Bugün Kıbrıs

Ara bölgede yapılan etkinlikte, ortak açıklama PEO Genel Sekreteri Sotirulla Haralambus ve DEV-İŞ Başkanı Koral Aşam tarafından iki dilde okundu. Etkinlik açıklamaların ardından, Kulis Theodoru ile Umut Albayrak konseri ile devam etti.

Türkçesi DEV-İŞ Başkanı Koral Aşam tarafından okunan ortak bildiride, Kıbrıslı emekçilerin 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı birlikte kutladıkları ve dünya işçi sınıfının mücadele ve dayanışma gününü anma kararlılıklarını bir kez daha dile getirdikleri ifade edildi. Aşam’ın yaptığı açıklamada, 1 Mayıs’ın tarihsel önemine vurgu yaparak, dünya işçi sınıfının geçmişten bugüne mücadele geleneğinin önemini vurgulandı.

Ortak bildiride, Kıbrıslı emekçilerin Filistin halkının yanında olduğu ve İsrail’in işgaline karşı dünyanın tüm emekçileriyle birlikte seslerini birleştirdiği belirtildi. Bildiride, Filistin halkının bağımsızlığına tam destek verildiği ve Filistin’in bağımsız devlet hakkının savunulduğu ifade edildi. Bu bağlamda, Filistin halkının yaşadığı zorluklara karşı dünya emekçilerinin dayanışma içinde olduğu vurgulandı ve Filistin’e destek mesajları verildi.
Ortak bildirinin tam metni şöyle:

“Dünya emekçilerinin mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı Kıbrıslı emekçiler olarak bu yıl da birlikte kutluyoruz.
1 Mayıs, tüm dünya işçi sınıfının mücadelesinde bir dönüm noktası ve fedakârlıklarıyla dünya işçi sınıfı için mücadele sembolü olan 1886 Chicago ayaklanmasının öncü kahramanları için anma ve onur günüdür.
Yüz otuz sekiz yıl sonra onların vizyonu yıllardır var olmaya ve dünyanın dört bir yanında emekçilere yeni hedefler, talepler ve mücadeleler için ilham vermeye devam etmektedir.
Zorlu sınıf mücadeleleriyle, enternasyonalizm ve sınıf dayanışması ruhuyla Kıbrıs işçi sınıfı için temel kazanımlar elde etmeyi başaran ülkemiz işçi hareketinin Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türk öncülerini bu tarihi günde saygı ve onurla anıyoruz.
Bugün tüm dünyada emekçiler toplumsal eşitsizlikleri daha da derinleştiren kapitalist krizin sonuçlarıyla karşı karşıya bulunuyorlar. AB’deki egemen siyasi güçlerin dayattığı ve eşitsizlikleri, yoksulluğu ve marjinalleşmeyi arttıran halk düşmanı sosyoekonomik politikalar, artan pahalılık ve enflasyon emekçilerin yaşam standartlarını önemli ölçüde düşürdü ve milyonlarca emekçi yoksulluk ve sosyal dışlanma tehlikesiyle karşı karşıya bulunuyor.
Sermaye ve neoliberal güçler çetin mücadelelerle kazanılmış olan haklara ve sendikal özgürlüklere yönelik saldırılarını yoğunlaştırıyorlar. Neoliberal politikalar nedeniyle eğitim ve sağlık gibi kamu hizmetleri herkes için erişilebilir değildir.
Aynı zamanda yoksullaşmaya, yıkımlara, büyük mülteci ve göçmen dalgalarına yol açan emperyalist savaşlar ve jeostratejik çıkarların dayatılması amacıyla yapılan müdahaleler de sürüyor. Ukrayna ile Rusya arasındaki savaş her iki halk için de dramatik sonuçlarla devam ediyor.
ABD ve Avrupa Birliği’nin suç ortaklığıyla İsrail devletinin Filistin halkını hedef alarak son altı aydır sürdürdüğü soykırıma ve barbarca suçlara tüm insanlık tanık olmaktadır.
Filistin halkının yanındayız; soykırıma ve İsrail’in işgaline karşı dünyanın tüm emekçileriyle sesimizi birleştiriyoruz ve Filistin halkının bağımsız Filistin devleti hakkına tam desteğimizi ifade ediyoruz.
Misilleme kısır döngüsü savaşın yaygınlaşmasına yol açabileceğinden Ortadoğu’da gerilimin tırmandırılması dünya barışını tehlikeye atmaktadır. NATO’nun emperyalist planlarının sonuçlarını elli yıldır yaşamakta olan Kıbrıslı emekçiler olarak savaşları ve yabancı müdahaleleri kınıyoruz; barışın hâkim olması için mücadele eden güçlerle aynı safta yer alıyoruz.
Uluslararası işçi sınıfı için simge olan bugünde, taksime uzlaşmayacağımız, barışın hâkim olması ve vatanımızın yeniden birleşmesi hedefiyle mücadelemizi ve ortak eylemlerimizi sürdüreceğimiz mesajını ortak açıklamamızla yineliyoruz.
BM kararlarında belirtildiği şekilde iki bölgeli, iki toplumlu bir federasyon çerçevesinde Kıbrıs sorununun adil ve karşılıklı olarak kabul edilebilir çözümü için; hamiler ve vasiler olmaksızın, askerden arındırılmış, bağımsız bir devlet için.
Kıbrıs sorununun üzerinde mutabakata varılmış olan temelde çözümü hedefiyle, görüşme sürecinin Crans Montana’da kalınan yerden yeniden başlatılması için iki lideri BM özel temsilcisinin varlığını yaratıcı bir şekilde değerlendirmeye ve gerilim yaratacak hareketlerden uzak durmaya çağırıyoruz.
Devam eden durgunluk ve diyalog eksikliği, yeni oldubittilerin yaratılmasıyla bağlantılı bir şekilde ülkemizi kesin taksime doğru götürmektedir.
Kıbrıs’ta bugünkü tehlikeli statükoyu tersine çevirme çabası, ortak vatanımızın bölünmesinin olumsuz sonuçlarını yaşamaya devam eden emekçiler açısından büyük önem taşımaktadır.
Kıbrıs sorunu çözülmediği sürece emekçilerin hiçbir kazanımı kalıcı ve istikrarlı olamayacağından günümüzün kritik ekonomik ve sosyal koşullarında Kıbrıs sorununun çözümü acil bir zarurettir.
Kıbrıs sorununun çözümü ve ülkemizin yeniden birleşmesiyle birleşik bir çalışma ilişkileri, birleşik çalışma koşulları sistemiyle ve herkesin sosyal haklara eşit erişimiyle, birleşik bir ekonomi çerçevesinde barış ve güvenlik koşullarında ortak mücadelelerimize devam edeceğiz.
Öncü Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türk sendikacıların bize miras bıraktığı emekçilerin kazanımlarını ve sosyal kazanımları savunmamız ve genişletmemiz için!
Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türk emekçilerin taleplerinde ve mücadelelerinde sınıfsal dayanışmasının yanı sıra Dünya Sendikalar Federasyonu saflarında küresel sendikal hareketinin mücadeleleriyle dayanışmayı da güçlendirmek bugün her zamankinden daha fazla gereklidir.
Yeniden birleşme ve sosyal adalet için dayanışma içinde verdiğimiz mücadelemize hep birlikte devam ediyoruz.”