Kılıçdaroğlu, Özgür Özel’e de gönderme yaptı: “Vatanperver Kürt halkının Başkanı Sayın Demirtaş ve Can Atalay bizimdir, timsah gözyaşlarıyla arka kapı pazarlıkçıları Erdoğan’ın olsun”

"Arka kapılarda adaletin değil de gücün yanında olmayı seçenlere tavsiyem; samimiyetle vatansever bir anlayışta siyaset yapmaları, yapılan bütün hukuksuzlukları cesurca muhatabına söylemeleridir"

Türkiye’de CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kobani davası kararlarına bir kez daha tepki gösterdi. Sosyal medya platformu X üzerinden uzun bir açıklama yayınlayan Kılıçdaroğlu, mevcut CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i eleştirmeye de devam etti. Kılıçdaroğlu paylaşımında “Vatanperver Kürt halkının sevgili Başkanı Sayın Demirtaş ve Hatay halkının göz bebeği vekili Can Atalay bizimdir, timsah gözyaşlarıyla arka kapı pazarlıkçıları Erdoğan’ın olsun” ifadelerini kullandı.

Selahattin Demirtaş’a 42 yıl, Figen Yüksekdağ’a 30 yıl 3 ay hapis cezası verilen karara tepki göstermeye devam eden Kılıçdaroğlu, daha önce mevcut genel başkan Özel’i “Sarayla müzakere değil mücadele edilir” sözleriyle eleştirmiş, dün yaptığı paylaşımda ise “Dikta rejimleriyle el sıkışılmaz ve sistemin aparatı olunmaz!” ifadelerini kullanmıştı.

Kılıçdaroğlu, yaptığı paylaşımda, önceki gün Kobani davası hakkındaki paylaşımını alıntılayarak “Adalet terazisi ‘Anayasaya aykırı ama evet’ deyip dokunulmazlıkların kaldırılmasına evet dediğinizde ilk kırılma gerçekleşti” yazan DEM Parti Erzurum Milletvekili Meral Danış Beştaş’a da cevaben, “Gerek sosyal gerekse ulusal medyada, bazı kişilerin ve siyasetçilerin konuyu anlamadığını, anlayanların da işlerine gelmediği için attıkları ‘dokunulmazlıkların kaldırılmasına evet diyerek sen sebep oldun’ iftiralarını üzülerek takip ettim” diye yazdı.

“‘Dokunulmazlıkların kaldırılmasına evet diyerek sen sebep oldun’ iftiralarını üzülerek takip ettim”
Kılıçdaroğlu, X hesabından yaptığı “Samimiyet ve Cesaret Gerek!” başlıklı paylaşımında şöyle yazdı:

“Kobane davaları sonuçlanmış ve çıkan hukuksuz kararlara en üst perdeden karşı duran bir açıklama yayınlamıştım. Gerek sosyal gerekse ulusal medyada, bazı kişilerin ve siyasetçilerin konuyu anlamadığını, anlayanların da işlerine gelmediği için attıkları ‘dokunulmazlıkların kaldırılmasına evet diyerek sen sebep oldun’ iftiralarını üzülerek takip ettim.

Hiç lafı eğip bükmeden söylemek isterim ki: Mevcut iktidara benim dışımda ‘diktatör’ diyebilen bir siyasi lider görmediğim gibi, bırakın ‘diktatör’ demeyi; bu hukuksuz karara karşı çıkıyor olmanın yolunu, Erdoğan’ı eleştirmekten korktukları için, ‘Kılıçdaroğlu dokunulmazlıkları kaldırdı’ diyerek bulanları acıyarak izliyorum.

“Terör suçu dokunulmazlık kapsamında değil, isnat edilebilecek bir terör suçu da yok”
1- Terör suçu dokunulmazlık kapsamında değildir. Ayrıca Sayın Demirtaş ve arkadaşlarının işlediği veya kendilerine isnat edilebilecek bir terör suçu da yoktur. Sayın Demirtaş savunmasında da vurguladığı üzere demokrasi ve barış savunucusudur.

2- Hal böyleyken Sayın Demirtaş, içerisinde AKP rejimiyle anlaşmalı bazı partililerinin de olduğu bir irade tarafından, yalan ve iftiralar manzumesiyle, ‘dokunulmazlığın kaldırılması’ maskesiyle tutsak edilmiştir.

3- Ve aynı irade hukuksuz, etik dışı, vicdansız bir yargılamayla bu tutsaklığı hükme bağlamıştır.

“Erdoğan’ın öncüsü olduğu irade tarafından tutsak edilmelerine karşı tek başıma kalsam da mücadele edeceğim”
4- Sayın Demirtaş’ı tutsak eden iradenin en önemli ismi Erdoğan’ın kendisidir. Sayın Demirtaş ve arkadaşlarının, kendi partileri içerisinde, kimilerinin her fırsatta göz kırptığı ve Erdoğan’ın öncüsü olduğu irade tarafından tutsak edilmelerine karşı tek başıma kalsam da mücadele edeceğim. Sayın Demirtaş’ı yalnız bırakanlardan olmayacağım.

Van’da, Diyarbakır’da, Muş’ta, Samsun’da, Kayseri’de ve bütün Türkiye’de seçim dönemi ve öncesinde bana olan sevgiyi ve çok daha önemlisi demokrasiye ve adalete olan özlemi, inancı görmüş biriyim. Güzel ülkemizin varlığı ve geleceği için samimi bir şekilde siyaset yapan ve çalışan herkes için sonuna kadar mücadele ettim, ederim!

Bugün, Sayın Demirtaş’ın da Sayın Can Atalay’ın da ve diğer bütün siyasi tutsakların da ödedikleri bedelin kaynağı dokunulmazlıkların kalkması değil, baskıcı hükümetin karşısında, halkın yanında dik durmalarıdır!

“Arka kapılarda adaletin değil de gücün yanında olmayı seçenlere tavsiyem…”
En başta kendi partileri olmak üzere, arka kapılarda adaletin değil de gücün yanında olmayı seçenlere tavsiyem; samimiyetle vatansever bir anlayışta siyaset yapmaları, yapılan bütün hukuksuzlukları cesurca muhatabına söylemeleridir.

Bütün siyasi partilerin içerisinde bedel ödemiş, müesses nizama karşı durmuş, milletin kötü talihi değişsin istemiş, bu uğurda mücadele etmiş bütün arkadaşlarımın haklarını savunmaktan asla vazgeçmeyeceğim.

Vatanperver Kürt halkının sevgili Başkanı Sayın Demirtaş ve Hatay halkının göz bebeği vekili Can Atalay bizimdir, timsah gözyaşlarıyla arka kapı pazarlıkçıları Erdoğan’ın olsun.

Bir Kürt atasözünün de dediği gibi; Bila mirov kuştiyê şera be ne girtîyê rovîya be.*”

*İnsan, aslanın ölüsü olsun ama tilkinin tutsağı olmasın.

T24

DAUSEN

Girne Belediyesi

Gönyeli Alayköy Belediyesi