Fahrettin Altun, İletişim Başkanlığının AKP’li vekillere yolladığı notu da yalanladı
Fahrettin Altun, "Bizi meydanlarda yuhalatıp sindirmeye çalışıyor. Biz, bütün arkadaşlarımızla birlikte hakikat mücadelemizi vermeye devam edeceğiz, bizi sindiremezsiniz, korkutamazsınız" dedi.
Fahrettin Altun, İletişim Başkanlığının AKP’li vekillere yolladığı notu da yalanladı
Fahrettin Altun, "Bizi meydanlarda yuhalatıp sindirmeye çalışıyor. Biz, bütün arkadaşlarımızla birlikte hakikat mücadelemizi vermeye devam edeceğiz, bizi sindiremezsiniz, korkutamazsınız" dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, dün İstanbul’da Başakşehir’de partisinin mitinginde, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın AKP’li vekillere televizyonda konuşacakları notları yolladığını söylemişti, Gazeteci Barış Terkoğlu ise bir ekran görüntüsüyle AKP’ye yakın kaynağından aldığı notu paylaşmıştı.
Fahrettin Altun, Özgür Özel’in sözleri sonrası sosyal medya hesabından konuyla ilgili bir açıklama yaptı. “Özgür Özel, siyasilerle ilgili olanı diline dolamış; bizi meydanlarda yuhalatıp sindirmeye çalışıyor” diyen Altun her zaman olduğu gibi bu iddiayı da yalanladı.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in eleştirilerine verdiği yanıtla, devlet kurumlarının tarafsızlığına dair endişeleri bir kez daha derinleştirdi. Altun’un açıklaması, bir kamu görevlisinin değil, adeta bir parti sözcüsünün kaleminden çıkmışçasına siyasileşmiş bir dille hazırlandı. Bu açıklama, İletişim Başkanlığı’nın asli görevi olan halkı bilgilendirme sorumluluğunu değil, iktidarı aklama refleksini öncelediğini gözler önüne serdi.
Altun, Özgür Özel’i “devleti tanımamakla” suçlarken, İletişim Başkanlığı’nı neredeyse kutsal bir yapı gibi tanıttı. Oysa bu kurum, bugüne dek kamuoyuna sansür uygulayan, gazetecileri hedef gösteren, sosyal medyada muhalif sesleri susturan icraatlarıyla gündeme geldi. “Doğru enformasyon akışı” sağladığı iddiası, Basın İlan Kurumu eliyle muhalif gazetelere verilen ilan cezaları ve erişim engelleriyle çelişiyor.
Açıklamanın en çarpıcı yönü ise, halktan toplanan vergilerle faaliyet gösteren bir devlet kurumunun, tüm vatandaşları temsil etmek yerine muhalefeti hedef alan bir dille siyasi mücadeleye soyunması oldu. Altun, “bizi yuhalatıyorlar, sindirmeye çalışıyorlar” ifadeleriyle, İletişim Başkanlığı’nı adeta bir mağduriyet zırhına büründürmeye çalıştı. Oysa gerçek mağdurlar, iktidar politikalarını eleştirdikleri için işsiz kalan gazeteciler, cezalandırılan akademisyenler ve susturulan yurttaşlardır.
“Uluslararası medyaya ülkeyi şikayet edenler” söylemi ise, iktidarın her eleştiriyi hainlik ya da dış mihraklarla ilişkilendirme alışkanlığının bir devamıdır. Türkiye’yi eleştiren her yabancı yayın ya da yurttaş, otomatik olarak hedefe konulurken, bu söylemle Türkiye’nin dünyadaki imajı daha da zedelenmektedir.
İletişim Başkanlığı’nın “Türkiye markasını gururla tanıtma” iddiası da, içeride muhaliflere sansür, dışarıda eleştirilere parmak sallama pratiğiyle yerle bir olmaktadır. Kurumun “devletin kapısı” değil, Saray’ın sesi haline gelmiş olması, tüm vatandaşlar için düşündürücüdür.
Fahrettin Altun’un yanıt yerine propaganda manifestosu niteliğindeki açıklaması şöyle:
“CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in İletişim Başkanlığımıza yönelik açıklamaları, devletimizi ne kadar tanımadığını açıkça ortaya koymuştur. Bu nedenle, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının görevlerini ve faaliyetlerini bir kez daha kamuoyuyla paylaşmakta yarar görüyorum.
İletişim Başkanlığımız, doğru enformasyon akışını sağlar, dezenformasyonla mücadele eder ve hakikati savunur. Bu nedenle tüm kamu otoritelerine bilgi verir, vatandaşımıza gerçekleri ulaştırır.
İletişim Başkanlığı, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın vizyonu doğrultusunda stratejik iletişim faaliyetleri yürütür, kampanyalar düzenler; devletimizin icraatlarını teker teker, tekrar tekrar anlatır. Bu nedenle sürekli içerik üretir, ulusal, uluslararası kamuoylarına ulaşır.
İletişim Başkanlığı, kamu diplomasisi faaliyetlerini de yürütür. Türkiye markasını dünyaya gurur tablolarıyla anlatır, gösterir, söyler, duyurur. Bu nedenle uluslararası tüm muhataplarına, millî menfaatlerimizi koruyan enformasyonlar sunar.
İletişim Başkanlığımız, devletimiz ile milletimiz arasında bir iletişim köprüsüdür. Vatandaşımızın derdini dinler, ilgilisine ulaştırır, çözümünü takip eder, bilgilendirir. Bu nedenle devletimizin kapısıdır; vatandaşımızın hizmetkarıdır.
İletişim Başkanlığımız, basın emekçilerinin haklarını gözetir, güvenli bir medya ekosistemi oluşturur ve her daim onların yanında durur. Ulusal ve uluslararası tüm basın temsilcilerinin daima destekçisidir.
İletişim Başkanlığı, Türkiye’de ve dünyada gece gündüz çalışan mensuplarıyla, alın teriyle, al bayrağımızın gücünü her daim yüceltir. Peki bundan kim rahatsız olur? Uluslararası medyaya dezenformasyon üreten ve ülkemizi şikâyet edenler…
İletişim Başkanlığımız, tüm bu çalışmaları öğretmenlerimizden doktorlarımıza, iş insanlarımızdan çiftçilerimize, milletvekillerimizden emeklilerimize kadar her bir vatandaşımıza duyurur.
Özgür Özel, siyasilerle ilgili olanı diline dolamış; bizi meydanlarda yuhalatıp sindirmeye çalışıyor.
Biz, bütün arkadaşlarımızla birlikte hakikat mücadelemizi vermeye devam edeceğiz, bizi sindiremezsiniz, korkutamazsınız.
Hakikate kulaklarını tıkamayan kim varsa onlara sözümüzü ulaştırmak için gayret etmeye devam edeceğiz.”