Şahali: “Türkiye Cumhuriyeti G82 ve N82 kodlarıyla geri gönderilen Kıbrıslı Türklerle ilgili kimseye yanıt vermiyor”

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) milletvekili Erkut Şahali Meclis'te yaptığı konuşmada, Türkiye Cumhuriyeti’ne alınmayan Kıbrıslı Türklerle ilgili yargının nereden oluştuğunu sordu. Hükümete ağrı yapan Şahali, bu konunun toplum içinde huzursuzluğa yol açtığına işaret ederek bu işin derhal çözülmesi gerektiğinin altını çizdi.

Bugün Kıbrıs

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) milletvekili Erkut Şahali bugün Meclis’te yaptığı konuşmada, hükümetin Türkiye’ye alınmayan Kıbrıslı Türklerle ilgili “cesaret ve basiret” göstermesi gerektiğini söyledi. Hakkında güvenlik nedeniyle Türkiye’ye alınmama kararı olanların bunun ancak Türkiye’ye girişte öğrenebildiklerine dikkat çeken Şahali, ne bakanların ne bireylerin ne siyasi partilerin ne de sivil toplum kuruluşlarının N82 ve G82 kodlarıyla geri gönderilen Kıbrıs Tüklerle ilgili Türkiye Cumhuriyeti’ne yönelttikleri sorulara yanıt alamadıklarını vurguladı.

Şahali konuyla ilgili şunları söyledi:

“Bu hükümetin Türkiye Cumhuriyeti’ne bu konuda herhangi bir yazı yazdığına dair inanç taşımıyorum. Çok net ifade ediyorum. Dün yaşananlardan sonra bugünkü bu konuşma başlığı listede yer aldığı için Ünal Bey çok cesaret sahibi değil kürsüye çıksın, genelde kabinesinde görevlendirdiği arkadaşlarından medet umar. Ama dün bu konuya muhatap olmuş Dursun Oğuz bugün bu soruyu dünden kalan karanlığı aydınlatacak şekilde yanıtlamak üzere Meclis’te hazır bulunurdu. Bugün halkın meclisinin rutin toplantı günüdür. Kıbrıs Türk halkının artık çok daha ciddi anlamda endişe duyduğu bir konuda İçişleri Bakanı sıfatı taşıyan bir kişi herhangi bir randevusunu 1 saat, 2 saat ertelemelidir. Çünkü G82 veya N82 olup olmadığında şüphe duyan kişiler bunu öğrenebilmek için sadece ve sadece uçak bileti kesip uçağa binip Türkiye’ye yola çıkma seçeneğine sahiptir şu anda. Gerek hükümet bakanları gerek bireyler gerek siyasi partiler gerekse sivil toplum kuruluşları Türkiye Cumhuriyeti’ne sorduğu hiçbir soruya yanıt almamıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nde sanırım Cimer’dir bir iletişim merkezi, oraya sorulan abuk subuk sorular bile yanıtsız kalmazken bu konuda en küçük bir yanıt söz konusu değildir. Böyle bir hoyratlık bizim açımızdan kabul edilebilir değildir. Bu durumun açıklığa kavuşturulabilmesinin yolu hükümetin cesaret ve basiret göstermesidir. Bu konuyu araştıracaksınız, bize de söyleyeceksiniz. Türkiye Cumhuriyeti’ndeki bu yargının nereden oluştuğunu, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki uzantılarında mı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki ulaklarından mı bu yargıya sahip olduklarını bizim bilmemiz gerekir.”