İsias davasında kamu görevlileri ilk kez yargı önünde: “Adalet bir ülkeye bol gelmemeli”
Doç. Dr. Pervin Aksoy İpekçioğlu: “Biz artık bir şey iddia etmiyoruz, ispatladık. Ama onlar hala görmek istemiyor.”
İsias davasında kamu görevlileri ilk kez yargı önünde: “Adalet bir ülkeye bol gelmemeli”
Doç. Dr. Pervin Aksoy İpekçioğlu: “Biz artık bir şey iddia etmiyoruz, ispatladık. Ama onlar hala görmek istemiyor.”
Bugün Kıbrıs/Emine Yüksel
Adıyaman’da 6 Şubat depremlerinde yıkılan Grand İsias Otel’de hayatını kaybeden Şampiyon Melekler için adalet mücadelesinde yeni bir aşamaya geçiliyor. Otelin ruhsat sürecinde ihmali bulunan kamu görevlileri, 24 Nisan Perşembe günü ilk kez hâkim karşısına çıkacak. Duruşma saat 09.30’da Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlayacak.
TAŞLARIN DÖKÜLECEĞİ DURUŞMA
Davada, ruhsat sürecinde görevli kamu görevlileri “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçlamasıyla yargılanacak. Dava öncesi Bugün Kıbrıs’a konuşan, Doç. Dr. Pervin Aksoy İpekçioğlu, duruşmanın önemine dikkat çekti:
“Bu artık taşların döküleceği bir duruşma. Çünkü orada verilmemesi gereken ruhsatın neden verildiği konuşulacak. Ya baskı gördüler ya da bir menfaat sağlandı.”
“BİZ ARTIK SADECE İDDİA ETMİYORUZ, İSPATLADIK”
Kaybettiği kızı Serin İpekçioğlu’nun ardından hukuk mücadelesini sürdüren Pervin İpekçioğlu, otelin ruhsat sürecine dair usulsüzlüklerin belgelerle açıkça ortaya konduğunu ve ihmalkârlığın çok ötesinde bir tabloyla karşı karşıya olunduğunu belirtti:
“Beş yıl süresi dolmuş bir ruhsatı, tadilat projesi adı altında yeniden düzenleyip otel ruhsatı verdiler. Üstelik bina taşıyıcı sistemiyle, yapısal olarak bozuktu. Tüm riskleri bilmelerine rağmen buna göz yumdular. Bu tipik bir olası kasttır. Biz artık bir şey iddia etmiyoruz; biz bunu ispatladık.”
KAMU GÖREVLİLERİNİN SAVUNMALARI: “ANLAMAM”
İpekçioğlu, kamu görevlilerinin savunmalarının kendilerini aklamaya yetmediğini belirtti. Otelin ruhsat süreciyle ilgili belgelerin yalnızca şeklen tamamlandığını, hiçbir fiziksel denetim yapılmadığını söyledi:
“Kamu görevlileri, ruhsat süresinin bittiğini kabul ediyor ama yeni ruhsat için gerekli tüm belgelerin şeklen sağlandığını söylüyorlar. Ancak hiçbiri bu belgelerdeki bilgilerin gerçekte o binada uygulanıp uygulanmadığıyla ilgilenmemiş. Denetimlerini yerinde yapmamışlar. Yapmaları gereken kontrolü yapmadan, evraklara bakarak işlem yapmışlar.”
Belediye başkan yardımcısının ifadesine de tepki gösteren İpekçioğlu, şunları kaydetti:
“Belediye başkan yardımcısı olan kişi tarih öğretmeniymiş. ‘Ben anlamam, gelen belgeleri imzaladım’ diyor. Böyle bir savunma olabilir mi? Eğer neyi imzaladığını bilmiyorsan, o görevde de olmayacaksın. Bu işin bahanesi olmaz.”
“RÜŞVET YA DA BASKI ORTAYA ÇIKARSA HER ŞEY DEĞİŞİR”
Davanın seyrini değiştirebilecek olası ifadeler hakkında da konuşan İpekçioğlu, şunları söyledi:
“Eğer biri çıkıp ‘bize baskı yapıldı’ ya da ‘rüşvet verildi’ derse, bu sadece bu davayı değil, ilk davayı da doğrudan etkiler. Çünkü rüşvet iki taraflı bir suçtur. İlk yargılamanın seyri tamamen değişir.”
“17 YIL MAHKÛMİYET ADALET DEĞİLDİR”
İlk davada verilen cezaların kamuoyunda adaletle özdeşleştirilmesine karşı çıkan İpekçioğlu, “17 yıl ceza almış gibi görünen kişiler aslında 7-8 yıl yatacak. Müteahhit, mimar ya da fenni mesul fark etmez. Bu ceza adalet değildir” dedi.
“Adalet istemek, mahkumiyet çıktı diye bunun adil olduğunu kabul etmek değildir. Adaletin bir ülkeye bol gelmemesi gerekir. Ama biz bu ülkede adaletin gerçekleşmediğini söylüyoruz.”
“ARTIK NORMAL BİR HAYATIMIZ YOK”
Kızını kaybettikten sonra yaşadıklarını da içtenlikle anlatan İpekçioğlu, sözlerini şu ifadelerle sürdürdü:
“Hayatlarımız mahvoldu. Bizim için hiçbir şey artık normal olmayacak. Gülerim, sonra ağlarım. Neden güldüm diye kendimi sorgularım. Halbuki bu vicdan muhasebesini bizim değil, buna neden olanların yapması gerek.”
“İKİ PARÇAYA AYIRILAN BİR DAVAYLA KARŞI KARŞIYAYIZ”
İki ayrı ağır ceza mahkemesinde görülmekte olan davaların ayrılmasının planlı bir tercih olduğunu da dikkat çeken İpekçioğlu:
“Bir elmayı ortadan ikiye böldüler. Bir yarısını 3. Ağır Ceza gördü, diğer yarısını 1. Ağır Ceza görüyor. Bu davalar bir bütündü. Ama birleşmesin diye kamu görevlileriyle ilgili iddianame aylarca bekletildi.”
“CESARET VE VİCDAN ARASINDA SIKIŞMAYIN”
Yeni heyetin de bir önceki mahkemedeki gibi genç ve deneyimsiz olmasının bahane olamayacağını söyleyen İpekçioğlu, “Bu koltuklarda oturuyorlarsa, hakkını vermeleri gerekir. İlk mahkemenin kararında gerekçe yoktu. Olası kast mı, bilinçli taksir mi? Bunu tartışmadan karar verdiler. Pişmanlık göstermeyen kişiye indirim uyguladılar. Böyle bir karar adalet değildir.” dedi.
24 NİSAN’DA NE OLACAK?
Adıyaman’daki duruşma, kamu görevlilerinin sorumluluğunun resmi olarak sorgulanacağı ilk duruşma olacak. Doç. Dr. Pervin Aksoy İpekçioğlu, bir gün süreceğini tahmin ettiği duruşmada savunmaların uzun sürebileceğini, ancak duruşmanın seyrini özellikle sanıkların ifadelerinin belirleyeceğini ifade etti.
“Savcılık şimdiye kadar gereken soruları sormadı. Perşembe günü göreceğiz, ne kadar üstüne gidecekler. Biz artık sadece iddia etmiyoruz, ispatladık. Türkiye adaletinin bunu görmesi, kabul etmesi ve gereğini yapması gerekiyor. Yoksa bu dava bizimle birlikte Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşınacak. Bu iş burada bitmeyecek.”
24 Nisan Perşembe günü başlayacak olan duruşma, hem Türkiye’deki yargı pratiği hem de kamu görevlilerinin sorumluluğu açısından emsal teşkil edecek nitelikte. Şampiyon Melekler’in aileleri yine Adıyaman’da olacak, adalet için seslerini bir kez daha yükseltecek.