Yunus Emre Enstitüsü’ndeki yolsuzlukla ilgili 8 tutuklama
Türkçeyi yaygınlaştırmak amacıyla faaliyet gösterdiğini söyleyen Kıbrıs'ın kuzeyinde de şubesi bulunan Yunus Emre Enstitüsü yolsuzluk iddialarıyla gündemde. Görevden alınan Enstitü Başkanı Şeref Ateş yurtdışına kaçarken, gözaltına alınan 11 şüpheliden 8’i tutuklandı.
Türkiye Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı Vakıflar Genel Müdürlüğü, dünyanın farklı ülkelerinde faaliyet gösteren Yunus Emre Enstitüsü’nde beş ay boyunca sürdürdüğü incelemede tespit ettiği usulsüzlükleri savcılığa taşıdı.
Yunus Emre Enstitüsü’nden yapılan konuyla ilgili açıklamada, 2024 yılı Haziran ayında başta eski Enstitü Başkanı Şeref Ateş olmak üzere ilgili vakıf personelinin görevden alındığı ve ardından Temmuz 2024 itibarıyla teftiş süreci başlatıldığı belirtildi.
Enstitü, elde edilen bulgular doğrultusunda da 23 Aralık 2024 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğunu kaydetti.
Savcılık, yolsuzluk iddialarını soruşturmaya devam ederken suçlamaların baş sorumlusu Başkan Ateş’in ise nerede olduğu bilinmiyor. Ateş’in yurtdışına kaçtığı tahmin ediliyor.
SORUŞTURMA NASIL BAŞLADI?
Kamu kaynakları ile finanse edilen Yunus Emre Vakfı’na bağlı Yunus Emre Enstitüsü’nün görevden alınan başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş’in geçen Haziran ayında neden görevden alındığına ilişkin ayrıntılı bir açıklama yapılmamıştı. Ancak kurumun sahte faturalar ile dolandırıldığı iddiaları konuşuluyordu.
Bakanlık talimatı ile Vakıflar Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu, Temmuz ayında iddialarla ilgili inceleme başlattı. İnceleme sonrası şüpheli çok sayıda işlem nedeniyle de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunuldu.
DW Türkçe’den Kıvanç El’in edindiği bilgiye göre, suç duyurusu sonrası savcılık bazı personelin mal varlığına tedbir koydu ve Mali Suçları Araştırma Kurulu’ndan (MASAK) da detaylı bir rapor istedi.
Savcılık 1 Ocak’ta da zanlılara yönelik operasyon başlattı. Operasyon kapsamında 11 kişi gözaltına alındı. Firari durumdaki eski başkan Şeref Ateş ile birlikte M.D, M.Ç, S.Y, İ.K, F.G.E, S.İ ve F.Y “zimmet, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, edimin ifasına fesat karıştırma, sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık ve suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama” suçlarıyla itham ediliyor.
Bu suçlara katıldıkları düşünülen şirket yetkilileri A.F, E.E, E.T.E, F.K, H.K, M.K ve Y.E şüpheli olarak soruşturma kapsamına alındı.
ESKİ BAŞKAN ŞEREF ATEŞ ALMANYA’YA KAÇTI
Pazartesi günü eski Başkan Şeref Ateş’in görevden alındıktan üç gün sonra Almanya’ya gittiğini ve bir daha dönmediğini duyuran DW Türkçe, savcılık operasyonu sonrası evine giden emniyet yetkililerinin Şeref Ateş’i bulamadığını yazdı. Ateş’in yurtdışına çıkış yaptığı tespit edildi. Şeref Ateş’in yakın çevresine “Tedavi için yurtdışına gidiyorum” dediği öğrenildi.
Almanya, Şeref Ateş için yabancı bir ülke değil. Malatya doğumlu olan Ateş, gençlik yıllarını Almanya’da geçirdi. Lisans ve yüksek lisans eğitimini Türkiye’de tamamlayan Şeref Ateş, doktorasını ise Almanya’da yaptı.
17 MİLYON DOLARLIK SAHTE FATURA
Enstitünün 2016 yılından bu yana başkanlığını yapan Ateş’in 2020 ve 2023 arasını kapsayan dönemdeki işlemleri şüpheli olarak değerlendiriliyor.
Yurtdışında çok sayıda alım yapan Enstitünün sahte faturalar ile bazı malları almış gibi gösterdiği ancak gerçekte bu malların alınmadığı öne sürülüyor. Ayrıca yapılan yardımların da kağıt üzerinde olduğu ve sahte faturalar ile milyonlarca liranın kaybolduğu tahmin ediliyor.
İlk belirlemelere göre sahte faturaların toplamda 16-17 milyon dolar civarında. Ancak soruşturma ve MASAK raporu kapsamında bu rakamın artabileceği kaydediliyor.
Şeref Ateş’in ihaleleri yaparken yasal mevzuatı delmek için çeşitli formüller kullandığı da belirlendi. Örneğin 10 milyon TL’lik bir ihale yapılacağında bu ihalenin yasal mevzuata göre duyurusu yapılması gerekirken Başkan imzası ile 500, 550 bin TL’lik 20 farklı “doğrudan alım” yapılmış gibi gösterildi.
Yasal mevzuata göre 2024 yılı için 622 bin TL’nin altında doğrudan alım yapma yetkisi kurumun yönetiminde bulunuyor. Doğrudan alım kararlarında ihale açılmasına gerek duyulmuyor. Yardım ya da farklı işlere dair bu alımlar yapılsa da incelemelerde birçok alımın kağıt üzerinde olduğu tespit edildi.
AİLE BAKANI’NIN EŞİ NİYE İSTİFA ETTİ?
Aile Bakanı Mahinur Göktaş’ın eşi Rahmi Göktaş ile MHP’li Semih Yalçın’ın oğlu Abdullah Kutalmış Yalçın da enstitüde başkan yardımcısı olarak görev yapıyordu. Ancak hem Göktaş hem de Yalçın soruşturma sürecinde kurumdan istifa etti. Kurum kaynakları her iki ismin de kendi isteği ile istifa ettiğini ve “yolsuzluk iddiaları ile ilgilerinin olmadığını” öne sürdü.
Aile Bakanı Göktaş da kadın milletvekilleri ile olan WhatsApp grubuna “Eşim YEE’de başkan yardımcısı olarak Ekim 2023’de göreve başladı. Bahse konu olay eşimin göreve gelmesinden önce gelişen dönemi kapsıyor. Eşim teklif edilen farklı bir görev nedeniyle kurumdan ayrıldı” paylaşımını yaptı. Göktaş’ın AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı da bilgilendirdiği kaydedildi.
Her iki ismin soruşturmaya şu aşamada dahil edilmedikleri öğrenildi.
Yunus Emre Enstitüsü’nden yapılan yazılı açıklamada da “Vakıf Mütevelli Heyeti tarafından 2024 yılının Haziran ayında başta eski Enstitü Başkanı Şeref Ateş olmak üzere ilgili vakıf personelleri görevden alınmış ardından da 2024 yılı Temmuz ayı içerisinde teftiş süreci başlatılmıştır. Teftiş aşamalarının ardından sürecin şeffaf ve sağlıklı yürütülebilmesine katkı sağlanması adına başkan yardımcıları kendi istekleri ile kurumumuz bünyesindeki görevinden ayrılmıştır” denildi.
ENSTİTÜ NE YAPIYOR?
Faaliyetlerine 2009 yılında başlayan Yunus Emre Enstitüsü, 66 ülkede 92 ofisle hizmet veriyor. Türkçe öğrenmek isteyenlere kurslar düzenlediğini belirten Enstitü, Türkiye’nin tarihini, dilini, kültürünü de bu ülkelerde tanıttığını söylüyor. Türkiye ve Türkçe dili üzerine yapılan çalışmaları da desteklediğini öne süren enstitü, çok sayıda konser, etkinlik, yapım ve yardımı örgütlediklerini belirtiyor.
Kurumun 2023 Faaliyet Raporu’na göre Enstitü’nün 2023 yılı bütçesi 1,3 milyar TL idi.
BAKAN ERSOY, CHP’Lİ ÖZGÜNDÜZ VE BÜROKRATLAR MÜTEVELLİ HEYETİNDE
BirGün’de yer alan habere göre, Yunus Emre Vakfı’nın Mütevelli Heyeti Başkanlığını Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy yapıyor.
Heyetin üyeleri arasında Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam, Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz, Millî Eğitim Bakan Yardımcısı Ömer Faruk Yelkenci, Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı İsmail İlhan Hatipoğlu, Türkiye Maarif Vakfı Başkanı Birol Akgün ile birçok rektör ve bürokrat yer alıyor.
İsmail Arı imzalı habere göre Yunus Emre Vakfı’nın Denetim Kurulu’nda da muhalefetin temsilcisi yer alıyor. 5653 Sayılı Yunus Emre Vakfı Kanunu’nda Denetleme Kurulu’na dair “Bakanlık, Dışişleri Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı tarafından görevlendirilecek birer üye ile iktidar ve ana muhalefet partisi tarafından üç yıl süreyle seçilecek birer üyeden oluşur. Maliye Bakanlığı temsilcisi Denetleme Kurulunun başkanıdır” ifadeleri yer alıyor.
Muhalefet partisi CHP’nin vakıftaki temsilcisi 24. Dönem İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz. Vakfın sosyal medya hesaplarında yer alan bilgilere göre de CHP’li Özgündüz, firari olduğu belirtilen eski Başkan Şeref Ateş ile Yunus Emre Vakfı’nı temsilen birçok ülkeye gitti.
KİMLER TUTUKLANDI?
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığının Yunus Emre Vakfı’nın tabela şirketlerinden alınan naylon faturalar ile zarara uğratıldığı yönündeki suç duyurusu üzerine başlayan soruşturma kapsamında gözaltına alınan şüphelilerin emniyetteki işlemleri tamamlandı.
“Zimmet”, “hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma”, “edimin ifasına fesat karıştırma”, “sahtecilik”, “nitelikli dolandırıcılık” ve “suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama” suçlarından soruşturma başlatan savcılık, aralarında eski kurum çalışanlarının da olduğu 15 kişi hakkında gözaltı kararı vermiş, 11’i yakalanmıştı.
Sağlık kontrolünün ardından Ankara Adliyesi’ne getirilen şüpheliler, soruşturmayı yürüten savcıya ifade verdikten sonra tutuklama talebiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edildi.
Zanlılardan M.D, M.Ç, S.Y, E.E, E.T.E, F.K, H.K ve M.K “hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma” ve “suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama” suçlarından tutuklandı, İ.K, F.G.E ve S.İ. adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.