Erdoğan’ın eski başdanışmanı Aydın Ünal’dan Kıbrıslı Türklere “Harekat” çağrısı!
“Kıbrıs’ta başörtüsüne karşı eylem yapmak, Türklüğe, Müslümanlığa, Kıbrıs mücadelesine apaçık ihanettir. 51 yıl sonra Kıbrıs’a bir kez daha “Barış Harekatı” yapmak, Kıbrıs’ı kurtarmak kaçınılmaz görünüyor.“
Erdoğan’ın eski başdanışmanı Aydın Ünal’dan Kıbrıslı Türklere “Harekat” çağrısı!
“Kıbrıs’ta başörtüsüne karşı eylem yapmak, Türklüğe, Müslümanlığa, Kıbrıs mücadelesine apaçık ihanettir. 51 yıl sonra Kıbrıs’a bir kez daha “Barış Harekatı” yapmak, Kıbrıs’ı kurtarmak kaçınılmaz görünüyor.“
Bugün Kıbrıs
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eski başdanışmanı ve AKP eski milletvekili Aydın Ünal’ın YeniŞafak‘taki son köşe yazısı skandal ifadelerle dolu. Ünal, bugün yayımlanan yazısında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki (KKTC) toplumsal değişimleri hedef alarak, başörtüsü tartışmaları ve laik yaşam tarzını bir “milli güvenlik tehdidi” olarak niteledi. Daha da ileri giderek, “51 yıl sonra Kıbrıs’a bir kez daha Barış Harekâtı yapmak, Kıbrıs’ı kurtarmak kaçınılmaz görünüyor” ifadesiyle askeri müdahale çağrısında bulundu.
Ünal’ın bu ifadeleri, başta Kıbrıslı Türkler olmak üzere birçok kesimin tepkisini çekti. Sosyal medyada ve çeşitli basın organlarında “Kıbrıs’ta yaşayan Türklere yönelik bir tehdit”, “sivillere karşı şiddeti meşrulaştırma girişimi” ve “demokratik iradeye müdahale” yorumları yapıldı.
Kıbrıslı gazeteciler ve akademisyenler, Ünal’ın yazısını “kabul edilemez” ve “tehlikeli” bulurken, KKTC halkının kendi demokratik tercihleriyle şekillenen yaşam tarzına yönelik böylesi bir dilin hem Türkiye-KKTC ilişkilerine hem de ada barışına zarar verdiğini belirtti. Ünal’ın “içeriden işgal” ve “celladına âşık olmak” gibi ifadeleri de Kıbrıslı Türklere yönelik hakaret olarak değerlendirildi.
Kıbrıs meselesi üzerine yıllardır çalışan uzmanlar ise bu tür söylemlerin, Kıbrıslı Türklerin kendi kimliklerini ve geleceklerini tayin etme hakkını yok sayan, vesayetçi ve otoriter bir zihniyetin dışavurumu olduğunu belirtiyor. Ünal’ın askeri müdahale çağrısı niteliğindeki ifadeleri, demokratik toplumlarda tartışılması dahi tehlikeli bir söylem olarak değerlendiriliyor.
Kıbrıslı Türklerin demokratik tercihleri, toplumsal yaşam tarzları ve düşünce özgürlüğü, Türkiye’deki bazı çevrelerin dayattığı ideolojik çerçevelere sığmayabilir. Ancak bu farklılık, silahla ya da baskıyla “düzeltilmesi” gereken bir tehdit değil, aksine çoğulculuğun ve özgürlüğün bir göstergesi olarak görülmeli.
Aydın Ünal’ın yazısı, Türkiye’de bazı siyasi aktörlerin KKTC’ye yönelik bakışındaki sorunları bir kez daha gözler önüne serdi. Kıbrıs’a “ayna” tutanlar, önce kendi içlerine bakmalı.