KTOEÖS: “Yarattığınız kokuşmuş düzene karşı mücadeleye devam edeceğiz”

Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) Başkanı Selma Eylem, parayla sahte diploma veren üniversitelerin ve siyasilerin ülkenin eğitim ve toplum yapısına zarar verdiğini vurgulayarak, nitelikli, bilimsel eğitim ve laik, demokratik bir toplum yapısı için mücadele edeceklerini belirtti.

Bugün Kıbrıs

Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) Başkanı Selma Eylem, yaptığı açıklamada, ülkedeki eğitim sistemindeki çarpıklıklara ve çıkar odaklı uygulamalara dikkat çekti. Eylem, parayla sahte diploma veren üniversitelerin ve siyasilerin ülkenin eğitim ve toplum yapısına verdiği zararı vurguladı. Kamusal eğitime yeterli yatırım yapılmaması ve eğitimin dinselleştirilmesi gibi sorunları eleştiren Eylem, toplumun geleceğinin nasıl şekillendirilmeye çalışıldığını net bir şekilde ortaya koydu.

Ayrıca, devletin egemenliğinin TC tarafından gasp edilerek, kurumların işbirlikçi tutum sergilediği ve toplumun gücüyle alay edildiğine dair de eleştirilerde bulundu. Eylem, nitelikli, bilimsel eğitim ve laik, demokratik bir toplum yapısının savunucusu olduğunu ve bu doğrultuda mücadelelerinin süreceğini belirtti.

Eylem’in açıklaması şöyle:

“Parayla sahte diploma veren üniversiteler ve bundan yararlanan sermaye yanında, siyasiler ve üçlü kararnameyle atananlar, ülkemizde yaratılan düzenin sadece bir parçasıdır. Çıkar uğruna onlarca üniversite açılmasına izin veren, bunlara teşvikler, muafiyetler sağlayan, kalite, eğitim, bilim üretilen kurum anlayışı değil, nicelik, ticari sektör anlayışını ön planda tutan siyasetin eğitime, sosyal, kültürel yapıya, toplum sağlığı, güvenliğine verdiği geri dönüşü olmayan zarar, oldukça büyüktür.

Kara para, fuhuş, kriminal olaylar, trafik terörü, yolsuzluk, yağma, talan, rüşvet, torpil, peşkeş düzeni yaratılması, imkan verilmesi ve bu düzenden nemalanılması, kamusal eğitim ve sağlığın gözden çıkarılması, halkın fakirleştirilmesi, ülkemizi ne yazık ki yaşanabilecek bir yer olmaktan her geçen gün daha da fazla uzaklaştırmaktadır.

Kamusal eğitime yatırım yapılmaması, okullarımız dökülürken ilahiyatlar, külliyeler yapılması, eğitimin dinselleştirilmesi, tarikat, vakıf, dernek örgütlenmelerine göz yumulması, çanak tutulması da toplumumuzun geleceğinin tasarlanmakta olduğunu, nasıl bir toplum modeli yaratmayı planlandığını net olarak ortaya koymaktadır.

‘Eşit egemen devlet’ ifadesinin hiçbir anlam taşımadığı, her kurumumuzun TC tarafından ele geçirilip talimatlarının işbirlikçi kuklalar tarafından yerine getirildiği, son yapılan atletizm yarışlarında bir kez daha tanık olduğumuz gibi bizzat TC’nin de tanımadığı ama -mış gibi yaptığı, toplumumuzla, dünyayla dalga geçtiği, nemalandığı, nemalandırdığı bu ucube yapı, bu kokuşmuş düzene ve bu düzenin devamını sağlamaya çalışanlara karşı mücadele etmeye devam edeceğiz.

Nitelikli, bilimsel eğitim, laik, demokratik, özgür toplum yapımız, çözüm, barış, insanca yaşam için mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz.”