“KIBRISLI TÜRKLERİN KATILIMI GÜÇLÜ BİR MESAJ OLACAK”

Avrupa Komisyonu'nun Yapısal Reform Destek Bölümü Genel Direktörü Mario Nava, yeni görevi için adaya veda etmeden önce son röportajını Bugün Kıbrıs'a verdi.

Bugün Kıbrıs/Ayşemden Akın

2020 yılından itibaren Kıbrıs’ta Avrupa Komisyonu’nun Yapısal Reform Destek Bölümü Genel Müdürlüğü görevini yürüten Mario Nava, İstihdam Genel Müdürlüğüne atanmasıyla birlikte Kıbrıs ile ilgili görevinden ayrılmadan önce önemli açıklamalarda bulundu.

Mario Nava, AB’nin Kıbrıs’taki tek bir toplumu kabul etmesinin ve sürekli fon sağlamasının adanın bölünmüş statükosunu sürdürdüğüne dair eleştirileri reddetti. Nava, AB’nin BM parametreleri çerçevesinde iki toplumlu, iki bölgeli, siyasi eşitliğe dayalı bir federasyon hedeflediğini ve bu çerçevede Kıbrıs’ın tamamının AB’ye katıldığını vurguladı. AB’nin, Kıbrıs Türk toplumunun refahını artırmak ve iki toplumu birbirine yakınlaştırmak için önemli çabalar sarf ettiğini belirtti.

Kıbrıs’taki güneş enerjisi santrali projesinin hala gündemde olduğunu belirten Nava, bu tür projelerin zaman aldığını ve iki toplumun teknoloji ve yatırım düzeylerinde uzlaşması gerektiğini ifade etti. AB’nin bu süreçte çözüm bulmaya yardımcı olmaya hazır olduğunu vurguladı.

Mario Nava, Kıbrıs’ın kuzeyinde AB mevzuatının uygulanmamasının AB’nin etki gücünü sınırladığını, ancak mülkiyet haklarına yönelik her türlü ihlali kınadıklarını belirtti.

Nava, Avrupalıların Kıbrıs, Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar hakkında 20 yıl öncesine kıyasla daha fazla bilgi sahibi olduklarını belirtti. Kıbrıslı Türklerin ve Rumların uzlaşmayı, barış içinde bir arada yaşamayı ve yeniden birleşmeyi destekleyen ortak girişimlerinin önemli olduğunu vurguladı.

Mario Nava, 9 Haziran’da yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimlerinin Kıbrıslı Türklerin AB’deki süreçlere dâhil olabilmesi için önemli bir fırsat sunduğunu belirtti. Nava, Kıbrıslı Türklerin oy kullanmaya gitmelerinin güçlü bir mesaj olacağını ve bu seçimlerin Kıbrıslı Türklerin Avrupa’da seslerini duyurabilmeleri için büyük bir fırsat olduğunu vurguladı.

Avrupa Komisyonu’nun Yapısal Reform Destek Bölümü Genel Direktörü Mario Nava’nın, Bugün Kıbrıs‘a verdiği yazılı röportaj şöyle:

– Avrupa Birliği güneyi tek taraflı birliğe alarak bölünmeyi kalıcılaştırdı ve fonlarla da bu bölünmeyi muhafaza ediyor yönünde çok sert yorumlar var. AB’den yetkililerin de zaman zaman bu yöndeki pişmanlıklarını işittik. Kıbrıs Sorunu denklemine AB de eklenince işlerin daha da karmaşıklaştığı ve zorlaştığını düşünür müsünüz? Şu an gelinen aşamayı nasıl değerlendirirsiniz, AB’nin rolü nedir, ne olmalıdır?

AB’nin müdahil olmasının çözüm bulmayı zorlaştırdığı yönündeki ifadenize katılmıyorum. Aslında tam tersi doğru. AB olarak BM parametreleri çerçevesinde bir çözüme ulaşılması yönünde çaba gösteriyoruz ve bu çabayı göstermeye devam edeceğiz. Bunun yanında, Kıbrıs Türk toplumunun refahını artırmak için de tedbirler alıyoruz. Her iki kavramı da açıklayayım.

İlk olarak, fiilen bölünmüş olmasına ve adanın kuzey kısmında AB müktesebatı yani AB mevzuatı askıya alınmış durumda olsa da aslında Kıbrıs’ın tamamı AB’ye katıldı. AB’nin hedefi Kıbrıs’ın BM çerçevesi kapsamında iki toplumlu, iki bölgeli, siyasi eşitliğe dayalı bir federasyon hâlinde yeniden birleşmesidir. Bu şekilde, Kıbrıs Türk toplumunda müktesebatın uygulanmaması durumu ortadan kalkacak ve Kıbrıslı Türkler AB’ye tam üyeliğin sunduğu tüm avantajlardan tamamıyla yararlanacaktır.

AB’nin müdahil olması, iki toplumu birbirine yakınlaştırmak ve nihayetinde yeniden birleşmenin temelini oluşturmak açısından son derece önemli. Örneğin, AB, yeniden birleşmeyi kolaylaştırmak amacıyla Kıbrıs Türk toplumuna yönelik yardım programına 2006 yılından bu yana 688 milyon Euro tahsis etmiş durumda ve bu miktar her yıl 30-35 milyon Eurodan fazla artıyor. Program kapsamında, pek çok başka girişimin yanı sıra, üç atık su arıtma tesisi ve hava kalitesi izleme ağı dâhil olmak üzere önemli altyapı projeleri finanse edildi. Programla aynı zamanda özel sektörün güçlendirilmesi ve eğitim kalitesinin iş gücü piyasasının ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde iyileştirilmesi yoluyla Kıbrıs Türk toplumunun sosyoekonomik kalkınmasına da katkıda bulunuluyor. Bunun yanında, program, 2.150 Kıbrıslı Türk öğrencinin bir sene boyunca AB üniversitelerinde eğitim görmesine olanak sağladı. Dahası, program kapsamında işletmelerin AB standartlarına uymalarını ve ürünlerini Yeşil Hat üzerinden satmaları destekleniyor. Bunlar sadece birkaç örnek. AB’nin Kıbrıs Türk toplumu için yapmış olduğu başka pek çok şey daha var.

– AB iklim, çevre ve teknoloji konularında ortak projeleri teşvik ediyor. Güneş paneli de GYÖ olarak önerilmişti. Ara bölgeye inşa edilecek temiz enerji tesisi bile neden başarılamıyor? Başarılamayan her şeyin temelinde güneyin, ‘kuzey tanınacak’ korkusu ve kuzeyin, ‘güney bizi yutacak’ korkusu mu yatıyor? Bu görüşleri aşmak için AB’nin yaptırımları söz konusu olabilir mi?

Güneş enerjisi santrali projesi hala gündemde; ancak bu bir gecede başarılabilecek bir şey değil, bu tür projeler zaman alıyor. Şubat ayının sonunda, AB tarafından finanse edilen bir ön fizibilite çalışmasının bulgularını iki toplumun müzakerecilerine sundum.

Bundan sonraki adım, her iki toplumun santralin konumunu teyit etmesi, önerilen teknolojik ve teknik çözümler üzerinde anlaşmaya varması ve her bir toplumun yatırım düzeyi ile mülkiyet ve elektrik paylaşım oranına karar vermesi olacak. Kısa süre içinde müzakerecilerden bir yanıt bekliyoruz. Farklı görüş ve endişelerin olması hâlinde, Komisyon çözüm bulunmasına yardımcı olmaya hazır. Mutabakata varıldıktan sonra santralin işletime geçmesi gerekiyor.

Bu projenin pek çok olumlu katkısının olacağını düşünüyorum. Öncelikle, son derece önemli olan enerji alanında iş birliğini artıracak ve umuyoruz ki güven inşa edecektir. Bunun yanında, iki toplumun elektrik şebekelerinin yeşil hâle getirilmesine, sistemlerinin belli bir ölçüde entegre edilmesine ve Kıbrıs Türk toplumundaki kapasite eksikliklerinin giderilmesine yardımcı olacaktır. Ayrıca, güneşli havası nedeniyle Kıbrıs’ta büyük bir potansiyele sahip olan güneş enerjisi projelerine daha fazla ilham vermesini umuyoruz. Şu anda adada güneş battıktan sonra elektrik tedarikine devam edilmesini sağlayacak bir depolama tesisine sahip güneş enerjisi santrali bulunmuyor. Böylece proje bir ilke imza atacak ve diğer güneş enerjisi projeleri için önemli bir bilgi birikimi sağlayacak.

– Türkiye’den birçok yatırımcı şu an kuzeyde büyük yatırımlar yapıyorlar. Kuzeyin de bir AB toprağı olduğunu düşünürsek ve kuzeydeki toprakların çoğunun Rumların olduğunu da düşünürsek AB’nin bu yönde atacağı adımlar, uygulayacağı yaptırımlar yok mudur? Bu şekilde mülkiyet sorunu daha da çıkmaza girmiyor mu?

AB mevzuatı Kıbrıs Türk toplumunda uygulanmadığından AB’nin etki gücü sınırlı; ancak ilkesel olarak mülkiyet haklarına yönelik her türlü ihlali kınıyoruz. Mülkiyet hakkı, AB Temel Haklar Şartı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi gibi birçok insan hakları belgesinde koruma altına alınmış durumda. Kıbrıs Türk toplumundaki projeleri finanse ederken, gerçek veya tüzel kişilerin mülkiyet ve tasarruf haklarının ihlal edilmediğinden emin oluyoruz.

Mülkiyet konusu, önceki uzlaşma müzakerelerinde önemli bir konuydu. Birçok Kıbrıslı Rum mülkünün şu anda başkaları tarafından işgal edilmiş olması, kaçınılmaz olarak işleri karmaşık hâle getiriyor. Ancak çözüm yolları mevcut. İki toplum 2017 yılında Crans-Montana’da yapılan müzakerelerde kapsayıcı bir mülkiyet anlaşması çerçevesi üzerinde uzlaşmaya çok yakındı.

– Ersin Tatar’ın açıklamaları, tepkileri, paylaşımları Avrupa’da nasıl yankı buluyor? Avrupa Kıbrıslı Türkleri nasıl görüyor? 2000’li yılların başıyla kıyaslayabilir misiniz?

Avrupalıların Kıbrıs, Kıbrıs’ın kültürü ve yaşam tarzı, Kıbrıs’ın sakinleri, Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar ve ülkenin içinde bulunduğu siyasi sorunlar hakkında 20 yıl öncesine kıyasla daha fazla bilgi sahibi olduklarını düşünüyorum. Bununla birlikte, Kıbrıslıların güzel ülkelerinin profilini yükseltmek için yapabilecekleri daha çok şey var. Yeniden birleşme herkese bunu başarmak için birçok ekonomik, sosyal ve siyasi fırsat sunacaktır.

Geçen hafta adaya yaptığım ziyaret sırasında, sivil toplumun yeniden birleşme amacıyla gerçekleştirdiği girişimlerden çok etkilendim. Kıbrıslı Türklerin ve Kıbrıslı Rumların uzlaşmayı, barış içinde bir arada yaşamayı ve yeniden birleşmeyi destekleyen pek çok ortak girişimi bulunuyor. Diyalog, Kıbrıs’ın yeniden birleşmesi yönünde ilerleme sağlamanın en iyi yolu.

– 9 Haziran’da AP seçimleri var ve Kıbrıslı Türkler ucundan da olsa Avrupa vatandaşı. Güneyde üç erkek Kıbrıslı Türk aday da gösterildi. Milliyetçi çevreler, Kıbrıslı Türklerin oyunu da isteyen bu kişilerin kuzeyde propaganda yapmasını her gün lanetliyor. Bu seçimlerle ilgili Kıbrıs’ın kuzeyine ne söylemek istersiniz, mesajınız nedir?

Avrupa Parlamentosu seçimleri Kıbrıslı Türklerin AB’deki süreçlere dâhil olabilmesi için önemli bir fırsat sunuyor. Sizin de belirttiğiniz gibi, Kıbrıslı Türkler AB vatandaşıdır ve Avrupa Parlamentosuna kendi çıkarlarını savunacak temsilcileri seçme hakkına sahiptir. Kendilerini 9 Haziran’da sandık başına giderek bu haklarını kullanmaya davet ediyorum.

Komisyon, Kıbrıs’taki Avrupa Parlamentosu İrtibat Bürosu ve Kıbrıs Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı ile Kıbrıslı Türklerin seçimlere katılımına olanak sağladı. Kıbrıslı Türkler, İnsan Hakları Platformu aracılığıyla vekaleten seçmen kayıtlarını tamamlayabildiler; böylece kaydolmak için Yeşil Hattı geçmelerine gerek kalmadı. Ayrıca, Yeşil Hat’tın yakınında yeterli sayıda oy kullanma merkezi bulunacak; böylece erişim kolay olacak. Bu kez 2019’dakinden daha yüksek bir seçmen katılımına ulaşacağımızı umuyorum. Bu amaçla Komisyon, Kıbrıslı Türkleri seçimlere katılmaya teşvik etmek üzere bilgilendirme ve farkındalık artırma kampanyalarını da finanse ediyor.

Geçen haftaki ziyaretim sırasında, Lefkoşa’nın Zahra Sokağı’ndaki Avrupa Günü kutlamalarına tüm gün (ve gece!) boyunca katılan birkaç bin kişiyi görmekten çok memnun oldum. Kıbrıslı Türklerin oy kullanmaya gideceğini umuyorum. Bu herkes için güçlü bir mesaj olacaktır. Yeni Avrupa Parlamentosu seçimleri Kıbrıslı Türklerin Avrupa’da seslerini duyurabilmeleri için büyük bir fırsattır.

DAUSEN

Girne Belediyesi

Gönyeli Alayköy Belediyesi