Bugün Kıbrıs

Asgari Ücret Saptama Komisyonu, yılın ilk asgari ücretini belirlemesinin ardından gelen itirazları değerlendirmek üzere ikinci kez toplandı. Komisyon, 17 Ocak’taki toplantısında yılın ilk asgari ücretini brüt 43 bin 469 TL, net 37 bin 818 TL olarak belirlemiş, ancak, Kıbrıs Türk İşçi Sendikaları Federasyonu (Türk-Sen), Hür İşçi Sendikaları Federasyonu (Hür-İş), Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) ve Kıbrıs İşçi ve Emekçi Sendikaları Federasyonu (KIEF), asgari ücretin hayat pahalılığı oranının altında kaldığı gerekçesiyle itiraz etmişti.

Sendikalar, belirlenen yüzde 7.5’lik zammın hayat pahalılığının altında kaldığını vurgulayarak kararın revize edilmesini talep ederken, hükümet ve işveren kesimi rakamların yeterli olduğunu savunuyor.

SENDİKALAR: HÜKÜMET VE İŞVERENLER HALKIN ALIM GÜCÜNÜ GÖRMEZDEN GELİYOR
Komisyon toplantısı öncesinde basın mensuplarına açıklama yapan Hür-İş Başkanı Ahmet Serdaroğlu, asgari ücrete yapılan zam kararının halkın alım gücünü hiçe saydığını belirtti.

“Hükümet ve işverenler halka sırtını dönmüş durumda. Bütün verileri biz topladık ve dosya haline getirdik. Devletin yapması gerekeni biz yaptık. Hükümet ya işverenleri kandırdı ya da işverenler hükümeti kandırdı. Bugün göreceğiz kim kimi kandırıyor. Ama olan halka oluyor. Biz azınlığız ve azınlığı görmezden geliyorlar. Alım gücünü dikkate almıyorlar. İnsanlar geçinemiyor ama bu onları ilgilendirmiyor.”

Serdaroğlu, ayrıca KKTC’de asgari ücretin bin Euro karşılığı olan 35 bin TL seviyesinde olduğunu ve bu gerçeğin göz ardı edildiğini belirterek “Rum tarafının asgari ücreti sürekli gündem yapılıyor ama biz kendi ülkemizi konuşmalıyız. Asgari ücret bizde 35 bin TL’dir ve insanlar bu gerçekle yaşamak zorunda” ifadelerini kullandı.

RAHVANCIOĞLU: ASGARİ ÜCRETİN ALIM GÜCÜ DÜŞÜYOR
Sendikaların daveti üzerine toplantıya katılan Bağımsızlık Yolu Mali Sekreteri Münür Rahvancıoğlu, asgari ücretin yıllar içinde enflasyon karşısında sürekli eridiğini ve çalışanların alım gücünün giderek düştüğünü rakamlarla ortaya koydu.

“Önemli olan asgari ücretin kağıt üzerinde kaç TL olduğu değil, alım gücünün ne kadar gerilediğidir. 2011 yılından bu yana yapılan resmi hesaplamalar, asgari ücretin enflasyon karşısında ciddi şekilde eridiğini gösteriyor. 2011 yılında 1.300 TL olan asgari ücret, belirlenen enflasyon oranları dikkate alındığında şu an en az 45 bin TL seviyesinde olmalıydı. Ancak bugün gelinen noktada bu rakamın çok gerisindeyiz.”

Rahvancıoğlu, 2022’den itibaren yapılan hesaplamalara göre asgari ücretle çalışanların en az 2.7 maaş kaybı yaşadığını ifade ederek, hükümetin resmi enflasyon verilerini bile dikkate almadığını söyledi.

“Asgari ücretin belirlenmesi sürecinde hayat pahalılığı oranı dikkate alınmalı ve çalışanların alım gücü korunmalıdır. Ancak hükümet ve işverenler, ekonomik büyümenin %7.4 olduğunu açıklarken, asgari ücretliye bu büyümeden pay vermiyor. Eğer ekonomi büyüyorsa, halk neden yoksullaşıyor?”

HÜKÜMET: ELİMİZDEN GELENİ YAPIYORUZ, ASGARİ ÜCRET İÇİN İMKANLARIMIZ KISITLI
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşarı Tahir Serhat, asgari ücret konusunda devletin imkanları çerçevesinde hareket etmek zorunda olduğunu belirtti. Hükümetin işverenleri desteklemek için prim desteği sunduğunu ve bu desteğin 2022’de 30 milyon TL olarak başladığını ancak bugün 202 milyon TL’ye ulaştığını ifade eden Serhat, şunları söyledi:

“Biz işçi ve işveren tarafını dengede tutmaya çalışıyoruz. Elimizden geleni yapıyoruz. İşverenlere sağlanan teşviklerle işçi çıkarılmasını önlemeye çalışıyoruz. Sendikalar sadece rakamları konuşuyor ama ekonomik gerçekleri de göz önünde bulundurmalıyız.”

Ancak sendikalar, hükümetin sağladığı teşviklerin işçilere yansımadığını ve büyük çoğunluğun asgari ücretle geçinmeye mahkum edildiğinin altını çizdi.

İŞVERENLER: SENDİKALAR GERÇEKLERİ GÖRMEZDEN GELİYOR
İşveren tarafını temsilen konuşan Kıbrıs Türk İşverenler Sendikası temsilcisi Cengiz Alp, belirlenen %7.5’lik artışın enflasyon rakamlarına göre hesaplandığını ve iş dünyasının daha fazlasını karşılamasının mümkün olmadığını savundu.

“Biz enflasyon rakamlarına göre zam yapıyoruz. 2024 için belirlenen artışlar zaten kamuoyuna açıklandı. Asgari ücret belirlenirken birçok faktör göz önüne alınıyor ve iş dünyasının sürdürülebilirliği de dikkate alınmalı. Sendikalar sürekli olarak işverenleri suçluyor ama özel sektörün de ayakta kalması gerekiyor.”

BIÇAKLI: DEVLET KENDİ BELİRLEDİĞİ HAYAT PAHALILIĞINI ASGARİ ÜCRETE YANSITMIYOR
Türk-Sen Başkanı Arslan Bıçaklı, hükümetin belirlediği hayat pahalılığı oranını asgari ücrete yansıtmadığını ve bunun anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olduğunu vurguladı.

“Devlet kendi resmi rakamlarına göre son dört ayda hayat pahalılığı %11.12 artmış. Bunu kendi memuruna, bakanlarına, müsteşarlarına uyguluyor ama asgari ücretliye gelince %7.5’luk bir artış yeterli görülüyor. Bu kabul edilebilir mi? Bu ülkede en düşük maaşı alanla en yüksek maaşı alan arasındaki fark, dünya ortalamalarının çok üstünde. Uluslararası normlara göre bu fark en fazla dört kat olmalı ama bizde uçurum var. Bu sistem adil değil ve düzeltilmesi gerekiyor.”