Bugün Kıbrıs

3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 1993 yılında ilan edilmiş bir gün. Her yıl bu tarihte, dünya genelinde basın özgürlüğünün önemi yeniden hatırlatılıyor. Ancak bu yıl, Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği bu günü yalnızca bir anma değil, aynı zamanda yüksek sesle uyarı yapma ve mücadeleyi büyütme günü olarak değerlendirdi.

Yapılan açıklamada, “dünyanın dört bir yanında görevini yaparken hayatını kaybeden tüm meslektaşlarımızı saygıyla anıyoruz” denildi.

“BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ TOPLUMUN ORTAK İHTİYACIDIR”
Birlik, açıklamasında basın özgürlüğünün yalnızca gazetecilerin değil, tüm toplumun ortak ihtiyacı olduğunun altını çizdi:

“Toplumun kendini ifade edebilmesi, doğru bilgiye erişebilmesi ve demokratik katılımı güçlendirebilmesi için özgür basın hayati öneme sahiptir.”

RSF SIRALAMASI ALARM VERİYOR: KUZEY KIBRIS 91. SIRADA
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün 2024 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’ne dikkat çekilen açıklamada, Kuzey Kıbrıs’ın 180 ülke arasında 91. sırada yer aldığı hatırlatıldı. Bu sıralamanın “alarm durumu” olduğu belirtildi.

YENİ MEDYA, BİLGİ KİRLİLİĞİ VE GÜVEN SORUNU
Dijital yayıncılıktaki kontrolsüz artışın gazetecilik mesleğini tehdit ettiğine dikkat çekilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Dijital ortamda kimliği belirsiz, amacı şüpheli yayın organlarının artması; bilgi kirliliğine yol açmakta ve medyaya olan güveni zedelemektedir.”

PATRON BASKISI VE SERMAYE GÖLGESİ: HABER ÇEŞİTLİLİĞİ AZALIYOR
Açıklamada, medya sahipliğindeki tekelleşme ve özel sektörün etkisine de sert eleştiriler yöneltildi:

“İş insanlarının medya üzerindeki etkisi, eleştirel seslerin duyulmasını her geçen gün zorlaştırmaktadır. Gazeteler ve televizyonlar, artık yalnızca bir grubun çıkarlarını temsil eden araçlara dönüşmektedir.”

EKONOMİK BAĞIMSIZLIK YOKSA, ÖZGÜR HABERCİLİK DE YOK
Reklam gelirlerinin iktidara yakın medya kuruluşlarına yönlendirilmesiyle basının ekonomik bağımsızlığını yitirdiğine dikkat çeken Birlik:

“Devletin reklam harcamalarını bir baskı aracı olarak kullanması, meslektaşlarımızı oto sansüre zorluyor. Bu da toplumun doğru bilgiye ulaşmasını engelliyor.” açıklamasında bulundu.

YASAL BASKILAR VE GAZETECİLERE YÖNELİK SALDIRILAR
Gazetecilere karşı açılan davaların ve fiziksel saldırıların “basını sindirme girişimi” olduğu vurgulandı:

“Yasaların güncellenmemesi, gazetecilerin ifade özgürlüğünü sınırlamakta; kamu düzenini bozma, halkı fesada sürükleme ya da hakaret gibi gerekçelerle açılan davalar bağımsız gazeteciliği susturmanın araçları haline gelmektedir.”

TÜRKİYE’YE GİRİŞ YASAKLARI, YÖNETENLERİN SESSİZ ONAYIYLA SÜRÜYOR
Son dönemde bazı gazetecilerin Türkiye’ye girişlerinin keyfi olarak engellenmesi, açıklamada ifade özgürlüğüne yönelik doğrudan bir tehdit olarak nitelendirildi. Birlik bu konuda şu sözlerle tepkisini dile getirdi:

“Bu uygulamaların, ülkemizi yönetenler tarafından sessizce onaylanması ayrıca kaygı vericidir.”

“ÖZGÜR TOPLUM İÇİN HEP BİRLİKTE MÜCADELE EDELİM”
Açıklama, kararlılık mesajı ile sona erdi:

“Kısıtlanmadan, tehdit edilmeden, ekonomik bağımlılık korkusu yaşamadan ve cezalandırılma endişesi olmadan gazetecilik yapılabilecek bir ortam için mücadele etmek, yalnızca basın çalışanlarının değil, özgür bir toplum isteyen herkesin sorumluluğudur. Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği olarak, tüm zorluklara rağmen yılmadan ve korkmadan basın özgürlüğü için mücadelemizi sürdürmeye kararlıyız.”