Uluslararası Af Örgütü: Somali’de Bayraktar TB-2 kullanılarak 23 sivil öldürüldü; Ankara ve Mogadişu bunu savaş suçu olarak soruşturmalı
Saldırı sırasında dronları kimin kontrol ettiği bilinmiyor.
Uluslararası Af Örgütü(UAÖ), Somali’de Türk şirket Baykar tarafından yapılan Bayraktar TB-2’lerin kullanıldığı iki askeri saldırıda 23 sivilin öldürüldüğünü belirtti. UAÖ, bu saldırının savaş suçu kapsamına girebileceğini ifade etti.
UAÖ tarafından bugün yapılan açıklamaya göre 18 Mart 2024 tarihindeki saldırılarda öldürülen siviller arasında 14 çocuk, beş kadın ve dört erkek vardı. 11 çocuk, iki kadın ve dört erkek olmak üzere 17 sivil de yaralandı. Bu kişilerin tümü Somali yönetimi tarafından sıkça hedef alınan Gorgaarte kabilesindendi.
20.00-20.30 saatleri arası yapılan saldırılarda, Aşağı Şabel bölgesindeki Bağdad köyünün yaklaşık üç kilometre batısında bulunan Jaffey çiftliği vuruldu. Yaralananlar ve diğer sakinler, Uluslararası Af Örgütü’ne, dron saldırılarının, o gün daha erken saatlerde El Şebab silahlı örgütü ile Somali güvenlik güçleri arasında Jambaluul ve Bağdad köylerine yakın bir bölgede başlayan şiddetli kara çatışmalarının ardından meydana geldiğini söyledi.
Uluslararası Af Örgütü Doğu ve Güney Afrika Bölge Direktörü Tigere Chagutah konu hakkındaki açıklamasında, “Somali ve Türkiye hükümetleri bu ölümcül saldırıları savaş suçu olarak soruşturmalı ve sivillere yönelik sorumsuzca gerçekleştirilen saldırılara son vermelidir” dedi. Chagutah sözlerini şöyle sürdürdü: “Somali’de savaşın ızdırap yükünü genellikle siviller çekiyor. Bu korkunç ölümler göz ardı edilmemeli. Acı çeken mağdurlar ve aileleri hakikat, adalet ve onarımı hak ediyor.”
Uluslararası Af Örgütü, saldırılarda zarar görenler ve görgü tanıkları ile hayatını kaybedenlerin dört aile üyesinin de aralarında bulunduğu 12 kişi ile uzaktan görüşmeler yaptı. Araştırmacılar aynı zamanda uydu görüntülerini ve tıbbi raporları inceledi, saldırılarda zarar görenlerin ve silah parçalarının fotoğraflarını analiz etti ve saldırı mahallerini ve Türk yapımı dronların Mogadişu Uluslararası Havalimanı’ndaki operasyonlarını gösteren videoların coğrafi konumunu belirledi.
Uluslararası Af Örgütü’nün silah araştırmacısı, mühimmat kalıntılarının fotoğraflarına dayanarak saldırının TB-2 dronlarından atılan MAM-L kanatlı bombalarla gerçekleştirildiğini doğrulayabildi. Bu mühimmatların ikisi de Türkiye’de üretiliyor.
UAÖ’den yapılan açıklamada askeri hedeflerle sivil yapılar arasında ayrım yapmakta yetersiz kalan saldırılar gelişigüzel saldırılardır ve savaş suçu kapsamına girebilirler.
“DRON KONTROLÜ TÜRK GÜÇLERİNDE MİYDİ SOMALİ GÜÇLERİNDE Mİ BİLİNMİYOR”
Uluslararası Af Örgütü’nün görüştüğü bir görgü tanığına göre, 18 Mart’taki çatışmalar sırasında Bağdad köyünde El Şebab savaşçıları vardı. İlk dron saldırısı, saat 19.30 civarında köyün doğu yakasında bir camiye isabet ederek yapının yıkılmasına yol açtı ve etrafındaki evlere hasar verdi. Uluslararası Af Örgütü, camide kimin hedef alındığını veya ölen ya da yaralanan olup olmadığını bağımsız olarak doğrulayamadı.
Görgü tanıkları, saldırının ardından birçok sivilin sığınmak için Jaffey çiftliğine kaçtığını belirtti. Çiftliğe yönelik ilk saldırıda çok sayıda sivil öldürüldü ve yaralandı. Yaklaşık 30 dakika sonra gerçekleştirilen ikinci saldırıda ise, ilk saldırıdan sonra yaralıları kurtarmak için komşu Alifow ve Gaalgube köylerinden bölgeye gelen daha fazla sivil öldürüldü ve yaralandı.
19 Mart’ta, Somali Bilgi Bakanlığı bir açıklama yayımlayarak, Bağdad ve Baldooska köylerinde “uluslararası partnerlerle” işbirliği içinde 30’un üzerinde El Şebab militanını öldürdüklerini duyurdu. Açıklamanın devamında, “Operasyon, El Şebab savaşçılarının bu bölgelerde toplandığı ve Somali halkına karşı bir saldırı planladığı yönündeki istihbarat raporlarının ardından başlatıldı. […] Bağdad’daki hava saldırısında 15 El Şebab üyesi öldürüldü” ifadelerine yer verildi.
Uluslararası Af Örgütü, Jaffey çiftliğine yönelik saldırılar sırasında TB-2 dronunun kontrolünün Türkiye güçlerinde mi Somali güçlerinde mi olduğunun bilinmediğini ifade etti. Somali hükümetinden bir kaynak Uluslararası Af Örgütü’ne, El Şebab’a karşı yürütülen operasyonlar sırasında TB-2’leri Ulusal İstihbarat ve Güvenlik Ajansı üyelerinin uçurduğunu söyledi. Ancak 2022’de, BM Somali Uzman Heyeti, Türkiye hükümetinin, Türkiye’nin BM’nin silah ambargosunu ihlal edecek şekilde Somali’ye dron transfer etmediğini, “terörle mücadele” kapsamında dronları kendilerinin kullandığını bildirdiğini raporladı. Yine 2022’de, dönemin İçişleri Bakanı, şu an Dışişleri Bakanı olan Ahmed Muallim Fiqi’nin dronları Türkiye güçlerinin kullandığını, hedeflerin ise Somali komutanları tarafından bildirildiğini söylediği belirtildi.
Türkiye son yıllarda Somali’ye askeri ekipman ve destek sağlıyor. Uluslararası Af Örgütü’nün Kanıt İnceleme Laboratuvarı tarafından coğrafi konumu belirlenen uydu görüntüleri ve videolar, Türk TB-2 dronlarının henüz 12 Eylül 2022 gibi erken bir tarihte Mogadişu Uluslararası Havalimanı pistinde olduğunu gösteriyor. Somali silahlı kuvvetlerinin “Gorgor” biriminin Türkiye’nin Mogadişu’daki Türksom Kampı’nda yıllarca süren eğitiminin ardından iki ülke Şubat 2024’te Savunma ve Ekonomik İşbirliği Çerçeve Anlaşması’nı imzaladı.
5 Nisan’da, Uluslararası Af Örgütü, Somali ve Türkiye hükümetlerine mektup yazarak 18 Mart operasyonuyla ilgili, saldırılar sırasında dronların hangi ordu kuvvetleri tarafından kontrol edildiği de dahil ayrıntıları sordu. Açıklamanın yayımlandığı tarihte iki hükümet de sorularımıza yanıt vermemişti.
“ÇIĞLIKLAR, KANLAR, HER YERDE CESETLER VARDI”
Uluslararası Af Örgütü, Gorgaarte kabilesinden beş ailenin Jaffey çiftliğine yönelik iki saldırıdan etkilendiğini tespit etti.
49 yaşındaki çiftçi Muallim Adan Hüseyin, 40 yaşındaki eşi Aslı Buule Hasan’ı, 14 yaşındaki oğlu Dahir Muallim Adan’ı ve yedi ve altı yaşlarındaki kızları İşvak ve Asma Muallim Adan’ı kaybetti. Yedi ve dokuz yaşlarındaki iki yeğeni, Abdi İbrahim Dukow ve Salih İbrahim Dukow da saldırıda öldürüldü. 30 yaşındaki kız kardeşi Fadumo Hüseyin Hasan Adow başından yaralandı ve daha sonra Mogadişu’daki Digfeer Hastanesi’nde hayatını kaybetti.
Muallim Adan Hüseyin Hasan Adow, ailesinin neden hedef alındığını anlayamadığını söyledi ve Uluslararası Af Örgütü’ne şunları anlattı: “Eşim, üç çocuğum ve iki yeğenim, hepsi çiftliği vuran ilk saldırıda öldürüldü. O sırada Afgoye’deydim. Akrabalarım hemen telefon etti. Güvenlik yüzünden gece seyahat etmek mümkün değildi. Ertesi sabah Bağdad’a gittim.”
“Orada eşimin ve çocuklarımın cenazelerini teshis ettim. Gaalgube köyünde bir toplu mezara gömüldüler, yeğenlerim ise Alifow köyünde gömüldü. Mübarek Ramazan ayında ailemin neden hedef alındığını bilmiyorum. Acı içindeyim.”
37 yaşındaki çiftçi İsmail Ali Deerey ve dokuz yaşındaki oğlu Sadam İsmail Ali Deerey de öldürüldü. Eşi, iki kızı, iki oğlu ve yeğenleri ise yaralandı ve Mogadişu’daki hastanelerde tedaviye alındı.
İsmail’in abisi Muhammed Ali Deerey, Uluslararası Af Örgütü’ne şöyle konuştu: “Alifow köyündeydim. Kulakları sağır eden bir patlama duyduk. Az bir zaman sonra kardeşim İsmail’in dron saldırısında vurulduğu haberi geldi. Oğlumla çiftliğe koştuk. Varır varmaz bir başkası [patlama] bizi hedef aldı, her yer toz duman içinde kaldı.”
“Ortalık karmakarışıktı. Çığlıklar, kanlar, her yerde cesetler vardı. Ben şans eseri hayatta kaldım ama o sırada yanımda olan 22 yaşındaki oğlum Ali Muhammed Ali Deerey sırtından ağır yaralandı. Kardeşim İsmail ve oğlu vahşice öldürüldüler.”
Ailesinden üçü çocuk altı kişiyi kaybeden bir başkası ise, “Yakınlarımın başına gelenler beni dehşete düşürdü. Bu insanlık dışı [bir şey]. Bu bir katliam” dedi.
Somali hükümeti, askeri operasyonlardan kaynaklanan sivil kayıplarda onarım sağlamama veya hukuka aykırı saldırılara katılan dış aktörlerden onarım talebinde bulunmama geçmişine sahip. Ayrıca hükümet uzun yıllardır Gorgaarte kabilesi gibi ötekileştirilen topluluklara karşı işlenen ihlalleri görmezden geliyor.
Gorgaarte kabilesinden yaşlı bir kişi şunları ifade etti: “İhmal edildiğimizi ve sesimizin duyulmadığını hissediyoruz, kimse bizi savunmuyor veya bizimle diyalog kurmuyor. Halkıma karşı işlenen bu eylemlerle ilgili hiçbir açıklama sunulmadı, sonrasında kimse soruşturma yapmadı, taziyede bulunmadı. Önceliğimiz, bu trajik olayın neden meydana geldiğiyle ilgili bilgi almak. Ayrıca kayıplarımız için tazminata ihtiyacımız var.”
Somali hükümetiyle El Şebab arasındaki silahlı çatışmalar, çatışmanın tüm taraflarının uluslararası insancıl hukuka karşı ciddi ihlaller işlediği bir durumda ülkenin sivil halkı üzerinde yıkıcı etkiler yaratmaya devam ediyor.