Nazlı: “Çocukları baskılayan gerici tüzük, sünnileştirme politikalarının bir parçası”

Bağımsızlık Yolu Parti Meclisi Üyesi Cansu N. Nazlı, çocuk istismarına kapı aralayacak tehditlere karşı uyarıda bulunarak, Sünni İslamlaştırma politikalarına karşı mücadele çağrısı yaptı.

Bugün Kıbrıs

Bağımsızlık Yolu Parti Meclisi Üyesi Cansu N. Nazlı, Genç TV’de Meltem Sonay’ın sunduğu Gündem programına katılarak, Disiplin Tüzüğü ve ülkedeki sosyal sorunlar hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Nazlı, çocukların serbest irade geliştirebilecek bir erişkinliğe gelene kadar baskı altına alınmaması gerektiğini yineleyerek şöyle konuştu:
“Çocuk istismarına kapı aralayacak bir tehdit olduğu için bu tüzüğü tehlikeli buluyoruz. Çocukların özgür iradeleri gelişene kadar herhangi bir inanç, kıyafet veya ideolojik dayatmaya maruz bırakılmaması gerekiyor.”

İKİNCİ KEZ ANAYASA MAHKEMESİNE BAŞVURU YAPILDI
Nazlı, Disiplin Tüzüğü’nün apar topar geçirilmesinin ardından öğretmen sendikaları tarafından ilk başvurunun yapıldığını, bu sürecin ardından ikinci kez anayasa mahkemesine başvurulduğunu belirtti.

Başvuruda, Anayasanın;

  • 1. maddesi (Sosyal adalet, hukukun üstünlüğü, laiklik ilkeleri)
  • 3. maddesi 4. fıkrası (Anayasa dışı yetki kullanımının yasaklanması)
  • 5. maddesi (Bakanlar Kurulu’nun yetki sınırları)
  • 8. maddesi (Eşitlik ilkesi)
  • 59. maddesi (Çağdaş, bilimsel eğitim hakkı) gibi temel hükümlerine aykırılık iddialarının yer aldığını aktardı.

Nazlı, “Disiplin Tüzüğü’nde başörtüsü kelimesi doğrudan kullanılmıyor; ancak başörtüsünün şekline, rengine ve kullanım biçimine dair tarifler yapılarak örtülü bir düzenleme getiriliyor” dedi.

KONU BAŞÖRTÜSÜ DEĞİL, SÜNNİLEŞTİRME POLİTİKASI
Nazlı, AİHM kararlarına atıfta bulunarak, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi hiçbir zaman başörtüsü uygundur ya da değildir demedi; devletlere geniş bir takdir yetkisi tanıdı” dedi. Ancak bizim durumumuzda mesele, yetişkinler değil çocuklar olduğunun altını çizdi.

Nazlı şöyle devam etti:
“Ülkemizde yetişkinlerin başörtüsü kullanımıyla ilgili hiçbir zaman sorun yaşanmadı. Asıl sorun, olmayan bir problemi yaratmaya çalışırken çocukların kullanılmak istenmesi ve onların baskı altına alınmasıdır.”

ÇOCUKLARIN GELİŞİMİ RİSK ALTINDA
Nazlı, çocukların ergenlik döneminde bu tür dini düzenlemelere maruz kalmasının sosyal dışlanma ve kimlik karmaşası gibi ciddi sonuçlar doğurabileceğini belirtti.
“Çocuklar ailelerinin inançları doğrultusunda yetiştirilebilir, ancak bu süreç onların gelişimine zarar verecek bir baskı halini alamaz. Ülkemizde sosyal hizmetlerin çocuklardan birincil derecede sorumlu olduğunu hatırlatmak gerekiyor.” dedi.

AKP’NİN SİYASİ MÜDAHALESİNE TEPKİ
Nazlı, okullarda AKP temsilcilerinin görünmesinin, bu sürecin siyasi bir müdahale olduğunu gösterdiğini belirterek şöyle konuştu:
“Bu mesele başörtüsü meselesi değil, Sünni İslamlaştırma politikasının açık bir tezahürüdür.”

BÜTÇEDE DİN İŞLERİNE, SOSYAL HİZMETLERE GÖRE KAT KAT FAZLA KAYNAK AYRILIYOR

Nazlı, yıllardır devletin sosyal hizmetleri ihmal ederken Din İşleri Dairesi’ne çok daha yüksek bütçeler ayırdığını belirtti.
“Sosyal hizmetler, sadece çocuklarla değil, dezavantajlı tüm gruplarla çalışıyor. Buna rağmen personel ve altyapı eksikleri kasıtlı şekilde çözülmüyor. Bu, siyasi bir tercihtir.” ifadelerini kullandı.

Nazlı ayrıca, yoksul halkın dini kuruluşlara bağımlı hale getirildiğini ve bunun da sistematik bir sünnileştirme stratejisinin parçası olduğunu vurguladı.

GECE KULÜPLERİNDEKİ KOŞULLAR: SEKS İŞÇİLİĞİ DEĞİL, SEKS KÖLELİĞİ
Nazlı, gece kulüplerindeki kadınların pasaportlarına el konularak, borçlandırılarak, kilit altında tutularak ve şiddetle karşı karşıya bırakılarak çalıştırıldığını ifade etti.

“Bu koşullarda seks işçiliği değil, seks köleliği yaşanmaktadır. Kadınların intihar ettiği veya intihara teşebbüs ettiği açıklamaları şüpheli. Etkin ve bağımsız soruşturmalar yapılmalıdır.” dedi.

ŞÜPHELİ KADIN ÖLÜMLERİ ETKİN ŞEKİLDE SORUŞTURULMALI
Nazlı, şüpheli kadın ölümlerinin üstünün intihar gerekçesiyle kapatılmaması gerektiğini belirtti.
“Polis, resen soruşturma yapmalı, şüpheli her ölüm cinayet ihtimali açısından titizlikle araştırılmalıdır.” dedi.

Nazlı, insan ticareti ve cinsel sömürü suçlarının yasalarda açıkça suç olduğunu hatırlatarak, devletin gece kulüplerinde işlenen bu suçlara göz yumduğunu ve ortak olduğunu vurguladı.

“Gece kulüpleri kapatılmalıdır. Kadınların özgürlüğü, bu karanlık ve mafyatik yapılardan kurtulmadan sağlanamaz.” ifadelerini kullandı.

DAUSEN

Girne Belediyesi

Girne Belediyesi

Gönyeli Alayköy Belediyesi

array(4) { ["reklam_linki"]=> string(31) "https://guvensigortakibris.com/" ["reklam_gorseli"]=> string(63) "https://bugunkibris.com/wp-content/uploads/2024/11/mavi-gif.gif" ["hangi_pragraflar_arasina_geldin"]=> string(1) "3" ["reklami_yayinla"]=> bool(true) }