Juncker güneyi suçladı, Erdoğan’ı da unutmadı

Avrupa Komisyonu'nun eski Başkanı Jean-Claude Juncker’ın çarpıcı açıklamaları gündemde.

Juncker, Kıbrıs sorunu hakkında güney basınına çarpıcı açıklamalar yaptı. “Herkesin 2017’deki son müzakere sürecine daha fazla yatırım yapması gerekirdi” diyerek Rum tarafının “bu sıçramayı yapmaya hazır olmadığını” ifade etti. Erdoğan’ın Kıbrıs’ın kuzeyinde son kararları aldığına inandığını da belirten Juncker, bunun Avrupa için “rahatsız edici” olduğunu vurguladı.

Avrupa Komisyonu’nun eski Başkanı Jean-Claude Juncker, Kıbrıs’ın AB’ye katılmasının 20. yıl dönümü dolayısıyla Kıbrıs Haber Ajansına (CNA) verdiği röportajda, Aralık 1997’de Kıbrıs ile entegrasyon müzakerelerinin başlamasına karar verilen toplantıya başkanlık ettiğini hatırlatarak, Fransa’nın o dönemde bu karara karşı çıktığını belirtti.

Kıbrıs’taki ekonomik kriz dönemine ve Mart 2013’teki kritik Eurogroup toplantılarına değinen Juncker, “Eurogroup, ilk görüşmelerde Kıbrıs’ı yanlış ele aldı ama sonrasında Kıbrıs kendi kaderini eline aldı” dedi. Eurogroup ve Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) baskılarına rağmen “Kıbrıs, ekonomik krizi yönetme konusunda çok başarılı oldu,” ancak Kıbrıslıların “büyük çaba göstermeleri” gerektiğini vurguladı. Juncker, Eurogroup başkanlığı yaptığı dönemde kuzeydeki devletlerin sıradan vatandaşların, Yunan ve Kıbrıs toplumunun en yoksul kesimlerinin çabalarına dikkat edilmediğini belirtti ve bu durumu “derinden haksız” olarak nitelendirdi.

Buna karşın, Kıbrıs’ın şu anda “güvenli bir ülke” olduğunu ve “hiç kimsenin Kıbrıs’ın siyasi otoriteleri ve halkının ciddiyetini sorgulamadığını,” Kıbrıslıların yıkıcı bir durumdan Avro Bölgesi’nin ciddî bir parçası oldukları için gurur duymaları gerektiğini söyledi.

Eurogroup’ta bazı kişiler Kıbrıs veya Lüksemburg gibi küçük ülkelerin “iyi niyetli kayıtsızlıkla muamele edilebileceğini” düşünse de Kıbrıs’ın karşı karşıya kaldığı sorunların Avro Bölgesi’ndeki diğer ülkelerin karşılaştıkları sorunlar kadar ciddî olduğunu belirtti.

Altın pasaportlar konusuna da değinen Juncker, “hiçbir zaman başka ülkelerden gelen insanların pasaportlar aracılığıyla egemenliğin bir parçasını devretme saçmalığına destek vermedim” diyerek, bu uygulamanın sona ermesinin iyi olduğunu vurguladı.

Kıbrıs sorununa değinen Juncker, “herkesin bu son müzakere sürecine daha fazla yatırım yapması gerekirdi” çünkü bu sürecin “gerçekten faydalı son dönem” olduğunu ve Rum tarafının “bu sıçramayı yapmaya hazır olmadığını” ifade etti. Juncker ayrıca, Cumhurbaşkanı Nikos Christodoulides’in “iyi niyetli bir insan” olduğunu ve “Eğer Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile Kıbrıs konusunda yeniden bağ kurmanın yollarını bulabilirsek, yeni fırsatlar doğacağını” söyledi.

AB’nin süreçteki rolü hakkında Juncker, AB’nin her iki tarafın talep etmesi durumunda orada bulunması gerektiğini ve AB’nin daha çok arabulucu rolü üstlenmesini beklediğini, ancak tek başına inisiyatif alamayacağını belirtti.

Erdoğan’ın Kıbrıs’ın kuzeyinde son kararları aldığına inandığını belirten Juncker, bunun Avrupa için “rahatsız edici” olduğunu vurguladı.

Avrupa’nın geleceğiyle ilgili olarak, genişlemeden önce reformlara ihtiyaç olduğunu belirten Juncker, dış politika konularında nitelikli çoğunluk kararlarının getirilmesi gerektiğini savundu. Ayrıca, AB Komiserlerinin sayısının azaltılması ve AB bütçesinin gözden geçirilmesi gerektiğini ifade etti.

Juncker, Kıbrıslı liderler Nikos Anastasiades ve Mustafa Akıncı arasında Halloumi/Hellimin menşei korumalı ürün (PDO) müzakerelerinde yer aldı ve uzun süren görüşmelerin sonucunda bir konsensüse varılmasından memnuniyet duyduğunu belirtti.

Kıbrıs müzakerelerinin durmasından dolayı duyduğu üzüntüyü dile getiren Juncker, 2017’de durdurulan son müzakere turunun “gerçekten faydalı son dönem” olduğunu ve o dönemde daha fazla çaba gösterilmesi gerektiğini vurguladı.

Juncker, Erdoğan’la olan görüşmelerinde, Erdoğan’ın daha önce çok sert tepkiler verdiğini, ancak belirli bir dönemde Kıbrıs sorununa daha açık ve uyumlu yaklaştığını ifade etti.

Juncker, genç Kıbrıslıların bu soruna mesafeli olduklarını ve çözüme olan ilgilerini kaybettiklerini belirtti. Yine de çözüm umutlarının tükenmediğini ve yeni Cumhurbaşkanı Christodoulides’in iyi niyetli bir lider olduğunu vurguladı.

Juncker, çözüm için yeniden bağlanmanın, özellikle Türkiye ve Yunanistan’ın da dâhil olduğu bir çabanın gerekli olduğunu belirtti. Avrupa Birliği’nin arabuluculuk yapma potansiyeline sahip olduğunu, ancak Kıbrıs sorununu kendi başına çözemeyeceğini vurguladı.

AB-Türkiye ilişkileri hakkında konuşan Juncker, Türkiye’nin AB üyeliği konusunda her zaman temkinli olduğunu ve mevcut durumun diyalog yoluyla sürdürülmesi gerektiğini belirtti.

Avrupa’nın geleceği hakkında Juncker, önemli dış tehditlere karşı ve iç reformlar konusunda adımlar atılmasının gerekli olduğunu ve karar alma süreçlerinde oybirliği ilkesinin yerine nitelikli çoğunluğun getirilmesi gerektiğini vurguladı.

Aşırı sağın yükselişi hakkında da konuşan Juncker, klasik siyasi partilerin popülistler ve aşırılık yanlılarıyla yüzleşmeleri gerektiğini ve bu grupların Avrupa’nın geleceği üzerindeki etkisine karşı argümanlarla mücadele edilmesi gerektiğini belirtti.

CNA

DAUSEN

Girne Belediyesi

Gönyeli Alayköy Belediyesi