucu, fuhuş, rüşvet, şantaj batağı aynıyla vaki sürmekte. Peki kimlerden öğreniyoruz tüm bu iddiaları? Bu kirli çarkın iç yüzünü? O da ayrı bir vahamet. Hani şu çeteci, çetecilerin akıl danesi eski İçişleri Bakanı’nın ipliğini pazara çıkaran bir suç örgütü liderinin video ifşalarından, sonra da Amerika’nın kırmızı bültenle aradığı, suikastla öldürülen bahisçinin, kara paracının kasası denen adamdan.”

“HOLLANDA’YA YANAŞAN GEMİLERE VE ORADA SERVET SAKLAYANLARA DİKKAT EDİN”
“Peki adam nerede konuşuyor? 16 ay hapis kaldığı Hollanda’da. Bütün Avrupa’ya ve dünyaya ‘İşte Türkiye’de ve Kıbrıs’ta işler böyle yönetiliyor; listesi de bu’ diye ilan ettiği ifşaatlardan. Üstelik şimdi de bu adam bir suikastla ortadan kaldırıldı. Avrupa’nın göbeğinde, kaldığı otelde. Hem de Amerikan ve Hollanda istihbaratının koruması altında olduğu iddialarına rağmen. Bu Hollanda’ya dikkat edin. Orada görev yapanlara dikkat edin. Hollanda’ya yanaşan gemilere ve orada servet saklayanlara dikkat edin. Hep söyledik; kirli işlerle elinizi kolunuzu bir yerlere kaptırırsanız, Raflara dosyaları dizdirirseniz, gün gelir size değil, bütün bir ülkeye silah olarak döner diye. Sen devletsin devlet! Bu millet o emaneti sana vermiş. Bu devletin bir onurlu bir tarihi, haysiyetli bir dış politika geleneği; kadim bir devlet ahlakı arşivi var. Eski bir sorumlu başbakan olarak, bu devletin en üst kademelerinde alnının akıyla rol almış, ve ‘düşmana benzememe’ ilkesini şiar edinip devleti öyle yönetmiş bir şahsiyet, bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak ve içim yanarak, bir kez daha soruyorum: Rant hırsı yüzünden kirli ilişkiler çarkına bu derece batmış bir devlet, uluslararası arenada ne tür bir itibar kaybına uğrayacak? Adaya ilişkin, enerji sahalarına ilişkin, uluslararası hukuktan doğan haklarını nasıl savunacak? Savunamıyor da zaten. Kıbrıs’ın üzerine tüm organlarıyla abanıyor ama gelin görün ki ne Kıbrıs’ın iç işleyişine ne de dış politika zeminine hakim olabiliyor. Türkleşmekten, başörtüsünden, devletin katkılarından rahatsız olanlar harekete geçiyorlar. Oysa Kıbrıs dendi mi akla bu yavru vatanın özgürlüğü için şehit düşen kahraman mücahitler ve Mehmetçikler gelmelidir. Necmettin Erbakanlar, Bülent Ecevitler, Fazıl Küçükler, Rauf Denktaşlar gelmelidir. Kıbrıs dendi mi Gümrük Birliği gelmelidir. Kıbrıs dendi mi akla enerji anlaşmaları, dosta-düşmana karşı eli güçlü bir Kuzey Kıbrıs ve Türkiye’nin menfaatleri gelmelidir. Ama gelin görün ki, bunlar arşiv kasetler peşindeyken, kardeş devletler Kırgızistan, Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan, Güney Kıbrıs’ı tanıma adına BM’nin kararını da kabul eden bir anlaşmaya imza atıyorlar. Yani KKTC’nin işgalci olduğunu, illegal olduğunu kabul etmiş oluyorlar.”

ANKA

DAUSEN

Girne Belediyesi

Girne Belediyesi

Gönyeli Alayköy Belediyesi

array(4) { ["reklam_linki"]=> string(31) "https://guvensigortakibris.com/" ["reklam_gorseli"]=> string(63) "https://bugunkibris.com/wp-content/uploads/2024/11/mavi-gif.gif" ["hangi_pragraflar_arasina_geldin"]=> string(1) "3" ["reklami_yayinla"]=> bool(true) }