Vicdani ret mücadelesinde bir eşik daha geçildi
AİHM'in vicdani retle ilgili ihlal kararı kesinleşti. Türkiye Cumhuriyeti, vicdani retçi Murat Kanatlı ve avukatı Öncel Polili'ye tazminat ödenmesi için süreci başlattı.
Bugün Kıbrıs
Vicdani ret mücadelesinde bir yeni eşik daha geçildi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Büyük Dairesi, 23 Eylül 2024 tarihinde aldığı kararla, AİHM 9. maddesi kapsamındaki ihlal kararını kesinleştirdi. Vicdani retçi Murat Kanatlı, sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda bu kararın hem kendi mücadelesi hem de insan hakları adına büyük bir zafer olduğunu belirtti. Kanatlı, paylaşımında şu ifadelere yer verdi:
“20 Kasım itibariyle avukatımız Öncel Polili’ye Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı’ndan bir mektup ulaştı. Bu mektup, Türkiye’nin AİHM kararını kabul ettiğini ve tazminat ödenmesi için 22 Kasım tarihine kadar gerekli bilgilerin iletilmesini talep ettiğini ortaya koyuyor. Biz de bugün itibariyle (22 Kasım, Cuma) TC Lefkoşa Büyükelçiliği Hukuk Müşavirliği’ne gerekli evrakları sunduk.”
Kararı, vicdani ret hakkı açısından kritik bir dönüm noktası olarak değerlendiren Kanatlı, “Karar, zorunlu askerlik sürecini, askerlik sonrası seferberlik durumlarını ve dini ya da siyasi nedenlerle vicdani reddin bir insan hakkı olarak tanınmasını kapsayan bir süreçte alınmıştır. Savaşın yükseldiği bir dönemde İsrail, Ukrayna, Belarus ve Rusya’da binlerce insan seferberliğe çağrılırken, bu karar vicdani ret hakkının bir insan hakkı olarak tescillenmesi açısından önemli bir dönüm noktasıdır” dedi.
“VİCDANİ RET HAKKI MÜCADELESİ BİTMEDİ”
Kanatlı, Kıbrıs’ın kuzeyinde vicdani ret hakkı için verilen mücadelenin tanınmaması konusuna da dikkat çekti. Başsavcılık, polis ve ilgili makamların AİHM kararlarını tanımadığını belirten Kanatlı, “Meclise defalarca anlattık, yasa değişikliği önerisi sunduk, dinlemediler. Halil Karapaşaoğlu’nun davası bunun en somut örneği; AİHM’de bavurusu olmasına rağmen yeniden mahkûm oldu” diyerek sistemin çarpıklığını eleştirdi.
Kanatlı, paylaşımının devamında mücadeleden vazgeçmeyeceklerini vurguladı ve şunları dile getirdi:
“Ne Mustafa Hürben’in ne de Halil Karapaşaoğlu’nun kapısına polis dayandığında mücadeleden vazgeçmediği gibi, biz de vazgeçmeyeceğiz. Barış için sesimizi yükseltmeye, direnmeye devam edeceğiz. Belki bir gün Mars’takilere de derdimizi anlatırız ama Kıbrıs’ın kuzeyindeki savcılar gene de sesimizi duymaz. Bu bizim için sorun değil; direnişimiz sonuna kadar sürecek.”