Sigmalive: Doğu Akdeniz’de ABD’nin gücünü Güney Kıbrıs pekiştiriyor
Güney Kıbrıs merkezli haber sitesinde yayınlanan analizde ABD'nin, Türkiye ile ilişkilerindeki gerilimler sonrası Doğu Akdeniz'de stratejik işbirliğini yeniden şekillendirme arayışı içinde olduğu belirtildi. Analize göre Güney Kıbrıs’ın önümüzdeki süreçte bölgedeki rolü artacak.
Sigmalive: Doğu Akdeniz’de ABD’nin gücünü Güney Kıbrıs pekiştiriyor
Güney Kıbrıs merkezli haber sitesinde yayınlanan analizde ABD'nin, Türkiye ile ilişkilerindeki gerilimler sonrası Doğu Akdeniz'de stratejik işbirliğini yeniden şekillendirme arayışı içinde olduğu belirtildi. Analize göre Güney Kıbrıs’ın önümüzdeki süreçte bölgedeki rolü artacak.
Güney Kıbrıs’ın önde gelen medya kuruluşlarından Sigma TV’nin internet sitesi Sigmalive, “Kıbrıs mı Türkiye mi? ABD Onları Nasıl Tartıyor?” başlıklı bir analiz yayınladı.
Analizde, Doğu Akdeniz’in jeopolitik dengelerindeki değişimlere, bölgenin enerji kaynaklarına ve stratejik aktörlerin politikalarına dair değerlendirmelere yer verildi. Yazıda, Türkiye’nin askeri gücünü elinde bulundurmasına rağmen, Güney Kıbrıs’ın ABD için neden vazgeçilmez bir ortak konumuna yükseldiği ayrıntılarıyla ele alınıyor.
DOĞU AKDENİZ ABD İÇİN STRATEJİK ÖNEME SAHİP
Analizde, Lefkoşa’nın askeri kapasite, nüfus büyüklüğü ve coğrafi alan bakımından Türkiye ile kıyaslandığında belirgin farklar gösterdiği; ancak, stratejik konumu, Avrupa Birliği üyeliği ve Batı ile uyumlu siyasi duruşunun ABD’nin bölgedeki çıkarları açısından ne kadar değerli olduğu vurgulanıyor. Lefkoşa’nın, Doğu Akdeniz’deki kritik noktalardan biri olması, bölgedeki enerji ve savunma çıkarlarının korunması açısından önemli bir artı olarak değerlendiriliyor. ABD’nin, Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Avrupa’nın kesişiminde yer alan bu bölgeye tarihsel olarak özel bir önem atfettiği, stratejik planlamalarda Güney Kıbrıs’a yer verildiği belirtiliyor.
ENERJİ ATILIMLARI ABD İÇİN DAHA KRİTİK
Analizde NATO müttefiki Türkiye’de bulunan İncirlik Üssü’nün ABD’nin bölgedeki operasyonel yetkinliğinin merkezlerinden biri olduğu, bu üs üzerinden yapılan askeri harekatların ve stratejik planların, ABD’nin bölge politikasında belirleyici rol oynadığı aktarılıyor. Ankara’nın, geçmişte bölgesel istikrarı sağlamada ve çeşitli uluslararası krizlerde aktif bir rol oynamasında önemli bir aktör olarak görüldüğü, ancak son yıllarda benimsediği daha bağımsız ve milliyetçi dış politikanın, ABD ile yaşanan ilişkilerde ciddi gerilimlere neden olduğu ifade ediliyor. Özellikle Türkiye’nin, Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi temini, F-35 programından çıkarılması, Suriye ve Libya’daki askeri müdahaleler ile Doğu Akdeniz’de Yunanistan ve Güney Kıbrıs ile yaşadığı gerilimler, Washington’un bölge politikasında yeni dengelerin kurulmasına yol açtı. Bu gelişmelerin ardından, ABD’nin Türkiye ile aradaki sorunlar neticesinde stratejik işbirliğinde bir alternatif arayışına girdiği, Güney Kıbrıs’ın AB üyeliği ve Batı’nın çıkarlarına uyumlu duruşuyla ABD’nin gözünde daha güvenilir bir ortak haline geldiği vurgulandı. Yazıda, ABD’nin bölgedeki stratejik hamleleri arasında, doğrudan Güney Kıbrıs ile ilişkileri güçlendirmeye yönelik adımların yanı sıra, enerji alanındaki yatırımların da önemli yer tuttuğu belirtildi.
PROJEDE TÜRKİYE OLMAMASI TESADÜF DEĞİL
Enerji söz konusu olduğunda, ABD enerji şirketi ExxonMobil’in Doğu Akdeniz’de GKRY aracılığı ile faaliyet göstermesinin, bölgedeki hidrokarbon kaynaklarının keşfiyle birlikte stratejik önem kazandığına dikkat çekildi. Bölgedeki doğal gaz rezervleri, ABD’nin enerji güvenliği ve bölgesel dengeleri yeniden şekillendirme planlarında önemli bir unsur olarak gösteriliyor. EastMed boru hattı projesinin, Türkiye’yi baypas edecek şekilde tasarlanması, Washington’un enerji politikasında yeni bir stratejik yaklaşımın benimsenmesinin göstergesi olarak değerlendiriliyor.
Analizde, Trump döneminde ABD’nin Türkiye ve Kıbrıs politikalarında yaşanan belirsizliklere de yer verildi. Başkan Trump’ın, Türkiye ile olan ilişkilerinde kişisel ilişkilerin etkili olduğu ve ABD askeri varlığının Suriye’den çekilmesi gibi kararlarda Ankara ile uzlaşma arayışına girdiği ifade edildi. Ancak, Kongre ve askeri yetkililerin Türkiye’ye yönelik uyguladığı yaptırımlar, ABD’nin Doğu Akdeniz’deki güvenlik ve enerji çıkarlarını koruma amacını güçlendirdi. Bu durum, ABD’nin Güney Kıbrıs ile ilişkilerini yeniden ön plana çıkarırken, bölgedeki stratejik işbirliğinin yeniden şekillenmesinde belirleyici rol oynadı.
WASHINGTON ALTERNATİF ARIYOR
Analiz, ABD’nin bölgedeki politikalarını ve stratejik önceliklerini değerlendirirken, Washington’un Türkiye ile olan ilişkilerindeki yaşanan sorunlar sonucunda alternatif ortak arayışına girdiğini, Kıbrıs’ın ise bu süreçte ABD’nin gözünde istikrar ve öngörülebilirlik unsurlarıyla öne çıktığını belirtiyor. Türkiye’nin askeri gücü ve stratejik konumu hâlen bölgesel bir aktör olarak önem taşırken, son yıllarda izlenen dış politika çizgisinin ABD ile olan ilişkilerinde yol açtığı gerilimler, bölgedeki güç dengesinin yeniden tartışılmasına neden oldu.
Bölgede yaşanan bu gelişmeler, ABD’nin Doğu Akdeniz’deki çıkarlarını korumak ve güçlendirmek amacıyla stratejik adımlar atmasını beraberinde getirirken hem NATO müttefikleri hem de bölgesel aktörler arasında yeni ittifakların ve işbirliklerinin kapısını aralıyor.
Analize göre sonuç olarak, ABD’nin Türkiye’yi bölgesel bir aktör olarak görmeye devam ettiği ancak Ankara’nın izlediği politikanın Washington’u alternatif arayışlara yönelttiği belirtildi. Kıbrıs’ın, ABD için daha istikrarlı ve öngörülebilir bir ortak olarak öne çıktığı ifade edilirken, Washington’un Kıbrıs’ın rolünü daha da artırıp artırmayacağının bölgedeki gelişmelere bağlı olduğu değerlendirildi.
Aydınlık