Kıbrıslı Rumlara ait mülkleri gasp etmekle suçlanan Alman emlakçı da tutuklu yargılanacak
Yüksek Mahkeme, 44 suçlamayla yargılanacak sanığın kaçma riski nedeniyle tutuklu kalmasına hükmetti. Mahkeme kararında, "Duruşmanın başlamasına iki ay kala tahminlere dayanarak tutukluluk kararını değiştirmek garip bir durum olur" vurgusu yaptı.
Kıbrıslı Rumlara ait mülkleri gasp etmekle suçlanan Alman emlakçı da tutuklu yargılanacak
Yüksek Mahkeme, 44 suçlamayla yargılanacak sanığın kaçma riski nedeniyle tutuklu kalmasına hükmetti. Mahkeme kararında, "Duruşmanın başlamasına iki ay kala tahminlere dayanarak tutukluluk kararını değiştirmek garip bir durum olur" vurgusu yaptı.
Güneydeki Yüksek Mahkeme, Esentepe ve Girne’de emlak satışına aracılık ettiği gerekçesiyle temmuz ayında tutuklanan ve Kıbrıslı Rumlara ait mülkleri gasp etmekle suçlanan 49 yaşındaki Almanya vatandaşı Ewa Isabella Künzel’in, 5 Mart 2025’te Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlayacak yargılama sürecine kadar kefaletle serbest bırakılma talebini oybirliğiyle reddetti.
Sanık, Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi’nin 18 Aralık 2024 tarihli ve davanın 5 Mart 2025’teki duruşmasına kadar tutuklu kalmasına karar veren kararına beş temyiz gerekçesiyle itiraz etti.
Yüksek Mahkeme’ye göre, sanık 44 suçlamayla karşı karşıya ve bunların en önemlileri Ceza Kanunu’nun 303A maddesini ihlâl ederek başka bir kişinin mülkiyetinde sahtekarlık yoluyla işlem yapmaktan kaynaklanan ilk 24 suçlama.
Yüksek Mahkeme kararında, “aslında söz konusu karar, hem sevk eden Kaza Mahkemesi hem de Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tekrar tekrar incelenen kaçma riski temelinde tutukluluğun yenilenmesiydi” dedi.
Yüksek Mahkeme ayrıca, 18 Aralık 2024’te sanığın davanın dosyasının tamamlanmadığı, Avrupa Konseyi’nin İşkencenin Önlenmesi Komitesi’nin (CPT) 17 Mayıs 2024 tarihli raporuna göre (Belge A), Merkez Hapishanedeki tutukluluk koşullarının uygun olmadığı, savunmasının hazırlanması için tercümanlık hizmetlerinin sağlanması gerektiği ve 121(I)/16 sayılı Kanunun uygulanması ve bu kapsamda yargılanıncaya kadar tutukluluğa alternatif olarak denetim tedbirleri alınması gerektiği gerekçesiyle tutukluluğuna yeniden itiraz ettiğini belirtti.
Yüksek Mahkeme, tutukluluğu onaylayan Ağır Ceza Mahkemesi’nin, ilk tutukluluk kararından sonra, daha fazla tutukluluk konusunun sadece tutukluluk konusundaki kararı değiştirebilecek yeni verilerle ele alındığı ve baştan beri var olan konulara atıfta bulunulmadığı yönündeki genel ilkeyi vurguladığını belirtti.
Yüksek Mahkeme ayrıca, “Duruşmanın başlamasından iki ay önce ilk derece mahkemesinden tamamlanmasının uzun zaman alacağını ‘kesin bir gerçek’ olarak kabul etmesini istemek ve hatta böyle bir ‘tahmin’ temelinde önceki tutuklama emrini değiştirmesini istemek garip bir durum oluşturmaktadır” dedi.
Yüksek Mahkeme, tanık sayısının gerekçe olarak ileri sürülmesi nedeniyle 44 tanıklı bir davanın (bunların en az yarısının kuzeydeki arazi sahipleri olduğu belirtiliyor) Kıbrıs mahkemelerinde görülen büyük davalardan biri olarak kabul edilmediğini belirtti.
Yüksek Mahkeme, davadaki olguların Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Navalnyy v. Rusya kararındaki olgularla paralellik göstermesinin tamamen talihsiz ve reddedilebilir olduğunu belirtti.
KHA