Prof. Dr. Niyazi Kızılyürek: “Kıbrıs sorunu sıfır noktasında, paradigma değişikliği öneriyorum”
Avrupa Parlamentosu eski üyesi Prof. Dr. Niyazi Kızılyürek, "Başka yollar denemeliyiz. Bu yolun başarılı olacağı ne kesindir, ne de garantidir. Ama bugüne kadar yürüdüğümüz yolda yürümeye devam edersek, bizi neyin beklediği apaçık ortadadır" ifadelerini kullandı.
Bugün Kıbrıs
Kıbrıs meselesi üzerinde derinlemesine bir analiz sunan Prof. Dr. Niyazi Kızılyürek, AKEL’in konferansında çarpıcı tespitlerde bulundu. Kızılyürek, “İnsanın sorası geliyor, ‘sıfır noktasında’ olmadığımız bir zaman dilimi oldu mu acaba?” diyerek Kıbrıs’taki kronikleşmiş sorunlara dikkat çekti.
1960 yılında kurulan iki toplumlu devletin, Kıbrıs Rum toplumunun tahakküm arayışı ve Kıbrıs Türk liderliğinin ayrılma eğilimleri nedeniyle işlemediğini belirten Kızılyürek, “Bugün hala maalesef zihniyet olarak büyük ölçüde aynı yerdeyiz. Ayrılıkçı eğilimler ile tahakkümcü eğilimler devam ediyor!” şeklinde konuştu.
KONFORMİZM VE STATÜKO
Kıbrıs’ta mevcut statükonun çözüm arayışlarının önüne geçtiğini vurgulayan Kızılyürek, “Kanaatimce, içeride en büyük sorunumuz konformizmdir” dedi. Kıbrıs Türk toplumunda konformizmin, 1974 sonrası elde edilen fırsatlardan beslendiğini ifade etti ve adanın kuzeyinin Türkiye ile “Fiili İlhak” ilişkisi içine girdiğini belirtti.
Kıbrıs Rum toplumundaki konformizmin ise giderek güçlendiğini ve “Devlet Milliyetçiliği” adı altında statükonun korunmasına yönelik bir eğilim haline geldiğini söyledi. “Federal bir devlette Kıbrıslı Türklerle güç paylaşımı karşısında önemli bir engel oluşturmaya başladı” diyerek, bu eğilimin tehlikelerine dikkat çekti.
JEOPOLİTİK ANTAGONİZM VE TEHLİKELER
Kıbrıs’ta jeopolitik rekabetin yoğunlaştığını belirten Kızılyürek, “Kıbrıs, jeopolitik alanda yaşanan yoğun bir rekabete sahne oluyor” dedi. Türkiye’nin iki-devletli çözüm politikasına yönelmesinin çözüm arayışlarını zora soktuğunu ifade etti.
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ve Kıbrıslı Türklerin karşı karşıya olduğu tehlikelere değinen Kızılyürek, “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Finlandiyalaşması” ve “Kıbrıslı Türklerin siyasal özne olma imkanını kaybetmeleri” konularına dikkat çekti. “S300 füzelerini hatırlayalım… Hidrokarbon arayışları esnasında yaşananlar da bunu göstermektedir” diyerek, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Türkiye karşısındaki güçsüzlüğünü vurguladı.
YENİ BİR YOL: PARADİGMA DEĞİŞİKLİĞİ
Kıbrıs sorununun çözümünde yeni bir paradigma değişikliğine ihtiyaç olduğunu savunan Kızılyürek, “Ne ayrı Kıbrıs Türk devleti, ne de Kıbrıs Rum toplumunun tahakkümüne yol açacak bir devlet yapısı mümkündür. Federal Kıbrıs fikri kalıcı barışa hizmet eden bir perspektiftir,” dedi. İki toplumun ilişkilerinin siyasal eşitliğe dayanması gerektiğini belirtti.
Kıbrıs’ın Avrupa Birliği üyeliğini iç barışı sağlamak ve işbirliği alanları yaratmak için değerlendirmeyi öneren Kızılyürek, “Eğitim, kültür, spor ve ticaret alanlarında işbirliği alanları açmalı, ortak kamusal alanlar oluşturmalıyız” sözleriyle çözüm önerilerini dile getirdi.
Prof. Dr. Kızılyürek’in çağrısı net: “Başka yollar denemeliyiz. Bu yolun başarılı olacağı ne kesindir, ne de garantidir. Ama bugüne kadar yürüdüğümüz yolda yürümeye devam edersek, bizi neyin beklediği apaçık ortadadır.”