Maviş: “Kıbrıslı Türkler iki taraflı baskıya karşı çözüme ve AB ile doğrudan ilişki kurma hedefine yönelmeli”
Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Burak Maviş yazılı açıklamasında, Kıbrıs Türk toplumunun bölünmüşlük ve çözümsüzlükten kaynaklanan ağır yaralar aldığına dikkat çekerek, Lefkoşa ile Ankara arasındaki siyasetin toplumun varlığını tehdit ettiğini belirtti.
Bugün Kıbrıs
Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Burak Maviş yaptığı yazılı açıklamada, Kıbrıs Türk toplumunun, bölünmüşlük ve çözümsüzlükten kaynaklanan ağır yaralar aldığına vurgu yaptı. Maviş, Lefkoşa ile Ankara arasına sıkışmış siyasetin, uluslararası hukuku yok sayarak toplumun varlığını tehdit eder hale geldiğine dikkat çekti.
Kıbrıs Türk halkının, Kıbrıs Cumhuriyeti’nden doğan haklarına erişim konusunda da engellerle karşılaştığını vurgulayan Maviş, karma evliliklerden doğan çocukların vatandaşlık haklarının gasp edilmesi ve uluslararası kaçakçılara kolaylıkla vatandaşlık verilmesi gibi adaletsiz uygulamaların devam ettiğine işaret ett.
Maviş şöyle devam etti:
“Adanın kuzeyinde ise Bakanlar Kurulu “golifa” gibi vatandaşlık dağıtmaya devam etmektedir. Öğretmen ve gazetecilere nefret kusan, adamız ile hiçbir bağı olmayan bir eski komutana Bakanlar Kurulu kararı ile vatandaşlık verilmesi bunun son örneğidir.
Hesap verilebilir, şeffaf bir nüfus ve vatandaşlık politikasının mevcut siyasetin işine gelmediği açıktır. ‘Kalabalık’ olarak açıklanan bir nüfusa sahibiz. Bu nüfus yoğunluğuna okul, hastane, mahkeme, hapishane, yol, öğretmen, doktor, hemşire, hakim, savcı, gardiyan, polis yetiştirmek mümkün değildir.
Bir yandan Bakanlar Kurulu suçluların ülkeye girişine onay verebiliyor, sınır dışı edilenleri affedebiliyor ve üstüne Pinochet zihniyetinde olan eski komutana vatandaşlık armağan edebiliyorken, diğer yandan Kıbrıslı Türklerin dahil olduğu ‘yasaklı liste’ sayısı gün geçtikçe artmaktadır. AKP rejiminin ‘N82’ kodu ile Kıbrıslı Türk aydınların Türkiye’ye girişini yasaklaması ve ifade özgürlüğüne yönelik baskıları, tutuklamalara kadar varan bir aşamaya gelmiştir. Bu noktada Evrim Hınçal’ın maruz bırakıldığı davranışa karşı dayanışmamızı belirtiriz.
Kıbrıslı Türklerin, her iki taraftan gelen baskıyı azaltmak ve uluslararası hukukta yer almak için çözüme ve AB ile doğrudan ilişki kurma hedefine ısrarla yönelmesi elzemdir.
Bu anlamda, hem AKP rejiminin Kıbrıs’ın kuzeyini siyasal ve ekonomik nüfuzu altında tutarak özelleştirme, muhafazakârlaştırma ve ifade özgürlüğüne karşı yürüttüğü gerici politikalara karşı çözümü savunmaya devam edeceğiz, hem de kurucu eşit ortağı olduğumuz Kıbrıs Cumhuriyeti’nden doğan haklarımızı gasp eden ve istediğinde baskı aracı olarak kullanan Kıbrıslı Rum siyasi elitlerine karşı haklarımızı ve çözümü talep edeceğiz.”