Derya: “Vesayete karşı haysiyet mücadelemiz devam edecek!”
CTP Milletvekili Doğuş Derya, Mecliste yaptığı konuşmada hükümeti ‘post-hakikat dönemi yalan siyaseti’ ile eleştirdi: “İktidar, halkı kutuplaştırarak gerçek sorunları görünmez kılmak istiyor. Bu memleket meselesidir, birlikte mücadele edeceğiz.”
Derya: “Vesayete karşı haysiyet mücadelemiz devam edecek!”
CTP Milletvekili Doğuş Derya, Mecliste yaptığı konuşmada hükümeti ‘post-hakikat dönemi yalan siyaseti’ ile eleştirdi: “İktidar, halkı kutuplaştırarak gerçek sorunları görünmez kılmak istiyor. Bu memleket meselesidir, birlikte mücadele edeceğiz.”
Bugün Kıbrıs
CTP Milletvekili Doğuş Derya, Meclis kürsüsünden yaptığı konuşmada hükümetin izlediği siyaseti “post-hakikat dönemi taktikleri” olarak niteledi. İktidarın gerçekliği çarpıtarak halkı manipüle ettiğine dikkat çeken Derya, sağ popülist rejimlerin dünyadaki örneklerine atıfla şunları söyledi:
“Sağ popülist iktidarlar var olan durumla yani gerçekle bağı kopartarak bir çarpıtma ve genelde doğru olmayan, hakikat olmayan bir söylemsel alan üzerinden gerçekliği ortadan kaldırmaya çalışır. İnsanları birer siyasal özne olmaktan çıkarıp manipüle edilerek güruhlaşan birer nesneye dönüştürmeye çalışır.”
“KUTUPLAŞMAYLA DÜŞÜNME KAPASİTESİ YOK EDİLİYOR”
Toplumda öfke ve nefretin bilinçli olarak örgütlendiğini ifade eden Derya:
“Kutuplaştırma denilen şey insanın düşünme kapasitesini ortadan kaldıran, onu bir fikriyatın taraftarı haline getiren ve düşüncenin öfkeye yenik düşmesini sağlayan bir ortam yaratır.”
“GERÇEKLERİ KONUŞTURMAMAK İÇİN SUNİ GÜNDEMLER YARATIYORLAR”
Derya, hükümetin asıl sorunları örtbas etmek için sürekli yapay krizler yarattığını dile getirdi:
“Ne konuşamıyoruz? Çocuklarımızın kamusal eğitime erişimini konuşamıyoruz. İnsanlarımızın ne kadar yoksullaştırıldığını konuşamıyoruz. Bu ülkede kumarhanelerle ilgili yaptıkları düzenlemeleri, kara para aklamayla ilgili düzenlemeleri konuşamıyoruz.”
“MÜFREDATA MÜDAHALE, DÖRT YAŞA DİN DERSİ: BU BİR SOSYAL MÜHENDİSLİKTİR”
Eğitimde yaşanan dönüşümün sadece pedagojik değil, siyasal bir mühendislik projesi olduğunu ifade eden Derya:
“Hatırlatayım arkadaşlar: Koordinasyon ofisi anlaşması imzalanmaya çalışıldıydı. Zamanında çocuklarımız, Kıbrıs Türk toplumu yeterince Türk ve Müslüman görülmediği için Çanakkale kamplarına götürülüyordu. Müfredata müdahale daha yenidir. Buradaki Talim Terbiye Kurulu tarafından değil, Türkiye’deki Talim Terbiye Kurulu tarafından müfredatımıza müdahale edildi. Din dersinin dört yaşa indirilmesiyle ilgili bir sarı sendika, kendisi sendika başkanı aynı zamanda İlahiyat Koleji’nin müdürü Himmet Bey, sürekli olarak bir siyasal İslam aracı olarak eğitimi kullanmaya çalışıyor. Himmet memlekette istiyor ümmet!”
“BAŞÖRTÜSÜ TARTIŞMASIYLA PROVOKASYON YAPIYORLAR”
Başörtüsünü inanç özgürlüğü olarak savunan hükümetin, aynı özgürlük çerçevesinde haç örneğine nasıl tepki verdiğini aktaran Derya:
“Özdemir Berova Bey… o kadar ne söylediğini bilmiyor ki… başörtüsünü bir inanç özgürlüğü olarak sunuyor. Peki haçla okula gidilir mi o zaman dendiğinde ‘haç olmaz’ diyor. Haç mecburi değil. E nasıl? Hani dinsel özgürlük üzerinden yapmıştınız?”
“BAŞÖRTÜSÜNE KARŞI DEĞİLİZ, ÇOCUKLARIN MANİPÜLASYONUNA KARŞIYIZ”
CTP’nin duruşunu netleştiren Derya, bireysel tercihlere saygılı olduklarını ancak çocukların baskıya maruz kalmasını kabul etmediklerini belirtti:
“Yetişkin bir kadın başını bağlamak isterse ve buna karşı çıkan, bunu engelleyen, bunu yasaklayan biri varsa önce biz karşısına çıkarız. Ama bir çocuğun ailesi veya başka odaklar tarafından manipüle edilerek başının bağlanarak okula gönderilmesini insan hakkı olarak tanımlayamazsınız.”
“SENDİKALARA DÜŞMANLIK, KAMUSAL ALANI BASTIRMA ÇABASI”
Nazım Çavuşoğlu’nun sendikalar hakkında yaptığı açıklamalara yanıt veren Derya, iktidarın sendikal mücadeleyi itibarsızlaştırmaya çalıştığını söyledi:
“Sendika yöneticileri bütün öğretmenleri temsil etmiyor diyorsunuz. O zaman siz UBP’lileri mi temsil ediyorsunuz Nazım Bey? Çünkü Ulusal Birlik Partili birçok insan o eylemlerde vardı.”
“EĞİTİMDE ÇÖKEN TABLOYU ÖĞRETMENLER TAŞIYOR”
Derya, sahada öğretmenlerle yaptığı görüşmelerden edindiği çarpıcı bilgileri de Meclis kürsüsüne taşıdı:
“Çocuklar okula aç gidiyor, öğretmenler kendi cebinden kahvaltı alıyor. Forlör ekibiyle Türkiye’ye gidecek çocukların kıyafeti için öğretmenler sponsor arıyor. Bazı çocuklar kurpiyerlik yapıyor, bazıları ailesi tarafından bedenleri sömürülüyor. Bunlar duyduklarımız.”
“ARIKLI’YA: KADIN DÜŞMANLIĞIYLA SİYASET YAPILMAZ”
Erhan Arıklı’yı hem kutuplaştırıcı dili hem de kadın siyasetçilere yönelik söylemleri nedeniyle sert dille eleştiren Derya:
“Erhan Arıklı’nın salvoları kadınlara yöneliyor. Selma Eylem Hanım bir tarafta, Sibel Tatar Hanım öbür tarafta. Bu erkek egemen ve yobazlığı teşvik eden kültür, tüm dünyada olduğu gibi sağ popülistlerde kadın düşmanlığı olarak karşımıza çıkıyor.”
“ARIKLI’YA YOLSUZLUK VE SERVET ELEŞTİRİSİ”
Derya, Arıklı’nın geçmiş dönem icraatlarına da atıfta bulunarak şunları söyledi:
“Gelmiş geçmiş Ünal Üstelik’ten daha kötü olmasın ama en kötü bakan. Göreve geldiği ve şapkaları değişse bile bakan olarak koltuk işgal ettiği hangi döneme bakarsanız bakın… ihalesiz yakıt alımları mı istersiniz? Yolsuzluk kokan bir sürü icraat mı istersiniz? Nereden bulduğunu açıklamadığı servet mi istersiniz?”
“TÜRKİYE KÖKENLİ KARDEŞLERİMİZE: BU ÜLKE HEPİMİZE YETER”
YDP ve UBP’ye oy veren Türkiye kökenli seçmene de seslenen Derya, ortak mücadele çağrısı yaptı:
“Bu ülkede eğer şiddete maruz kalıyorsanız, mesela kadın olduğunuz için maruz kalıyorsunuz, Türkiyeli olduğunuz için değil. Aynen Kıbrıslı bir kadın gibi. Bu ülkede etnisite ötesi, din değil, kimlikler ötesi bizi birleştiren başka şeyler var.”
“GELECEĞİ BİRLİKTE KURACAĞIZ”
Konuşmasının sonunda ise toplumun tüm kesimlerine birlikte yaşama ve direnme çağrısı yaptı:
“Bu ülke hepimize yeter. Bu ülkede birbirimize saygı göstererek, bu ülkenin yasalarına, kültürüne, insanına saygı göstererek birlikte yaşama kültürünü bugüne kadar inşa ettik. Bu kendine oy devşirmeye çalışan aklı evvellere kanmayın. Çünkü bizim daha birlikte yürüyecek yolumuz var. Geleceği birlikte inşa edeceğiz. Hem de birleşik federal Kıbrıs’ta inşa edeceğiz. Vesayete karşı haysiyet mücadelemiz devam edecek.”