Sanık avukatları: “İmar barışı diyorduk, TC Devleti şu anda çekildi, oturdu, izliyor, devlet baba da üzerine düşen sorumluluğu almalı”
Büyük oğulun avukatları: “Mehmet Fatih Bozkurt’un imar affı başvurusunda bulunması onu sorumlu göstermez”
Bugün Kıbrıs/Emine Yüksel
Adıyaman’daki dava dördüncü gününde devam ediyor… Mahkeme sanıkların ardından, sanık avukatlarını dinledi. Avukatlar, Mehmet Fatih Bozkurt’un imar affı başvurusunda bulunmasının onu sorumlu göstermediğini savundu.
Mehmet Fatih Bozkurt’un avukatları Celal Nuri Demirtürk ve Raşit Yılmaz savunmalarını sundu. Müvekkilleri tutukluluğun kaldırılmasını ve beraat talep ettiler. Devletin çıkardığı yönetmeliklere işaret eden avukatlar, yapılan inşaatta bunlara uygun davranıldığını iddia ettiler.
Mehmet Fatih Bozkurt’un avukatlarından Celal Nuri Demirtürk:
“4 gündür Adıyaman’da aralarda çıkıp dolaştığımızda depremin ne kadar büyük olduğunu gördük. Baro bile açıklamasında, “Adıyaman’da 17 bin kişi öldü sadece İsias davası gündeme geliyor. Benim 500 yakınım ölmüş gündeme bile gelmiyor” dedi.
Dosyayı incelediğimizde; AFAD raporlarını devletimizi hazırladığı raporları aldık. Biz Gazi Üniversitesi hocalarıyla tanıştık raporlama istedik. Buraya geldiler araştırmaları yaptık. Savunmalarımızın temelinde tabii ki bilimsel gitmek zorundayız. Duygusal olarak gidemeyiz. Biz teknik raporları sayın mahkememize ilettik.
Dün dinlenen tanıklara ısrarla Mehmet Fatih Bozkurt ve Efe Bozkurt hakkında sorular sordunuz. Biz dün onları ilk kez gördük. Samimiyetle sorularınıza cevap verdiler. İfadeleri de okuduk. Biz tanıkların nasıl ifade verdikleri biliriz. Özellikle daha önce kollukta verilen ifadelerle burada verilen ifadelerin Anadolu insanının mütevazılığıyla ilgilidir.
Sizin dünkü tanıklara ısrarla Efe Bozkurt ve Mehmet Fatih Bozkurt ile ilgili sorular sormanız bizi rahatsız etti. Patronun oğullarının o yokken patron olması kadar doğal bir şey yok. Zekice hazırlanmış sorularla saf Anadolu insanını baskı altına alarak istedikleri cevapları almaya çalıştılar. Bu bizi rahatsız etmiştir.
Ahmet Bozkurt’un imar affı müracaatı kendi başına internetten yapması mümkün değil. Ben de yapamadım. Bunu Mehmet Fatih Bozkurt’un yapması kadar doğal bir şey yok. Şirkette sorumluluğu olması cezai sorumluluğu olması anlamına gelmez. Bu kanunu zorlamaktır. Mehmet Fatih Bozkurt’un dosyada sadece burada adı geçiyor. Bundan başka ilgisi yok. Hep diyoruz ya bu dava ile bu ülkede devletin bir türlü karar veremediği imar yönetmeliği çıkar. Bunu en çok müvekkillerim istiyor. İmar barışı diyoruz. Devlet şu anda çekildi oturdu izliyor. Bir daha Kıbrıs’tan gelen ailelerin gözleri yaşlı olmasın diyorsak devlet baba da üzerine düşen sorumluluğu almalıdır.
Acılarını tabii ki paylaşıyoruz, vicdanlarında idam cezası vermişler. Ama kararı hukukla alıyoruz. Olası kast olsun diyorlar ne isterse olsun ben yaparım… Yani iş yeri orası, her gün girip çıktığı ailesiyle orada kalan bir insan.
Avukatları dün dinledik, hepsini tebrik ederim. Ancak bu şekilde duyguları ile hukuku karıştırmamaları lazım.
Anonim şirkette görünen ismi ve imar barışı başvurusu müvekkilimi suçlu yapmaz.
Yetkisi olsa da olmasa da hukuken cezai sorumluluğu yoktur. 11 aydır bir baba ve 2 oğlu hapiste, onlar da acı içinde.
Suçtan mağdur olan o kadar aile varken KKTC hükümetinin katılma talebini kabul etmiyoruz, zaten hukuki olarak mümkün değildir. Yeni bir bilirkişi raporu talep ediyoruz.”
Mehmet Fatih Bozkurt’un avukatlarından Avukat Raşit Yılmaz:
“Şirket anlamında herhangi bir yetkileri yok. Bunu aynı bir vekalet vermek gibi değerlendirmek lazım. Orada bir hatalar zinciri var. Ben karşı tarafın bizi üniversitelerden alınan raporlarla sıkıştırmasını bekliyordum ama öyle olmadı. Bizi internet haberleri ve sosyal medya baskısıyla sıkıştırmaya çalıştılar.
Benim müvekkilim Mehmet Fatih Bozkurt’un kızı okulunu değiştirmek zorunda kaldı. O kadar baskı var.
Dün buraya çıkan tanıklar da defalarca Mehmet Fatih Bozkurt’un Renault bayisinde olduğunu, orayı yönettiğini söylediler. Babasının oteline gitmeyecek mi tabii ki gidecek yoksa oyar onu babası.
Bir bina evden otele dönmez derseniz yanlış söylersiniz. Sizin dönmez demenizle olmaz, devletin dönmez demesi gerekir. Ben 8 aydır gece gündüz çalıştım. Gerçekten emsal istiyorduk hep birlikte gerçekleri ortaya çıkarmamız lazım.
Adıyaman’da deniz olmadığı için bulunan en yakın yerden kum ve çakıl alınır. Adıyaman’da herkes oradan alıp kullanıyor.
Deprem tüm Türkiye’de oldu. Homojen değildi her yere yayılmış değil. Heterojen bir deprem. 800 metre ilerimizdeki deprem ölçeri kapatmış bir deprem. Adıyaman da daha şiddetli oldu deprem. Bunu bilimsel olarak söylüyorum.
Savcılığın ve KTÜ’nün raporlarında beton kalitesi analizlerinde fark var. Savcılık raporunda 26 çıkan sonuç KTÜ’nün raporunda 7 görülüyor. Bu fark başka hiçbir yerde çıkmaz.
Sanıkların davalara katılması talebine itiraz ediyorum. Bizim bu dava için sanıklara değil uzmanlara ihtiyacımız var.”