KTOEÖS’ten başörtüsü yönetmeliğine tepki: Geleceğimizi karanlığa teslim etmeyeceğiz

KTOEÖS Başkanı Selma Eylem: “Koltuk uğruna boyun eğen, geleceğimize ihanet eden kuklalara karşı da, talimatları veren ve organize edip dayatanlara karşı da öğretmenlerimiz ve sendikamız boyun eğmeyecek.”

Bugün Kıbrıs

Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) Başkanı Selma Eylem, Bakanlar Kurulu’nun sessiz sedasız bir kararla ilkokul, ortaokul ve lise çağındaki çocukların başörtüsü takmasını mümkün kılan Disiplin Tüzüğü değişikliğini onaylamasına sert tepki gösterdi. Eylem sendikanın bu dayatmaya karşı her türlü mücadeleyi vereceğini açıkladı.

Eylem, yaptığı açıklamada, artarak devam eden şiddet ve akran zorbalığına yönelik bilimsel verilerle desteklenen önerilere kulak tıkayan hükümetin, tek bir madde ekleyerek bir gecede Disiplin Tüzüğü’nü değiştirdiğini vurguladı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Uzun süredir artan şiddet ve akran zorbalığıyla ilgili güncellenmesi gerektiğini verilerle, önerilerle ortaya koyan sendikamız, yasal mevzuata uymayacak şekilde değiştirilen ve sadece bu madde eklenen siyasi tüzük dayatmasına, saldırının bu yeni boyutuna karşı her türlü mücadeleyi vermeye devam edecektir.”

“AMAÇ DİNÎ MUHAFAZAKARLAŞTIRMA VE TOPLUMU BÖLMEK”
KTOEÖS Başkanı Selma Eylem, ilahiyat koleji, Kuran kursları, tarikat yapılanmaları, zikir evleri, Çanakkale ve benzeri kamplar, kültür anlaşmaları adı altında yürütülen misyonerlik çalışmaları ve dini sembol takan öğretmen atamalarıyla eğitimin bilinçli bir şekilde dini muhafazakârlaştırılmaya çalışıldığını söyledi.

“AKP’nin Türkiye’de olduğu gibi ülkemizde de yapmak istediği, eğitimde dinî muhafazakârlaştırma, dindar nesil yetiştirme, sorgulamayan, biat eden bir toplum modeli yaratmaktır; bu hedefle ortaya koyduğu ideolojik politikalardır.”

Açıklamada, bütün okulların imam hatipleştirilmeye çalışıldığı, Kıbrıs Türk toplumuna dayatılan ekonomik, siyasi ve sosyal politikaların kalıcı hale getirilmesi için dini baskının bir araç olarak kullanıldığı ifade edildi:

“Bu çerçevede tüm okullar imam hatipleştirilmeye çalışılmakta, Kıbrıs Türk toplumuna dayatılan ekonomik, siyasi, sosyal politikaların kalıcılaşması için Türkiye’de olduğu gibi burada da toplumsal farklılıkları ve hoşgörüyü yok etmeye, bölmeye, halkı birbirine düşman etmeye uğraşılmaktadır.”

KTOEÖS, eğitim sisteminin dini motiflerle dizayn edilmesinin bir özgürlük meselesi değil, toplumu kutuplaştırma çabası olduğunu belirtti:

“Bünyemize uymayan dayatmalarla, kötü örneklerle, eğitimle, dinle, ithal örgütlerle sürekli bölünme, cehalet, çatışma örgütlenmektedir. Toplumumuzun hiç yaşamadığı yeni çatışma alanları yaratılmak istenmektedir. Toplumumuza dayatılanlar normalleştirilmeye, ihtiyaçmış gibi gösterilmeye çalışılmaktadır. Bunun ne bir özgürlük ne de kıyafet meselesi olmadığı açıktır.”

“TC ELÇİLİĞİ TARAFINDAN ORGANİZE EDİLEN POLİTİKALAR”
KTOEÖS, bu sürecin Türkiye Cumhuriyeti Elçiliği tarafından organize edilen bir dönüşüm politikası olduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı:

“T.C. elçiliğinde çalışılıp kuklalar aracılığıyla hayata geçirilen birçok örnekle karşı karşıya kalmaktayız. Sınıfsal ve toplumsal haklar gasp edilip geri götürülürken seyirci kalınmamalı; bilimsel, laik eğitim ve toplum yapısı için, toplumumuzun geleceği için bedel ödeyerek direnen öğretmenlerimiz ve sendikamızla dayanışma içerisinde olunmalıdır.”

“BM ÇOCUK HAKLARI SÖZLEŞMESİ’NE AYKIRI”
KTOEÖS, Türkiye’nin 1995’te BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin bazı önemli maddelerine çekince koyarak çocuklar arasında din ve etnik kökene dayalı ayrımcılığı meşrulaştırdığını vurguladı. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Eğitimde imam hatipleştirmeyle, din dersi sayısının artırılması, her okulda mescit açılmasının zorunlu olması, başörtüsünün 9 yaşındaki kız çocuklarına kadar indirilmesi, kız ve erkek öğrencilerin okullarının ayrıştırılması, kamusal alanda da bu ayrıştırmanın yapılmasına yönelme, dinî, muhafazakâr bir toplum yaratma hedefi taşır.”

KTOEÖS, BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 18 yaşından küçük herkesin çocuk olduğunu belirttiğini hatırlatarak, kız çocuklarının örtünmeye zorlanmasının meşrulaştırılamayacağını vurguladı:

“18 yaşından küçük kız çocuklarının örtülmesi, bir özgürlük alanı olarak nitelendirilip meşrulaştırılamaz. İktidarın politikalarıyla ele alındığında bu uygulama kız çocuklarına yönelik baskı, ayrımcılık ve istismardır, kabul edilemezdir.”

“AİHM TÜRKİYE’Yİ BU KONUDA MAHKÛM ETTİ”
Açıklamada, AİHM’nin Türkiye’yi dini sembolleri eğitim sistemine entegre etmeye çalıştığı için mahkûm ettiğini hatırlatarak, şu soruyu sordu:

“AİHM’nin Türkiye’yi dinî sembollerle yaratmaya çalıştığı bu uygulamaları nedeniyle mahkûm ettiği bir konunun okullarımıza sokulmak istenmesinin amacı nedir?”

“LAİK VE BİLİMSEL EĞİTİME SALDIRI”
KTOEÖS, çocukların şiddete, istismara ve ihmale karşı korunmasının devletin temel görevi olduğunu vurgulayarak, Eğitim Bakanı’nı sert bir dille eleştirdi:

“Bu sorumluluğunu koltuk uğruna yok sayan, birkaç gün önce ‘Ben laik ve Atatürkçüyüm’ diye kükreyen, Kuran kurslarında olduğu gibi okullarda örtünmeyi, çocuk istismarını yasal hale getirmek isteyen Eğitim Bakanı, Bakanlar Kurulunu da bu suça ortak ederek birlikte miyavlamışlardır.”

“BOYUN EĞMEYECEĞİZ”
KTOEÖS, bilimsel, laik eğitim sistemine sahip çıkmak için mücadeleye devam edeceklerini ve toplumun desteğini beklediklerini vurguladı:

“Koltuk uğruna boyun eğen, geleceğimize, çocuklarımıza ihanet eden kuklalara karşı da, talimatları veren ve organize edip dayatanlara karşı da öğretmenlerimiz ve sendikamız, boyun eğmeyecek, geleceğimiz, çocuklarımız, toplumumuz için her türlü mücadeleye devam edecektir.”

DAUSEN

Girne Belediyesi

Girne Belediyesi

Gönyeli Alayköy Belediyesi

array(4) { ["reklam_linki"]=> string(31) "https://guvensigortakibris.com/" ["reklam_gorseli"]=> string(63) "https://bugunkibris.com/wp-content/uploads/2024/11/mavi-gif.gif" ["hangi_pragraflar_arasina_geldin"]=> string(1) "3" ["reklami_yayinla"]=> bool(true) }