CTP Genel Sekreteri Akansoy: “Çözüm odaklı müzakereler için net bir vizyonumuz var”

CTP Genel Sekreteri Asım Akansoy, Kıbrıs konusundaki dört maddelik önerilerinin uluslararası camiada ciddiye alındığını ve saygı gördüğünü vurguladı. "Federal çözüm modelimiz nettir, statükoyu sürdürmek mümkün değildir" diyen Akansoy, Cenevre sürecinin kritik önemde olduğunu belirtti.

Bugün Kıbrıs

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Sekreteri Asım Akansoy, CTP’nin tezlerinin net olduğuna işaret etti ve Kıbrıs konusunda ortaya koydukları dört maddenin uluslararası camia tarafından ciddiye alınarak saygı gördüğüne işaret etti. Kıbrıs Postası Web TV’de Canan Onurer’in sorularını yanıtlayan CTP Genel Sekreteri Asım Akansoy, CTP olarak çok rahat olduklarını ve hiçbir sıkıntının bulunmadığına işaret ederek “CTP çözüm olsun diye müzakere istiyor. Dört maddemiz ortadadır ve hem yerel hem de uluslararası arenadan da saygı görmektedir” diye konuştu.

“KAZAN-KAZAN ANLAYIŞIYLA HAREKET EDİLMELİ”
Yeni bir dünya düzeni oluşturulmaya çalışıldığına işaret eden Akansoy, üç temel noktanın olduğunu belirterek, “Üç noktada bölgesel sorun var: Rusya-Ukrayna savaşı, Orta Doğu’nun şekillenmesi ve Doğu Akdeniz’deki gelişmeler. Buralarda bir düzene ihtiyaç olduğu herkes tarafından kabul ediliyor. Bu düzenin ana etmeninin terörden çıkış ve ekonomik akış olduğu da bilinen bir gerçek” diye konuştu. Bu bölgelerin yeniden şekilleneceğini ve gelişmelerin, bugüne kadar sürdürülen statükocu yaklaşımlarla ileriye taşınamayacağını dile getiren Akansoy şöyle devam etti:

“Dünyadaki gelişmeleri net bir şekilde görmek her zaman mümkün olmasa da değerlendirmelerimiz, okuduklarımız ve analizlerimiz doğrultusunda birtakım çıkarımlarda bulunabiliriz. Yaşanan değişimler o kadar büyük ki Kıbrıs’taki statükonun da aynı şekilde devam etmesi mümkün değildir. Doğu Akdeniz havzasındaki kritik noktalardan biri de Türkiye Cumhuriyeti’dir. Sayın Hakan Fidan ile yapılan görüşmelerde, çözüm eksenli düşünen ve dogmatik olmayan bir yaklaşım sergileyen bir kişi izlenimi edindik. Türkiye Cumhuriyeti de AB ülkeleriyle dış ticaret hacmini iki katına çıkarmak istiyor.”

Gümrük birliği konusuna da değinen Akansoy, söz konusu süreçte kazan-kazan anlayışıyla hareket edilmesi gerektiğine işaret etti ve Kıbrıs meselesinin de bu uluslararası ilişkiler ve bölgesel sorunların çözüm sürecinin bir parçası olduğunu belirtti.

“DÖRDÜNCÜ MADDE KIBRIS RUM TARAFINDA DA TARTIŞILIYOR”
CTP olarak ortaya koydukları dört maddeden de söz eden Akansoy, “BM Genel Sekreteri’nin bugüne kadar ortaya koyduğu yaklaşımları tek tek inceledik ve çözüm yolunda ilerleyebilmek ve sonuç alabilmek için dört madde belirledik” dedi. Dördüncü maddenin, Kıbrıs Rum tarafında da tartışmalara neden olduğunu vurgulayan Akansoy, “Bizim vurguladığımız nokta, öncelikle siyasi eşitlik konusunun BM Güvenlik Konseyi tarafından tanımlandığıdır. 1991’de alınan kararda siyasi eşitliğin nasıl sağlanacağı net bir şekilde belirlenmiştir. Biz bu konuyu pazarlık konusu yapmayız. Dönüşümlü başkanlık ve ayrıcalıklı oy hakkı konusunda, Kıbrıslı Türklerin siyasal haklarını güvence altına almak bizim için esastır. Daha önceki müzakere süreçlerinde yapıldığı gibi bu bağlamdaki siyasi eşitlik çerçevesinin herhangi bir başka konu ile ilişkilendirilmesini kabul etmiyoruz. Bu, bir parametredir, tıpkı iki bölgelilik gibi. Sürecin sonuç odaklı olması gerekir ve bu, BM Genel Sekreteri’nin raporlarında da yer alan bir husustur. Müzakerelerin belirli bir takvime bağlanması da gerekmektedir. Bizim için önemli olan, sürecin belirli bir zaman dilimi içinde sonuçlanmasıdır” dedi.

CTP’NİN TEZLERİ NETTİR”
Dördüncü maddeyle ilgili bilgi veren Asım Akansoy, bugüne kadar tüm müzakerelerde masayı devirenin Kıbrıs Rum tarafı olduğunu iddia etmenin yanlış olduğunu ancak 2004 Annan Planı Referandumu ve 2017 Crans-Montana zirvesinde yaşanan somut olaylara bakıldığında, müzakerelerin çıkmaza girmesinden Kıbrıs Rum tarafının sorumlu olduğunun da görüldüğünü vurguladı. “Olası bir müzakere kazasında doğabilecek sorunlar karşısında şu anki statükoya geri dönmek ciddi bir sorundur. Kıbrıs Türk toplumunun böyle bir durum karşısında bu statükoya yeniden mecbur kalması ciddi bir sorundur.” diye konuşan Akansoy, bu konuda yani 4. maddede Kofi Annan’ın 2004 Raporuna atıfta bulunduklarını kaydetti ve şöyle devam etti:

“Annan, Kıbrıs Türk toplumunun yüzde 65 oranında “evet” diyerek ayrılıkçı olmadığını kanıtladığını ve bu nedenle uluslararası toplumun Kıbrıslı Türklerle ilişkilerini geliştirmesi gerektiğini belirtmiştir. Bizim için temel referans noktası budur. Burada amacımız, AB ile ilişkilerin daha kurumsal bir hale getirilmesi ve Kıbrıslı Türklerin daha net bir ekonomik ve sosyal sürece girmesidir.”

Akansoy, CTP’nin tezlerinin net olduğuna dikkat çekerek, “Sayın Hasipoğlu’nun iddialarını anlamakta güçlük çekiyorum. CTP’nin net bir çözüm vizyonu vardır ve bu konuda herhangi bir sıkıntı yaşamamaktadır. CTP’nin temel tezi BM Güvenlik Konseyi kararları çerçevesinde Federal bir çözüm modelidir” ifadelerini kullandı.

KKTC’nin tanınması veya egemen eşitlik gibi ne olduğu belirsiz bir söyleme dair yapılan çağrıların sonuçsuz kaldığını da anımsatan Akansoy, “Sayın Ersin Tatar ve Sayın Hasipoğlu’nun öne sürdüğü argümanlarla çözüm üretilemeyeceği dört buçuk yılda açıkça ortaya çıkmıştır. Başarısız olunmuştur. BM ile bir resmi toplantı dahi yapılamamıştır. Bu durumu kendileri de çık iyi biliyor ve gerektiğinde ifade ediyorlar. Örneğin Azerbaycan bile KKTC’de bir ofisi açamamıştır. Günün sonunda, dört buçuk yıl boyunca başarısızlık döneminde hiçbir somut adım atılamamış ve Kıbrıs Türk toplumu önemli bir kayıp yaşamıştır. Yeni bir kayıp daha yaşanmaması için sürecin doğru yönetilmesi gerekmektedir” dedi.

“CENEVRE SÜRECİ BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR”
Cenevre sürecinin büyük önem taşıdığının altını çizen Akansoy, “Sayın Tatar, “Hem ağlarım hem giderim” misali Cenevre’ye gidecek ancak Kıbrıs Rum tarafı yoğun hazırlık yapar, toplantılar düzenlerken biz hâlâ müzakere masasında nasıl bir pozisyon alacağımızı biliyor değiliz. Bu noktada ciddi bir boşluk bulunmaktadır” dedi.

Kıbrıs Türk tarafının, federal bir yapının eşit bir parçası olması gerektiğine işaret eden Akansoy, siyasi eşitliğin de garanti altına alınması gerektiğine dikkat çekti. “Ancak bu doğrultuda cesur adımlar atılması gerekmektedir. Sayın Tatar’ın bu adımları atabilecek kapasitede olmadığı kanaatindeyim” diyen Akansoy, UBP Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu’nun gerçek dışı iddialarına da şu ifadelerle yanıt verdi:

“CTP Genel Sekreteri olarak, parti içi çalışmaları bizzat yürüten biriyim ve partimizin temel tezleri konusunda en küçük bir tereddüt yoktur. Sayın Hasipoğlu’nun, CTP’nin tavrına yönelik yaptığı yorumlar hoş bir yaklaşım değildir. CTP’nin görüşleri nettir: Müzakerelerin BM Güvenlik Konseyi kararları çerçevesinde yürütülmesi gerekmektedir. Dört maddelik önerimiz de bu çerçevede açılımlar sunmaktadır. CTP, herhangi bir ayrılıkçı projede yer almayacaktır. BM Güvenlik Konseyi kararları da bunu yasaklamaktadır. Kıbrıs sorunundaki tavrımız çok nettir ve politikamız bu çerçevede şekillenmiştir. Türkiye, Güney Kıbrıs ve uluslararası aktörler nezdinde ortaya koyduğumuz dört madde ciddiye alınmış ve saygı görmüştür. Bu kabul ve saygı toplumun önünü açma kapasitesindedir. BM zemininde yürütülen müzakereler sonucunda çözüm odaklı ve uygulanabilir bir yaklaşım ortaya konması gerektiği ortadadır.”

DAUSEN

Girne Belediyesi

Girne Belediyesi

Gönyeli Alayköy Belediyesi

array(4) { ["reklam_linki"]=> string(31) "https://guvensigortakibris.com/" ["reklam_gorseli"]=> string(63) "https://bugunkibris.com/wp-content/uploads/2024/11/mavi-gif.gif" ["hangi_pragraflar_arasina_geldin"]=> string(1) "2" ["reklami_yayinla"]=> bool(true) }