BM’den doğal kaynakların tüketimindeki artışa karşı acil eylem çağrısı
BM tarafından yayımlanan 2024 Küresel Kaynak Görünümü Raporu, doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımı için acil eylem çağrısında bulunuyor. Raporda, doğal kaynakların çıkarılmasının 2060'a kadar yüzde 60 artabileceği ve bunun, iklim hedeflerini ve ekonomik refahı tehdit edebileceği belirtiliyor.
Birleşmiş Milletler, Dünya’nın doğal kaynaklarının çıkarılmasının 2060 yılına kadar yüzde 60 artarak iklim hedeflerini ve ekonomik refahı tehlikeye atabileceğini vurgulayarak enerji, gıda, ulaşım ve barınma alanlarında radikal değişiklikler yapılması çağrısında bulundu.
BM Çevre Programı (UNEP) tarafından hazırlanan 2024 Küresel Kaynak Görünümü raporuna göre, son 50 yılda özellikle zengin ülkelerde altyapı, enerji talebi ve bireysel tüketimdeki büyük artış, dünya genelinde malzeme kullanımının üç katına çıkmasına neden oldu.
Ek olarak, rapor, gıdadan fosil yakıtlara kadar doğal kaynaklara olan talebin yılda ortalama yüzde 2,3’ün üzerinde artmaya devam ettiğini ortaya koydu.
Analize göre, zengin ülkelerdeki bireyler, düşük gelirli ülkelerdekilere kıyasla altı kat daha fazla malzeme kullanıyor. Bu nedenle, iklim değişikliğinin etkisinden dolaylı olarak 10 kat daha fazla sorumluluk taşıyorlar.
Raporda, devasa miktardaki kaynakların çıkarılmasının ve işlenmesinin, gezegeni ısıtan emisyonların yüzde 60’ından fazlasına sebep olduğu, ayrıca ekosistemleri tahrip edip insan sağlığına zarar verdiği bilgisi paylaşılıyor.
Araştırmanın başyazarı Hans Bruyninckx, mevcut eğilimin dünyanın, ülkelerin küresel ısınmayı 2015 Paris Anlaşması’nda belirlenen iki santigrat derecenin ‘çok altında’ ve tercihen 1,5C’de sınırlamayı kabul ettiği sıcaklık sınırlarını önemli ölçüde aşmasına neden olacağını ifade etti.
Bruyninckx, “Artan kaynak kullanımınız ve Dünya sistemleri üzerinde savunulamayacak kadar fazla etkiniz var.” dedi.
Ayrıca Belçikalı çevre uzmanı, dünya genelinde kaynaklara eşit olmayan erişimin de “savunulamaz” olduğunun altını çizdi.
Bununla birlikte hem yoksul ülkelerdeki kalkınmayı hızlandırmak hem de enerji dönüşümü için gerekli mineral ve metalleri sağlamak üzere doğal kaynaklara “işleri tersine çevirmek için” ihtiyaç duyulacağını kabul etti.
Söz konusu rapor, geçen yıl Birleşik Arap Emirlikleri’nde düzenlenen BM İklim Zirvesi’nde ülkelerin 10 yıl içinde küresel yenilenebilir enerji kapasitesini üç katına çıkarma ve kirletici fosil yakıtlardan “uzaklaşma” konusunda vardıkları anlaşmayı takip ediyor.
OLAĞANÜSTÜ BÜYÜKLÜK VE HIZ
Rapor, köklü bir değişiklik yapılmadığı takdirde, Dünya kaynaklarının sömürülmeye devam edeceği uyarısında bulunarak, bilgisayar modellemelerinin 2060 yılına kadar 2020 seviyelerinden neredeyse yüzde 60’lık bir artışla 100 milyardan 160 milyar tona çıkacağını gösterdiğini ortaya koyuyor.
BM Raporunda, “Tek seçenek, insanın doğanın geri kalanıyla olan ilişkisini dengelemek ve istikrara kavuşturmaktır” ifadesine yer veriliyor.
Rapora göre, önemli bir değişiklik yapılmadığı sürece, dünya kaynakları üzerindeki sömürü devam edecek; bilgisayar modellemeleri, 2020 seviyelerinden 2060’a kadar yaklaşık yüzde 60’lık bir artışla 100 milyar tonu aşarak 160 milyar tona ulaşabileceğini vurguluyor.
Mevcut küresel politikaların yetersiz olduğu ve başarılı olmak için daha kapsamlı, bütünsel ve hızlı değişikliklere ihtiyaç duyulduğunu vurgulan raporda, enerji, gıda, ulaşım ve inşa edilmiş çevre gibi alanlarda gerçekleştirilecek köklü ve sistemsel değişikliklerin, daha önce görülmemiş bir ölçekte ve hızda uygulanması gerektiğinin altı çiziliyor.
Ayrıca, yüksek tüketimli ülkelere odaklanan politika değişikliklerinin, kaynak kullanımında öngörülen büyümeyi üçte bir oranında azaltabileceği, sera gazı emisyonlarını yüzde 80 oranında düşürebileceği ve sağlık üzerinde olumlu etkileri olabileceği belirtiliyor.
Raporda tavsiye edilen önlemler, özellikle daha zengin ülkelerde, gıda israfını azaltacak ve hayvansal protein tüketimini kısıtlayacak beslenme değişikliklerini içeriyor.
Keza, daha verimli ulaşım sistemleri ve geri dönüştürülmüş inşaat malzemeleri kullanılarak yoğun konut alanları gibi çeşitli önlemler yer alıyor.
Raporda, yaşam koşullarını iyileştirmek için daha fazla kaynağa ihtiyaç duyulan gelişmekte olan ülkelerde, odak noktasının faydaların maksimize edilmesi ve çevresel ve sağlık etkilerinin minimize edilmesi üzerinde olması gerektiği beliritliyor.
İlaveten raporda, kaynak çıkarmanın çevresel maliyetlerinin emtia olarak fiyatlandırılması ve ticaret anlaşmalarına dahil edilmesi çağrısında bulunuluyor.
“Ekonomi insan yapımıdır, fizik kanunlarına uymaz.” diyen Bruyninckx, ekonominin belirli bir yönde oluşturulduğunu ve bu defa aynı hükümet kapasitelerinin kullanılarak farklı bir yöne doğru yönlendirilebileceğini kaydediyor.
Bir diğer deyişle, Bruyninckx, ekonominin yönlendirilebilir ve değiştirilebilir olduğunu, bu değişikliklerin ise hükümet müdahalesiyle gerçekleştirilebileceğinin altını çiziyor.