İsias’ta 1 numaralı sanık Ahmet Bozkurt konuştu: “Bu deprem 7.7 değil 7.2 olsaydı binam çökmezdi; 7 ameliyat geçirmem gerekiyor, tahliye edilmeyi talep ediyorum”
“Bana verilen belgeler ortada, benim belediyem tarafından bana verilen ruhsatları, ben harfiyen uyguladım. Mimarım, mühendisim hesap uzmanlarım fazlasını yaptık. O zaman konutta radyan temel yoktu. İstenmesine rağmen biz daha fazla yük taşısın diye öyle yaptık. Projeleri bire bir uyguladık.”
Bugün Kıbrıs/Emine Yüksel
Adıyaman’daki mahkeme sürüyor. Davanın dördüncü gününde savcının ardından sanıklar konuşuyor:
İsias Otel’in sahibi Ahmet Bozkurt mahkemede şunları söyledi:
“Dün karşı tarafın avukatları benim hakkımda ifadeleri oldu ayrı ayrı tutulmamız konusunda. Şu anda bulunduğumuz S tipi cezaevi. Şartlar ağır olsa da can güvenliğimiz en üst sevide korunmaktadır.
Yaşımdan ve hastalıklarından dolayı Kırşehir Devlet hastanesine naklim yapılıyor. Orada beni tanımıyorlar. Kulaklarımla duyduğum şeyleri açıklamak istiyorum, hastanede, “Bu İsias Otel’in sahipleri bizim yanımızda olsa biz onlara ne yapacağımızı biliriz” konuşmaları yapılıyor.
Benim ve iki oğlumun ayrı ayrı cezaevlerinde tutulmamız talebi o konuşmalarla örtüşüyor bunları da avukatlarıma açıklayacağım.
Bana verilen belgeler ortada, benim belediyem tarafından bana verilen ruhsatları, ben harfiyen uyguladım. Mimarım, mühendisim hesap uzmanlarım fazlasını yaptık. O zaman konutta radyan temel yoktu. İstenmesine rağmen biz daha fazla yük taşısın diye öyle yaptık. Projeleri bire bir uyguladık.
Avukatlar ve KKTC müsteşarı da tek tip ve en ince demir kullanıldığını söyledi. Hiçbir yapıda tek tip demir kullanılmaz, yerine göre inceden kalına farklı demirler kullandık. Hep kum üzerinde duruldu, İmar Yasasına göre asvolen kullanıyor. Hafif ve ses geçirmeme özelliği olduğu ve aşağıya düştüğü zaman da zarar vermeme özelliği vardır. Bu malzemeden örnek alınamaz.
Avukatlarımdan aldığım bilgiye göre alınan karot örnekleri ve demir analizleri bugünün şartlarını bile karşılıyor. Bunların hepsi mahkemeye sunduğumuz dosyada mevcut. Yüce mahkemenin ve yüce savcının tespitleri ile konuşuyorum.
Atılan iftiraları kabul etmiyorum, evlatlarıma atılan iftiraları kabul etmiyorum. Bu deprem bu kadar şiddetli olmasaydı bu bina yıkılmazdı. Bu deprem 7.7 değil 7.2 olsaydı binam çökmezdi. Biz bunları daha önceki depremlerde yaşadık. Yan binalarda balkonlar çökerken bizde çatlak bile yoktu.
Bu bir felaket, 600 bin bina yıkılmamış olsaydı sadece İsias yıkılmış olsaydı, soy ismimin samimiyetiyle söylüyorum ben bugün burada olmazdım o enkazın başında hayatıma son verirdim.
600 bin yıkılmış bina, 250 bin de sonradan yıkılmış binamız var. 52 bin kaybettiğimiz canımız var, kahroluyorum. Ben yaşayan ölüyüm, hastalıklarımın sebebi de bu üzüntüdür. Beni zorla götürdüler, gitmem dedim. Adana’ya götürdüler deprem devam ediyor korkuyorum rahat edemiyorum. Aksaray’a götürdüler beni, rahat edemedim korkularım var benim. Deprem üstüme üstüme geliyor.
Kaçmadım ben bu korkuyu nasıl üzerimizden atarım diye yaşam şekli deniyordum. Biz suçsuz olduğumuz için kaçmadık. Yakalama kararı çıktığı anda gittik ve teslim olduk. Suçlu insan kaçar, biz kaçmadık.
Bu deprem çok büyük bir deprem. Araştırmalarımıza rağmen bin yıllık enerjinin birikimiymiş. O enerjinin dağları taşları nasıl yıktığını, ovaları nasıl böldüğünü gördük izledik bunları. 7.7’lik deprem bütün Adıyaman’ı yıkıp viraneye çevirdi. Bizim orada 5 bina var, İsias ile birlikte 4 bina yıkılıyor, 1 bina ayakta kalıyor.
Benim canlı tanıdığım otelin nasıl yıkıldığını görüyor, anlatıyor. Otelin nasıl yıkıldığını anlatıyor. Ama ne yazık ki bizim bölgesel olarak, örf adet olarak yüce mahkemenin karşısında büyüklerimizin yanında kendimizi ifade etmekle zorluk çekiyoruz. Avukatlar sürekli müdahale ettiler. Yanlış beyanda bulunmaları için.
Biz suçsuzuz. Eğer deprem 7.7’nin altında olsaydı da bina yıkılsaydı, biz suçlu olurduk. Ama deprem 7.7’lik, bizim suçumuz yoktur. Kaybedilen canların acısı içimde yaşıyorum. Ailelere söyleyecek hiçbir şeyim yoktur. Onların acılarını içimde yaşıyorum.
Dün bir de niye pişman değil denildi. Ben suçlu değilim. Suçlu insan pişman olur ama çok büyük acı içindeyim, bu acımı pişmanlık olarak kabul edeceklerse eyvallah.
Takdir yüce mahkemenin, benim 7 ameliyat geçirmem gerekiyor. Sağlık sebebiyle tahliye edilmeyi talep ediyorum.”