Türkiye’nin önemli gazeteci-yazarlarından Hasan Cemal, bugün T24‘te yer alan köşe yazısında yaşananları kaleme aldı.

Halk haksızlığa,
Hukuksuzluğa,
adaletsizliğe karşı uyanıyor.
Kitleler meydanları dolduruyor,
kalabalıklar sokaklardan
sel gibi akıyor.
Demokrasi diye,
adalet diye,
hukuk diye inliyor
Saraçhane…
Zülfü’nün sesiyle,
yiğidim aslanım’la
dalgalanıyor koca meydan
300 bin kişiyle….
Ve Özgür Özel’in sesi patlıyor

Diktatörler meydanlardan korkar.
Erdoğan sen de meydanlardan korkuyorsun,
sen de diktatörsün!

Saraçhane dalgalanıyor,
CHP lideri devam ediyor:
Nasıl FETÖ darbesine geçit vermediysek,
Erdoğan darbesine de geçit vermeyeceğiz!
Biz bu iktidarı devireceğiz,
biz bu iktidarı göndereceğiz!

Heyecan içindeyim.
Arada bir gözlerim doluyor.
Saatlerdir HalkTV ekranına
kilitlenmiş durumdayım.
Televizyon başında gazetecilik
damarım tuttu galiba…
Not defterimi dolduruyorum.
Evet, Saraçhane’de
bir lider doğuyor,
Özgür Özel’in sesi patlıyor:

İstanbul’u hançerletmeyeceğiz!
İmamoğlu Erdoğan’ı
dört kez yendi, küme düşürdü.
19 Mart darbe girişimden beri buradayız.
Saraçhane’yi, İstanbul’u
Erdoğan’a vermeyeceğiz.
Nöbetteyiz, direnişteyiz.
Yine toplanacağız, yine toplanacağız,
yine toplanacağız,
Vatan Emniyet de bizimdir,
Taksim de bizimdir,
Saraçhane de bizimdir.
Erdoğan rejimi çökmek üzere…

Lafı yine dolandırmadan Erdoğan’ı
hedef alıyor:

19 Mart darbesine itiraz ediyoruz,
hayır diyoruz.
Ekrem Başkan’a elini uzatmaya kalkarsan,
İstanbul’un iradesi elini kıracaktır.
Ekrem Başkan’a dokunan
karşısında Türkiye’yi bulacaktır.

Dilek İmamoğlu da kızı ve oğluyla birlikte
otobüsün üstünde Özgür Özel’i alkışlıyor.
İzmir Alsancak’ta kızlı erkekli gençler
bando mızıka yürüyorlar.
HalkTV muhabiri Yağmur Beril
heyecan içinde gazeteciliğini yapıyor.
Keşke ben de orada, onların arasında olsaydım,
not defterimi sokakta, meydanda doldursaydım.
Türkiye ayakta!
Ankara Dikmen, Trabzon, Malatya…
Amasya, Rize, Manisa, Elazığ…
Her şey çok güzel olacak sloganlarıyla
inliyor meydanlar…
Giresun yağmura rağmen yürüyor.
Trabzon’da İmamoğlu’nun anne ve babasının
konuşmaları gözyaşlarıyla,
hükümet istifa sloganlarıyla dinleniyor.
Türkiye ayakta!
İstanbul Üniversitesi öğrencileri
üniversite biat etmez diye yürüyor.
İstanbul Barosu yönetiminin görevden alınması
yeni bir tepki dalgası kabartıyor.
Özgür Özel’in sesi yükseliyor:

Milletin sesini duy,
darbeye karşı dur!

İzmir’de Yağmur Beril yine heyecan içinde
haberini yetiştiriyor:

Alsancak’tayız,
birazdan Bornova’ya gideceğiz!

HalkTV muhabiri Dilan Alp,
Saraçhane Meydanı’ndan bir son dakika
haberi veriyor, İmamoğlu’nun mesajını okuyor:

Millet büyüktür!

HalkTV ekranında Seda Selek
nefes nefese haberlere,
gelişmelere yetişmeye çalışıyor.
Mansur Yavaş Saraçhane’de,
otobüsün üstünde çok iyi konuşuyor:

Kardeşlik, özgürlük ve demokrasi
mutlaka gelecek; gençleri umutsuz olan
bir ülkenin geleceği olmaz.
Demokrasi olmazsa, huzur da olmaz.
Genci yaşlıyı sokağa döken
hukuksuzluktur.

İzmir’de gençler kızlı erkekli hoplaya zıplaya,
davul zurna klarnet saksafon eşliğinde
su gibi akıyor sokaklardan,
“Hak verilmez alınır, demokrasi
sokakta kazanılır” sloganlarıyla…
İçim içime sığmıyor genç insanları izledikçe,
evet gözlerim de doluyor.
Keşke bu notları, televizyon başında değil,
onlarla birlikte yürürken tutsaydım…
İzmir’de polis müdahalesi…
Bir kızı saçlarından tuttu, yere savurdu,
tekmeledi polis, fena oldum, içim acıdı.
HalkTV’de Yavuz Değirmenci’nin
sesine kulak veriyorum:

DEM Parti’nin tavrı,
iktidarın kurmak istediği
tuzağı bozuyor.

Yerinde bir tespit…
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan’ın
Diyarbakır’daki Nevruz konuşması
olumlu karşılanıyor.
Özgür Özel’in sesi Saraçhane’den yükseliyor:

Kürtlerin Nevruz’unu kutluyorum.
Selahattin Demirtaş’ın, Figen Yüksekdağ’ın,
Can Atalay’ın, Osman Kavala’nın,
Çiğdem Mater’in, hapisteki
tüm Geziciler’in özgürlüğe kavuşmalarını diliyorum.

Ve Edip Akbayram’ın o hüzünlü sesi
yükseliyor Saraçhane’den:

Güzel günler göreceğiz çocuklar,
güneşli günler göreceğiz çocuklar!

Ben de, seksenini aşmış bir gazeteci olarak
çok güzel bir akşam yaşadım,
televizyon başında…