Şansal: “Sığınma evi olmayışı, şiddete uğrayan kadının, şiddete geri dönmesine yol açıyor”

Baraka Kültür Merkezi Aktivisti Nazen Şansal, kadına yönelik şiddetin önlenmesi için sığınma evlerinin eksikliğine ve devletin bütçe ayırmadaki yetersizliğine dikkat çekerek, "Bu eksiklikler devletin şiddete ortak olduğu anlamına geliyor" dedi.

Bugün Kıbrıs

Baraka Kültür Merkezi Aktivisti Nazen Şansal Emeğin Gündemi programında 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günüyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Şansal, “Kadınların güçlenmesi için mekanizmalar yaratılmalı, ceza yasasında tadilat yapılarak şiddet özel bir suç olarak tanımlanmalı ve sosyal hizmetler güçlendirilmelidir. Bunun için servet vergisi en büyük kaynaktır” diye konuştu.

Şansal, ataerkilin ve kapitalizmin kadın özgürleşmesi önünde büyük bir engel olduğunu ve kadına şiddetin en temel sebeplerinden olduğunu belirterek ülkemizde son 10 yılda giderek artan muhafazakarlaştırmanın da kadını birkaç açıdan eve kapatan, başına gelen şiddete katlanmak zorunda bırakan boyutlar içerdiğinden bahsetti. Dini baskıların kadınların gördüğü şiddette kadercilikle yaklaşarak içselleştirmesine sebep olduğunu belirten Şansal, şiddeti uygulayan açısından da bunun “hak” olduğunu düşündürttüğünü ekledi. Yaptıkları kültürel çalışmalarda, kadınların şiddete maruz kaldığında ve bunun kendilerine yapılamayacağına farkına vardıklarında daha rahat karşı çıktıklarını belirten Şansal, bu noktada iki büyük engelle karşılaştıklarını kaydetti. Bunlardan birinin ekonomik engeller olduğunu belirterek kadın sığınma evlerinin eksikliğine değindi. Karpaz’daki, Omorfo’daki veya diğer bölgelerde sığınma evi olmayışı şiddete uğrayan kadının, şiddete geri dönmesine yol açtığına dikkat çeken Şansal, “bu da devletin şiddete ortak olduğu anlamına geliyor” dedi.

“DEVLETİN KADINA YÖNELİK ŞİDDET VE KADIN ÖZGÜRLEŞMESİYLE İLGİLİ BÜTÇE AYIRACAK BİR BAKIŞ AÇISI YOK”
Şansal, kadınların güçlenmesi için partilerde, derneklerde, sendikalarda kadınların ön planda olması için uygun mekanizmalar yaratılması gerektiğinin altını çizdi. 25 Kasım yürüyüşü için farklı görüşlere sahip olunmasına rağmen pek çok talepte ortaklaşıldığına değindi. “Bu baskıyı ve ortak mücadeleyi yükseltmezsek devletin kadına yönelik şiddet ve kadın özgürleşmesiyle ilgili bütçe ayıracak bir bakış açısı yok. Bunu biz başarmalıyız” dedi.

“CEZA YASASINDA TADİLAT YAPILIP, KADINA YÖNELİK ŞİDDET ÖZEL BİR SUÇ OLARAK TANIMLANMASI GEREK”
Kadına yönelik şiddetin nasıl önüne geçilebileceğini her zaman vurguladıklarını belirten Şansal, ceza yasasında tadilat yapılıp kadına yönelik şiddetin özel bir suç olarak tanımlanması gerektiğini ekledi. Şiddet ortaya çıktıktan sonra gerekli tedbirlerin alınmasın yeterli olmadığından bahseden Şansal, önemli olan şiddeti ortadan kaldırmak veya ortaya çıkmadan önce neler yapabileceğimiz olduğunu söyledi. Şansal, bu konuda sosyal hizmetlere çok büyük görev düştüğünü, toplumun en kırılgan kesimleri olan yoksul kadınların güçlendirilmesi ve desteklenmesi gerektiğini vurguladı. Şansal, Din İşleri Dairesine, külliyeye veya örtülü deneklere topluma hiçbir faydası olmayan yerlere paralar harcanacağına sosyal hizmetlerin güçlendirilmesi gerektiğin vurguladı. Şansal bu adımlar için kaynak yoktur diyenlere ise servet vergisi en büyük kaynaktır dedi.

DAUSEN

Girne Belediyesi

Girne Belediyesi

Gönyeli Alayköy Belediyesi

array(4) { ["reklam_linki"]=> string(31) "https://guvensigortakibris.com/" ["reklam_gorseli"]=> string(63) "https://bugunkibris.com/wp-content/uploads/2024/11/mavi-gif.gif" ["hangi_pragraflar_arasina_geldin"]=> string(1) "3" ["reklami_yayinla"]=> bool(true) }