“Kıbrıslı Türklerin dahil olduğu ‘yasaklı liste’ sayısı kabarmaya başlamıştır”
Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Burak Maviş, hem AKP rejiminin artan baskılarına karşı hem de Kıbrıslı Rum siyasi elitlerine karşı Kıbrıslı Türklerin haklarını ve çözümü talep etmeye devam edeceklerini vurguladı.
“Kıbrıslı Türklerin dahil olduğu ‘yasaklı liste’ sayısı kabarmaya başlamıştır”
Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Burak Maviş, hem AKP rejiminin artan baskılarına karşı hem de Kıbrıslı Rum siyasi elitlerine karşı Kıbrıslı Türklerin haklarını ve çözümü talep etmeye devam edeceklerini vurguladı.
Bugün Kıbrıs
Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Burak Maviş yaptığı yazılı açıklamada, Kıbrıslı Türk toplumunun, bölünmüşlük ve çözümsüzlükten kaynaklanan ağır yaralar aldığını vurguladı.
Maviş, Lefkoşa ile Ankara arasına sıkışan ve uluslararası hukukun dışında olan siyayetin toplumun güveliğini sağlayamaz hale geldiğine dikkat çektiği açıklamasında, Türkiye alınmayan Kıbrıslı Türklerle ilgili, “Kıbrıslı Türklerin dahil olduğu ‘yasaklı liste’ sayısı kabarmaya başlamıştır” ifadelerini kullandı.
Maviş açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi:
“Kurucu eşit ortak olduğumuz Kıbrıs Cumhuriyeti’nden doğan haklarımıza erişim, Kıbrıslı siyasi elitler tarafından ‘kuzeyde yaşadığımız’ gerekçesiyle engellenmektedir. Ancak, Kıbrıslı Türklerin ‘kuzeyde’ yaşamasını sorun etmeden ‘Avrupa Tutuklama Müzekkeresi’ çıkarabilmenin kılıfını hazırlayabiliyor ve hukuki yollarla baskı kurabiliyor.
Kıbrıs’ın kuzeyindeki mülkiyet sorunları, Taşınmaz Mal Komisyonunun işlevsizliği ve ‘eşit egemen’ söyleminin BM parametreleri dışında kalmış olmasının toplum aleyhine olan siyasal ve ekonomik etkileri açıktır.
Bunun yanı sıra, AKP rejiminin ‘N82’ kodu ile Kıbrıslı Türk aydınların Türkiye’ye girişini yasaklaması ve ifade özgürlüğüne yönelik baskıları, tutuklamalara kadar varan bir aşamaya gelmiştir. Bu noktada Yusuf Alkım’ın maruz bırakıldığı davranışa karşı dayanışmamızı belirtiriz.
Kıbrıslı Türklerin, her iki taraftan gelen baskıyı azaltmak ve uluslararası hukukta yer almak için çözüme ve AB ile doğrudan ilişki kurma hedefine ısrarla yönelmesi elzemdir.
Bu anlamda, hem AKP rejiminin Kıbrıs’ın kuzeyini siyasal ve ekonomik nüfuzu altında tutarak özelleştirme, muhafazakârlaştırma ve ifade özgürlüğüne karşı yürüttüğü gerici politikalara karşı çözümü savunmaya devam edeceğiz, hem de kurucu eşit ortağı olduğumuz Kıbrıs Cumhuriyeti’nden doğan haklarımızı gasp eden ve istediğinde baskı aracı olarak kullanan Kıbrıslı Rum siyasi elitlerine karşı haklarımızı ve çözümü talep edeceğiz.”