Bakan Çavuşoğlu yarattığı krizi çözemiyor, tarafları sağduyuya davet ediyor
Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, İrsen Küçük Ortaokulu’nda başörtüsüyle okula gönderilen öğrenciye ilişkin yaptığı açıklamada, “Eğitim hakkı Anayasal güvencedir” dedi. Krizi çözmekte yetersiz kalan bakan, tüm taraflara sağduyu çağrısı yaptı.
Bakan Çavuşoğlu yarattığı krizi çözemiyor, tarafları sağduyuya davet ediyor
Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, İrsen Küçük Ortaokulu’nda başörtüsüyle okula gönderilen öğrenciye ilişkin yaptığı açıklamada, “Eğitim hakkı Anayasal güvencedir” dedi. Krizi çözmekte yetersiz kalan bakan, tüm taraflara sağduyu çağrısı yaptı.
Bugün Kıbrıs
Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, İrsen Küçük Ortaokulu’nda başörtüsüyle okula gönderilen ve okul idaresi tarafından, okul kuralları gereği okula alınmayan öğrenciye ilişkin yaşanan gerginlik sonrası yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamalarında hem hükümetin uzlaşı çabalarına değindi hem de sendikaları sorumluluğa davet etti. Ancak eğitimde laiklik ilkesini savunan kesimlere göre, bu krizin asıl mimarı bizzat hükümetin kendisi.
Çavuşoğlu, disiplin tüzüğünün geri çekildiğini hatırlatarak, “Eğitimle ilgili hükümet vizyonu eleştirilebilir, alınan kararlara tepki vererek grev hakkı kullanılabilir. Ancak Eğitim Bakanlığı’na bağlı daire müdürünün ve öğrencinin okula girişini engelleme hakkı hiç kimseye tanınamaz” ifadeleriyle, KTOEÖS ve okul yönetimini hedef aldı.
“EĞİTİM HAKKI ANAYASAL GÜVENCEDİR” VURGUSU
Açıklamasında hukuki dayanaklara sık sık başvuran Çavuşoğlu, KKTC Anayasası’nın 59. maddesini hatırlatarak “Kimse eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz” dedi. Aynı şekilde Eğitim Yasası’nın 9. maddesine de atıfta bulunan Bakan, öğrencilerin yaş gruplarından kopmadan eğitim görmesinin esas olduğunu belirtti.
“Kılık kıyafeti uygun olmayan herhangi bir öğrencinin disiplin cezası yerine eğitim hakkının elinden alınması hiçbir yasal mevzuata uymamaktadır” diyen Çavuşoğlu, öğrencinin okula alınmamasını açıkça eleştirdi. Ancak sendikalar, bu söylemin ardında gerici bir siyasi ajanda olduğunu savunuyor.
YETKİLİLERİN OKULDAKİ VARLIĞI TARTIŞMALI
Bakan, okula gönderilen bakanlık yetkililerinin “sadece gözlem yapmak ve Başbakan Ünal Üstel başkanlığında yapılan istişare toplantısında alınan kararları açıklamakla görevli olduğunu” söyledi. Ancak sendikalar bu ziyareti “müdahale” olarak değerlendirmiş, olayın ardından yaşanan baskıyı ve okul müdürünün fenalaşarak ambulans çağrıldığını kamuoyuna yansıtmıştı.
Çavuşoğlu ise bu iddiaları reddederek, “Eğitimde kaosa yer yoktur, kurallar çerçevesinde hareket etmek zorundayız. Yetkililerin iyi niyetli çabalarına rağmen karşılaşılan bu tutum eğitim camiasına zarar vermektedir” dedi.
“REHBERİMİZ AİHM VE ANAYASA”
Çavuşoğlu, Kıbrıs Türk Barolar Birliği’nin olayla ilgili hazırladığı rapora da atıf yaptı. “Bizim rehberimiz Anayasamız ve ilgili AİHM kararlarıdır, hukuktur, yargıdır. Bunun dışında farklı bir rehberimiz olamaz” sözleriyle, bakanlık politikalarının hukuki temele dayandığını savundu.
ÇÖZEMEDİĞİ KRİZDE “SAĞDUYU” ÇAĞRISI
Tüm bu eleştirilere ve artan kamuoyu tepkisine rağmen Bakan Çavuşoğlu, açıklamasını uzlaşma çağrısı yaparak tamamladı:
“Eğitim Bakanlığı olarak, çocuklarımızın eğitime erişiminin engellenmemesi gerektiği görüşündeyiz. O nedenle o öğrencilerimizin eğitim hakkını korumak için elimizden geleni yapmaktayız. Tüm tarafları, çocuklarımızın geleceğini düşünerek sorumlu ve sağduyulu bir şekilde hareket etmeye davet ediyorum.”
Bayram sonrasında konunun tüm taraflarla yeniden masaya yatırılacağını belirten Çavuşoğlu’nun çağrısı, yaşanan gerginliği dindirmeye yeter mi bilinmez. Ancak ortada açık olan bir gerçek var:
Krizi yaratan hükümetin, şimdi çözüm üretme çabası güven vermiyor. Eğitimde laiklik ilkesini savunan kesimlerin mücadele kararlılığı ise her zamankinden daha güçlü görünüyor.